Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şampiyonluk Kupası için canı gönülden tebrikler Galatasaray’a ama... Hayatın doğal akışına uymayan ve benim aklımı kurcalayan ufak tefek şeyler var bu sezonda.
Sinek kadar... Minicik... Lakin çorbada.
Tamamında değil... Sadece son yedi haftası mide bulandırıyor.
Yani Süper Lig’e verilen yirmi günlük Milli Maç ve Yerel İdareler Seçimi molasını takip eden bölüm.
Fenerbahçe Başkanı sayın Ali Koç “bu düzen kurgulanmış” diyor ya...
Şayet kurgu varsa... Yarısı sayın Koç’un kastettiği gibi “Galatasaray’ı şampiyon yapan hakem desteği”, diğer yarısı Başakşehir’in “taammüden” frene basması sanki.
***
Bir takım nasıl olur da en iyi futbolunu oynadığı ligin ilk 26 haftasında neredeyse şampiyonluğu garantileyecek fark yapar, sonra aniden sıra takımından beter hale gelir ve beşinci vitesteyken kontak kapar? Başakşehir’in sezon boyu 5 mağlubiyeti var; 3’ü sezonun son 1/5’inde.
Futbolcular mı değişti, sistem mi? Maaş mı verilmedi de oynamadılar?.. Yoo!
Tek belirsiz parametre “şampiyonluğun baskı ve stresi”. O da palavra... Başakşehir’deki futbolcuların görüp yaşamadığı ne kalmış ki, futbol adına.
Olayı teknik yönüyle anlayan ve anlatan var mı?..
Hayır.
Futbol yorumcuları bile anlam veremedikleri için “Başakşehir şampiyonluğu Galatasaray’a hediye etti” diyorlar son maça atıfta bulunarak. Galatasaray maçına kadarki “düşüşü” ne gören var ne teşhis koyan.
***
Oysa durum dramatik...
Her türlü spekülasyona açık.
Hatta uçuk!
Neden ve nasıl durdu Başakşehir?
Şimdi, “yirmi günlük arada bir şeyler oldu” deseniz; o da değil... Ertesinde 2-0’lık Konyaspor galibiyeti ile başlayamazdı o zaman. Hayatın doğal akışına uymayan ve benim kafamı fena halde kurcalayan süreç bir hafta sonra birdenbire.
Daha da ilginci, aynı zaman dilimi “hakemlerin Galatasaray’ı kolladığı” gibi bir fikrin oluşup yaygınlaştığı döneme denk düşüyor.
Açıkçası, bu fikre sahip olanlar gıybet yapmıyor... İftiracı da denemez... Kuvvetli delilleri var!
O kadar ki, sezon boyu zirve yarışında hiç yer almamış, hatta bir süre düşme korkusu yaşamış Fenerbahçe bile isyan ediyor Galatasaray lehine hakem kararlarına. Rizespor başkanı evden silahını istiyor; o derece yani.
***
Peki, süreçte en hoşgörülü kulüp hangisi?
Başakşehir...
Oysa kapanması imkansız gibi gözüken puan farkı son yedi haftada erirken “şampiyon alternatifi” takıma fazladan bir taç verilse, yeri göğün inletirdi değil mi şampiyonluğu tehlikeye düşen kulüp? Malatyaspor da kükrerdi, Trabzonspor da Beşiktaş da... Onların yerinde Fenerbahçe olsa mecazi anlamda “kan gövdeyi” götürürdü.
Ama Başakşehir ve onu yönetenler, ellerinden kayıp giden tarihe geçme fırsatı ile yarım milyarlık çeki inanılmaz bir olgunlukla karşılıyor.
Sanki niyetleri bu!
Olamaz mı?..
***
Valla liberal ekonomide hür teşebbüsün her türlü projesini uygulama özgürlüğü var. Yeter ki, legal olsun ve işine gelsin.
Ne işine yarayacak” derseniz, bilemem... Belki Araplara sormak lazım... Çünkü anladıysam Arap olayım!
Her sezon hesap kitap gereği Türkiye Kupası’na nasıl “istemiyorum” dediyse (2015-16’da çeyrek finale kadar dişini sıkmış) bu sezon şampiyon olmak işine gelmedi belki!
Sükut ikrardan gelir değil mi?
Bakmayın siz şampiyonu belirleyen maçtan sonra Abdullah Avcı’nın Fatih Terim ile yardımcılarına “çete” diye yüklenmesine...
Galatasaray maçından önce kendisi enlem/boylam vererek olayın nerede ve nasıl çıkması gerektiğini işaret etmiş, kendi futbolcuları tetiklemişti hadiseyi. Kızmış ve alınmış gibi söyleniyorsa Galatasaray’ın ezeli rakiplerinde “münhal ve boşalması olası teknik direktörlük makamlarına” liyakat gösterisinde bulunuyordur, o kadar.
Son söz... Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu var; çok sürmez anlaşılır Arap olup olmadığım!.