Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hayır, kimse seni yıpratmak istemiyor Aykut Hoca’m… Ortada ne varsa onu yazıyoruz sadece. Skordan bağımsız “Fena oynamadı” diyecek kadar bol keseden davranıyoruz ama skora bakınca “vah vah”tan başka çare kalmıyor. Kadıköy’ü, galibiyeti, Başakşehir maç istatistiklerini falan göz ardı etsek de bu Fenerbahçe’ye “iyi” diyebilecek kimse var mı bu memlekette?
Kalemi sana versek bundan fazlasını sen bile yazamazsın!
Çünkü malzeme ile ürün arasındaki orantısızlık, tuhaflık, gariplik, yavaşlık, soğukluk buna izin vermez.

Haberin Devamı

Fenerbahçe için turnusol kağıdı gibi bir maçın ilk devresinde hiç de kötü oynamadı sarı-lacivertli takım… Ama garip!.. İlk yarının skoruna bakıyorsunuz Başakşehir 2-1 galip.
Neden?.. Çünkü Fenerbahçe rakip ceza alanı yakınına ya giremiyor ya da girdiğinde çoğalamıyor.
Gol, çatıya tırmanmak gibi bir şey… Merdivenin bir-iki basamağı eksikse, çok güzel tırmanırsın ama çatıya çıkamazsın.
Hele hızlı değilsen.
Sürat felaket sanıyor Fenerbahçe. Bu bir tercih olabilir. Lakin eldeki potansiyelin verimsiz kullanıldığı bir tercih olduğu kesin. Hatta yıkıcı bile sayılabilir. Oysa Başakşehir duran topu, kontratağı olan bir takım. Yüksek pas yüzdesi, olağanüstü tecrübeli futbolcuları ve en önemlisi kanatları dolu tanesi gibi yağdı durdu yine Fenerbahçe yarı alanına.
Fenerbahçe ise hâlâ “alışma devresinde”… Kim neye alışacaksa?
Gençlerbirliği maçından Neto, İsmail ve Josef farkıyla sahaya çıkarken bir de tribüne çağırıp alkışlayan seyirci sayesinde Ozan’ı da kazanmıştı Fenerbahçe ama Guilanio-Soldado ikilisi ancak ikinci kez yan yanaydı. Neto ise ilk kez forma giyiyordu. Yine de topu oyuna orta sahadan daha iyi sokuyordu yeni stoper.
Fenerbahçe’nin yıldızı ve topu ilerde tutabilen tek adamı Valbuena ise Başakşehir defansından adeta dayak yedi ilk yarı. Yine de maçın ilk yarıda kopmasını önleyen golün pasını kişisel çabasıyla yaratan adamdı. Evet maça şokla başladı şokla bitirdi Fenerbahçe. Henüz 1 dakika 26. saniyede kornerden gelen top Attamah’ın kafasını buldu; işe bakın tam o anda Volkan hazırlık zıplamalarında havada kalmıştı. Hamle yapabilmesi için ayakları yere dokunmadan top kaledeydi.
Başakşehir’in ikinci golü de dramatikti Volkan adına… Bu kez ceza alanına ortalanan topu Adebayor üst direğe nişanladı ve yere dik inen top Volkan’ın bedenine çarpıp girdi. Fenerbahçe artık iki moralsiz ve formsuz kaleci sahibi. Üstelik kalecilerin düzelmesi yeni transferlerin “alışmasından” daha uzun sürer genellikle.
Fenerbahçe’nin ilk 45 dakikada yükseldiği, hızlandığı dakikalar ise son 5 dakikaydı ve o da golü getirdi. Sadece bu bile Fenerbahçe’nin hızlanmadan, topsuz koşular yapmadan, yan topları bırakmadan bir yere gidemeyeceğinin kanıtıydı.
İkinci yarının Fenerbahçe ve Fenerbahçeli açısından önemi, yeni transfer Janssen’in 64’te oyuna girmesi kadar Soldado’nun takıma-oyuna-sisteme hiç ama hiç alışamadığıydı. Veya takdim edildiği kadar büyük bir golcü değil kendisi.
Atak yapsa da son basamağı çıkamayan Fenerbahçe, oyunu mağlup sürdürdükçe paniğe kapılmaya başladı. Uzaktan şutlar, kale önünde dokunulamayan paslar, homurdanan tribünler…
Elbette kalbini bilemem… Ama son 20 dakikayı Aatıf’ı alıp çift santraforlu şekle çevirdi Aykut Kocaman, bir kontratakla gol yemeden bir gol atarak gelecek beraberliğe çoktan razıydı gibi geldi bana. Fenerbahçeli futbolcular da aynı fikirde olmalı ki, biraz vites attırdılar. Bölgesel baskılara başlayıp hücumu zenginleştirmeye çalıştılar.
Ve dakika 78… Yan hakemin ofsayt, Aydınus’un “değil” dediği Fenerbahçe golü… Tabi ki Aydınus haklı…. Üç Fenerbahçeliyi ofsayttan kurtaran Clichy’nin topla teması.
Bu maçın hakkı beraberlikti. Yani, Fenerbahçe’nin henüz tam hazır hale gelmemiş ama geriye doğru da gitmemiş hali. Ama Başakşehir bu kadarına bile izin vermedi. Kerim’in golü Fenerbahçe’yi kapatan kepenkti.
Galiba bir takım düştü şampiyonluk yarışından. Bu puanları çok arayacak Fenerbahçe… Çünkü yabancı futbolcuya yüklenen ve şampiyonluk peşinde koşan beş takımdan üçü-dördü için “iflas” değilse bile “konkordato” ilan etmenin başlangıcı bu sezon olacak.
Fenerbahçe de “tehlike” bölgesindeki takımlardan biri. Ve futbol açısından değil ama puan cetvelinde terse doğru hızla yol alıyor. Soru şu… Bu gidiş nereye?