Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Artık “temenni”den “tahmin”e evrilen, ardından “gerçeğe” dönüşmesi beklenen bir durum var Fenerbahçe ile Shakthar arasında!..
Fenerbahçe ikinci Shakhtar maçından müjdeli bir haberle dönecek gibi geliyor bana...
Zaten ta en baştan “ilk maçı boş verin, rövanşa heveslenin” diye yazmıştım.
Neden?
Yüzde seksen yenilenmiş Fenerbahçe, iki aydır istim üzerindeki Shakhtar ile ilk resmi maçını yapacaktı.
Birbirlerini iyi tanımayan adamlarla “çayda çıra” bile oynanmazdı.
“İki maç arasındaki bir hafta kısa gibi görünebilir. Lakin Fenerbahçe’nin takım olma sürecine ciddi katkı yapacaktır” demiştim...
Eksik söylemişim!
Günlerin, saatlerin hatta dakikaların önemli olduğu ortaya çıktı.
İspat mı?..
Fenerbahçe Kadıköy’deki maça nasıl başladı?
Berbat...
35. dakikada Vitor Pereira sahaya bir post-it yolladı, toparlandı...
İkinci 45’de daha iyi.
Maçın sonuna doğru galibiyeti kaçırdı.
Bir hafta değil, 90 dakikalık maçta aşama kaydetti Fenerbahçe. Bir hafta neler eklemiştir acaba?
Kısaca, acayip ümitliyim.
Peki ya olmazsa... Ya Fenerbahçe’nin “sıra dışı” sezon hazırlığı daha “sıradan” futbol kategorilerine mahkum kalırsa?..
Ortada bariz bir gaflet yoksa, zerre kadar kızmam futbolculara ve Pereira’ya.

Haberin Devamı

ÖZLEMİŞTİK PEREİRA GİBİSİNİ

Açık söyleyeyim, Pereira takımın başına geçtiğinde ve ilk iş olarak futbolun ordinaryüsü futbolcularına spor akademisinden dersler vermeğe kalktığında fena halde kuşku duymuştum Portekizli’den.
Ama Shakhtar maçı ardından o basın toplantısı var ya...
“İşte budur” dedirtti.
Pozitif bir adam her şeyden önce.
Uluslararası teknik direktörlerin hemen tümüne “kişilik üniforması” olan o “anlaşılamayan şair” davranışları yoktu.
Meslektaşları gibi yaptığı işi Dünya’nın kaderini değiştirecek “soğuk füzyon” ile kıyaslamıyor, medyanın sorularından tırsıp karizmayı çizdirmemek için “sert ve patavatsız” bir zırhla kuşanmıyordu.
Beş kere teşekkür etti Hasan Ali’ye yabancısı olduğu mevkide itirazsız oynadığı için.
Fenerbahçe seyircisinin kıymetini ilk maçtan kavradı.
Onu dinledikçe Fenerbahçe’ye daha çok inandım. Pereira’nın “karamsarlık”la alışverişi olmadığını anladım.
Anı anlattı. Espri yaptı.
Çaresiz gözlerden, anlamsız yüzlerden, suçlayan, kızan tiplerden bıkmış bizlere, ilaç gibi geldi.
Peki, bunlar yeterli midir bir teknik direktörün “iyi” olması için?..
Hayır ama “artı”dır.
Futbol şovsa, şova katkıdır. İşse, işi zevkle yapmaktır.
Geriye kalanlar zaten her hocada üç aşağı beş yukarı aynıdır; fark futbolculardadır.
Demem o ki, Fenerbahçe’nin işi Shakhtar deplasmanında bitmeyecektir. İyi veya kötü sonuç fark etmez, daha Pereira ile yürüyecek çok yolu var bu takımın.