Galatasaray yöneticisi, asbaşkanı, vitrin adamı ve dahi transfer üstadı sayın Abdurrahim Albayrak, beş bin lira ceza ödedi biliyor musunuz!.. Küsuratı da var galiba.
Bin Dolar’dan az; onun için çiklet parası.
Ama nicelik değil nitelik önemli bu cezada... Çünkü “suç” 6222 numaralı “Sporda Şiddet ve Düzensizliği Önleme Kanunu”na aykırı eylemden. Allah korusun, gözaltına alınsa rakip taraftarın façasını bozan, sahaya atlayıp hakeme ayar vermeye kalkan adamla aynı hücrede kalacaktı avukatı gelene kadar.
***
22. maddeyi buldum ama sicili nasıl etkiler; bulamadım... Çok karışık.
“Şık” değil; ondan eminim.
Efendim “VAR kayıtları elimizde demiş de Başakşehir’in patronu Gümüşdağ işgüzarlık edip mahkemeye vermiş” falan anlamam.
Söylemeseydi...
“Salladım” deseydi.
Veya arkasında durup “aha kayıtlar, yolda buldum deseydi”.
Havaya ateş etmeyeceksin kardeşim... Döndü, yorgun mermi topuğuna isabet etti.
“Ödedik beş bin kaymeyi” demekle bitmez mesele.
Sorun Abdurrahim Albayrak’ın değil, Galatasaray’ındır bundan böyle.
Çünkü tarihte ilktir.
Yani Galatasaray asbaşkanı artık sporda “sabıkalı”!
Ben demiyorum... Gözü tülbentli, eli terazili hukuku temsil eden hanımefendiye göre potansiyel tehlike.
***
Bilemiyorum bundan sonra statlara girmesi falan yasak mıdır sayın Albayrak’ın, ama artık Galatasaray yönetim kurulunda yer alması “sakıncalı” olmalı değil mi?
En azından, imaj açısından.
Spora şiddet bulaştıran veya buna tevessül eden biri, yönetici olabilir mi?
Galatasaray’ı sağlığını riske atacak kadar seven sayın Abdurrahim Albayrak’a, bir an önce istifa edip Galatasaray yönetimini türlü çeşitli spekülasyonlardan kurtarmasını öneririm.
***
Geçelim...
Galatasaray’da yaşananlara/konuşulanlara bakınca Fatih Terim’in “Bize kötülük yapmak isteyenler var” tespitinde ne kadar haklı olduğu ortaya çıkıyor...
Lakin, adres yanlış.
“Dışarıda” değil, içeride onlar! Sarı-Kırmızı formalılar.
6222’den hüküm giyen asbaşkandan başlayın, kulübü icraya veren eski başkana gidin. Galatasaray Lisesi müdürü bile başka kulüp üyesiyse, gerisini anlayın.
“Dostlar” böyleyse düşmana ne ihtiyaç var?
***
Galatasaray başkanı sayın Cengiz, bugüne kadar binlerce kere “yapmayın arkadaşlar” demiştir Galatasaray divanında...
Haksızlıktan yakınıyor yani!
Kim yapıyor.
Galatasaraylılar.
Ya Galatasaray fena halde dinamik, fevkalade demokratik bir kulüptür ki, bunalmaktadır başkanı... Ya da “düşman” belledikleri unsurlar dışarıda değil Galatasaray’ın içindedir.
Aslında devinim iyidir.
Ama bunlara bir de “dış mihrakları” eklerseniz, işin içinden çıkılmayacak hale gelir.
***
O yüzden Hayri Kozak gibi bir Galatasaray bilgesinin divan kurulunda söylediklerine kulak vermesi gerek Galatasaraylıların.
“Barış” önerdi sayın Kozak divan kuruldaki konuşmasında.
Sadece sınırlar içinde değil...
Dört büyük kulüp, hep birlikte.
Kısaca “bırakalım bu saçma düşmanlar yaratmayı” dedi. Rakiplerimizle bile dost olalım.
Devamını söylemedi ama “düşman lazımsa biz bize yeteriz” demek istedi galiba.
***
Galatasaray ipin ucunu kaçırdı epeydir.
Fetocuların atılmasına direnen Genel Kurulu, yönetimi ibra etmedi mesela. Üyeliği hak etmiş gençleri sahte imzalarla geldi. Ortaya çıkınca “alın başınıza çalın üyeliğinizi” dedi.
Asbaşkanı sporda şiddetten hüküm giyiyor, başkanı “hakkımı yemeyin ben de yüz elli gün ceza aldım” diye övünüyor, eski başkan kulübü icraya veriyor. Yahu Galatasaray’dan yetişmiş gelmiş geçmiş en kariyerli topçusu bile silahlı/külahlı işlerden hapis cezası alıyor.
Suç “dış düşmanlarda” aranıyor.
***
Sağduyu Hayri Kozak’ınki:
“Yurtta sulh cihanda sulh.”