Bu işin şakası kalmadı… Fenerbahçe şu anda 3 Temmuz Kumpası’ndan sonra tarihinin en büyük travmasının tam göbeğinde bulunuyor… Bu gidiş durdurulmazsa akıbet belli ve 3 Temmuz’u mumla aratacak günler bekliyor Türk Futbolu’nun devini.
Diyeceksiniz ki, Ersun Yanal gelir bir galibiyet serisi her şeyi düzeltir!
Hayır… O sadece travmanın şiddetini düşürür… Yaşanmışlar orada öylece kalır. Düşme hattında son tangonun etkileri yarın değilse on sene sonra görünür.
Bakın bu sene ilköğretim ile lise arasında 17 milyon 858 bin çocuk okula başladı. Hangisi bu Fenerbahçe’yi benimseyecek? Kaç tanesi Fenerbahçe’den vaz geçecek acaba?
Fenerbahçe elbet çareler bulacak, kötü gidişi döndürecek…
Ama önemli olan bu noktaya getirmemekti.
Hele yenilenme için yirmi yıllık yönetimini değiştirmiş bir kulüpte asla…
Açık söyleyeyim, ben kendimi Stephan King gibi hissetmeye başladım sezon başından beri… Her hafta yeni bir felaket, acı, trajedi yazmaktan bıktım; Fenerbahçe takımı taraftarlarına yaşatmaktan, yönetimi kulağının üstüne yatmaktan bıkmadı.
* * *
Aslında maçın tarifi kolay…
Olay, düşme hattında mücadele eden eksik gedik iki takım arasında geçiyor.
Ev sahibinin taktiği ve tarzı belli… Topu rakibe bırakıp bekleyen, hızla çıkıp becerikli santraforlarıyla sonuca giden bir takım… Ama üçüncü santraforla oynamak zorunda. İkinci santraforu Manu sakat, ancak son yirmi dakika giriyor Fenerbahçe’ye gol atmış Bokila yerine…
Yani Fenerbahçe’nin eksikleri bahane değil… Zaten misafir Fenerbahçe’nin ne oynadığı bile belli değil…
Ne doğru dürüst savunma yapabiliyor, ne hücum… Eksikler sakatlar yüzünden ümitlendiren adamlar da yok. Her şey Mehmet Ekici’nin omuzlarında.
İlk dakikalarda Fenerbahçe biraz rüzgar yaratsa da golü yediği 26. dakikaya kadar Akhisarspor sahanın neresinde bassa hata yaptırıyor Fenerbahçeliler’e… Barış ve Eljif’i kilitlenmiş Fenerbahçe gol yiyeceği zamanı bekliyor açık açık.
Bokila, Harun’dan dönen top karşısında uyurgezer gibi duran iki Fenerbahçe stoperi arasından golü atınca, Fenerbahçe’nin aklına puan cetveli gelmiş olmalı ki, birkaç orta yapabiliyor rakip ceza alanına ama Isla ile Slimani ıskada yarışıyor.
İkinci yarı Koeman yapabileceği tek hamleyi devreye sokup Benzia’yı alıyor. Sonraki dakikalarda Mehmet Topal’ın yerine Hasan Ali’yi koymak saçmalığına kadar gidiyor iş. Bundan sonrası Akhisarspor’un bildiği oyun… Fenerbahçe bastırıyor, Akhisar yakaladığı toplarla hızla Fenerbahçe kalesine iniyor ve bunlardan bir tanesi Manu’nun ayağından ikinci gol oluyor.
Doksan artılarda ise Fenerbahçe’yi düşme hattında prangalayan skor; 3-0…
Benim elim acıyor artık Fenerbahçe’nin başına gelen korkunç olayları yazarken. Taraftarın yüreği kan ağlıyor ama Fenerbahçe’yi yöneten futbol aklı travmanın farkına varmadıkça ne fayda.