Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen haftaki net galibiyete karşın, Trabzonspor’un takım olma yolunda epey çalışması ve skorun kimseyi aldatmaması gerektiğini dile getirmiştik.
Kabul, yeni oluşumlar, yeni bir sistem ve ülkemize ilk kez gelen oyuncuların uyum süreci. Kolay değil. İstenen düzeye gelebilmek için sabır ve zaman şart.
Eddie Newton’un kafasındaki planı anlamaya çalışıyorum. Hücum yönü kuvvetli bir ekip isterken, geçen yıl yapılan hataları önlemek adına takım savunmasına önem veren bir kadro düşlüyor belli ki. Tabii onun istediklerini kavrayabilecek ve karşılığını verebilecek bir futbolcu topluluğuna ihtiyaç var. Yetenek kadar zeka da önemli. Hadi bu da oldu, iki yönlü oynamayı hedefleyen bir takım sağlam bir kondisyona sahip olmalı. Fiziken hazır değilseniz, ki henüz sezon başındayız, beklenmedik kayıplar yaşayabilirsiniz.
Gaziantepspor deplasmanında bordo-mavililerin geçen sezonki ofansif etkinliğinden eser yoktu. Beni tatmin etmedi. Ben önemli değilim. Maça Nwakaema, Ekuban, Afobe ve Abdülkadir Ömür gibi üçüncü bölgede etkili olan isimlerle başlayıp sınırlı sayıda pozisyon üretmek, rakibin alan savunmasının güçlü olmasıyla izah edilemez. Açılması gereken kilit varsa, çözüm üretmesi gereken yer kulübedir.
Net görüşüm; Trabzonspor bu hafta da ışık vermedi. Orta saha ile üçüncü bölge arasındaki pas trafiği aksadı. İki kanat savunmacısının destekte yetersiz kalışı da dikkat çekti. Yeri gelmişken; son iki haftadır mükemmel bir performans sergileyen Serkan’ın, Pereira iyileşir iyileşmez kulübeye çekilmesi garip geldi bana. Çocuk form tutmuş, iyi de oynamışken “geriye dön” demek, gençlerin hevesini kırar, özgüvenlerini zedeler. Geleceğe yatırım, bu zihniyetle yapılmaz.
Abdükadir Ömür çizgide oynamayı seven, zaman zaman içeri girerek şut çeken veya arkadaşlarına fırsat yaratabilen bir futbolcu. Onu bu özelliklerinden mahrum bırakırsanız, köreltirsiniz. Tıpkı Nwakaeme gibi. Bu tarz oyuncuları kalabalıkların içine girmeye zorlamayın, yoksa fazlasıyla top kayıpları yaşarsınız. Özetle, kanatlarını doğru kullanamayan takım topal ördektir. Geçen sezon Trabzonspor’u ligin en golcü ve hücumcu yapan meziyetleri bunlardı. Yeniden kazanabilir mi? Zaman gösterecek.
İkinci bölümde daha çok kapanan Sumudica’nın öğrencileri sertliğin dozunu da artırınca, Trabzonspor için işler daha da zorlaştı. Hesapta olmayan, planı bulunmayan bir gol gerekiyordu. 64. dakikada Pereira’nın korner gibi kullandığı uzun taç atışında, savunmadan çıkan Campi’nin sihirli kafa dokunuşu gibi. İyi de hücumcular nerede?
Hal böyle olunca nasıl bir taktik değişiklik beklersiniz? Gaziantep riskleri göze alıp yüklenecek, geniş alanı iyi kullanan Trabzonspor bunu avantaja çevirecek. İlki doğru da, ikincisini yapabilecek gücü olmayan bir takım görüntüsü vardı.
Ev sahibi tüm hatlarıyla yüklendi. Konuk ekip, tam takım savunmaya geçti. Bu kadar geriye yaslanırsan ya hata yapar veya tartışmalı kararlara davetiye çıkarırsın. Nitekim öyle de oldu. Flavio’nun Maksim ile ceza alanı içindeki mücadelesine VAR müdahalesi geldi. Fırat Aydunus izledi ve yaklaşık 5 dakika sonra tartışılacak bir penaltı kararı verdi. Bu kadar detaylı incelenen bir dokunuşta Türkiye’nin en üst düzey hakemlerinden biri daha Trabzonspor’un “kara listesine” girecekse, MHK’nin bu tarz pozisyonları herkese net biçimde anlatması gerekir.
Yenilik mi yapacaksınız? Çıkın, kafa karıştıran kararları aydınlatın, öğretin, soru işareti kalmasın kimsede.
Aksi takdirde yolun başında her camiayı karşınıza almaya başlarsınız. Hakem yanlış yaptı ise cezasını kesin, başarılıysa ödüllendirin. Herkes bu oyunu öğrensin!