Olaylı Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin artçıları dinmedi.
Anımsayın, o maça ilişkin disiplin sevkleri Schalke sınavı öncesine denk gelince, Başkan Mustafa Cengiz ve Teknik Direktör Fatih Terim, “Ülkemizi Avrupa’da temsil ediyoruz. Niçin şimdi açıklandı?” tepkisini vermişti.
Bu bir kenarda dursun...
Konumuz Galatasaray-Konyaspor maçının hakemleri Halis Özkahya ve Hüseyin Göçek’e, Merkez Hakem Kurulu tarafından uygulanan yaptırım. Sahadaki Göçek ile VAR’ın başındaki Özkahya arasındaki diyaloğun şifrelerini çözüp (!) sistemin ruhuna zarar verdiğine hükmeden MHK, 3 dönemdir gösteremediği cesaretin faturasını FİFA kokartlı iki hakeme kesti. Bravo!
Hakem kötü maç yönetir, bekletirsiniz. Zor işin üstesinden gelir, ödüllendirirsiniz. Bu güne dek yaptınız mı? Hayır!
Korktunuz mu?
Soruyorum MHK Başkanı Yusuf Namoğlu’na; “Yıllardır unuttuğunuz adalet kavramı o maçtan sonra mı geldi aklınıza?. Her göreve gelişinizde onca hakemin hakkını yerken, vicdanınız nerede idi?
Yoksa TFF yönetim kurulu üyeliğinden istifa eden, sonra da tüm görevlerine geri dönen Ali Dürüst mü korkuttu gözünüzü?..
VAR’ın içine şeytan kaçacağı aylar öncesinden belli iken neden önlem almayı beceremediniz?
Gelelim VAR’ı koruma konusunda gösterdiğiniz hassasiyete.
Futbol Federasyonu, on milyonlarca euro yatırım yaptı. Bir dediğinizi ikiletmedi.
1.5 yıldır işiniz gücünüz bu. Peki; üst düzey hakemler bile teknolojiye rağmen hata yapıyorsa, tek sorumlu onlar mı?
Hakemler bu sezon kötü, formsuz, motivasyonsuz. İyi de, husumeti kim soktu aralarına? Para, pul, refah mı bozdu ayarlarını?
Belki de, derebeyi tarzı yönetiminiz işleri bu noktaya getirdi!
Hesabı kim verecek?
Şu kabul edilemez tablonun hesabını, kamuoyuna ve kulüplere Federasyon başkanı mı verecek, MHK başkanı mı?..
Televizyon programlarına malzeme olup hakemleri küçük düşüren zat-ı muhterem ve ona sufle veren işbirlikçisi, sütten çıkmış ak kaşık mı?
Sırf koltuğunuzu koruyabilmek için deve dişi gibi hakemlere racon kestiniz de, Kulüpler Birliği size ayar verdiğinde niçin tek kelime edemediniz?
Şimdi size Galatasaray başkanı ile hocasının kullandığı dilden sorayım;
Karar açıkladıktan bir gün sonra Cüneyt Çakır ile birlikte Şampiyonlar Ligi maçına giden Hüseyin Göçek’in nasıl bir ruh hali içinde olduğunu düşündünüz mü?
Ya da Halis Özkahya perşembe günü UEFA Ligi’nde düdük çalarken, kulaklarınız çınlamadı mı?
Her ikisi de o psikoloji içinde hangi ülkeyi ve hakemliğini temsil etti?
Patagonya’yı mı?..
Sayın Namoğlu, size sunulan bunca imkana karşın Türk hakemliğine en berbat dönemini yaşatıyorsunuz.
Her şeyi elinize yüzünüze bulaştırdınız. Daha neyi bekliyorsunuz ki?..
Boş istifa dilekçelerinin işleme konmasını mı?
Şu menajer meselesi?
Futbol Federasyonu geçen sezon talimatlara aykırı davrandığı için 50’nin üzerinde menajeri disiplin kuruluna sevk etmişti.
Bir kez daha altını çiziyorum, Türk futbolunun kanayan yarası, yönetici-menajer ilişkilerinin kulüpleri ekonomik bataklığa sürüklemesidir.
Bugün ağlayan kulüpler, geçmişte yapılan kontratlara ve kime ne ödendiğine baksın. Güçleri varsa da hesap sorsun.
TFF geçen hafta yine aynı menajerleri ve onlarca futbolcuyu ikinci kez PFDK’ya gönderdi.
Gerekçe yine benzer; “Talimatlara aykırı hareket.”
İlkinde ihtar ile yırttılar. Merakım; aynı ihlale devam eden futbolun kan emicilerine (işini ahlakı ile yapan azınlık hariç) verilecek cezalar.
Futbolda uluslararası kuralları koyan ve uygulaması gereken federasyondan beklentim çok açık; Bu kez dağ fare doğurmasın!
İlk raund Karaman’ın ama!.
Sekiz yılı aşkın bir süre geçtikten sonra Fenerbahçe’yi Trabzon’da yenmek Ünal Karaman’a nasip oldu.
Aslında sevmem nasip, kader, kısmet gibi sözcükleri.
Her başarının altında çok çalışmak, inanmak, mücadele etmek yatar. Trabzonspor; Onur ve Burak’ın kadro dışı bırakılmasından sonra, deyim yerinde ise kader maçına çıktı.
Yılların klasiği değişmese ve Fenerbahçe yine istediği bir sonuçla İstanbul’a dönse, pusuda bekleyen grup anında harekete geçip, eski kaptanları üzerinden salvo atışına başlamaya hazırdı. Bu kez hevesleri kursaklarında kaldı!
Camiaya tepeden bakan iki kaptan, Karaman’ın raporu ve yönetimin aldığı risk sonrası takımdan uzaklaştırıldı.
Açık söylüyorum zorunlu, ama cesaret gerektiren bir operasyondu.
Trabzonspor maçı kazandığına göre alınan kararlar doğru. Tartışılmaya açılırsa sahadaki tüm oyuncuların emeğine, özverisine ve döktüğü tere saygısızlık olur.
Lakin bundan sonrası önemli. İlk aşama Karaman’ın zaferi ile sonuçlandı. Devamı gelmez ise “adamlar maç seçiyor” söylemleri hortlayabilir, huzur bozulabilir.
Dolayısı ile bugünkü Kayserispor karşılaşması geçen haftadan daha zor. Tıpkı Karaman’ın işi gibi.
Kuru sıkı atmayın!
Kulüpler Birliği’nin 17 imza ile Hüseyin Göçek ve Halis Özkahya’ya verilen cezaların kaldırılması önerisi, Galatasaray’ı üzmüş.
Gündemleri üyeliği askıya almak, yayın havuzundan çıkmak imiş.
Kulakları çınlasın Aziz Yıldırım her başı sıkıştığında aynı blöfü yapardı.
Sonuç; kartlar hep masada ve kapalı kaldı. Kuru sıkı atmayın lütfen..