Hakemlerde arızasız geçen hafta yok. Medyaya verilen malzeme ise Video Asistan Hakemliği. Oysa ne hayalleri vardı beylerin?..
Merkez Hakem Kurulu’na sormak istiyorum; çıkarın şu on haftada VAR’ı ligimizden, nasıl görünüyor gerçekler sizin tarafınızdan?
VAR olmasaydı bilmem ne kadar takımın ve oyuncunun canı yanacak, kulüpler şimdiden isyan bayrağı çekecek, MHK’nin koltuğu sallanacaktı değil mi?
Rezalete bak!
Peki, alkışlayalım mı VAR şu kadar hatayı düzeltti diye? Yere göğe sığdıramayacak kadar övelim mi sistemi?
Sizin öyle yaptığınızı tahmin ediyorum. Çünkü VAR sayesinde hâlâ o makamlarda olduğunuzun farkındasınız. Ya da bizim algılayamadığımız bir boyutta yaşıyorsunuz.
MHK Başkanı Yusuf Namoğlu’nun tarzını biliyorum. Kadroda 50 hakem de olsa, 10-12 kişiyle sezonu bitirmeyi sever.
Diğerleri kusura bakmasın, satranç tahtasında ön sıraya dizilen ve en kolay gözden çıkarılacak isimlerdir. Zaten öyle oluyor.
Baksanıza ellerinde 7 tane FIFA hakemi var, ama 4 yıl önce liste dışı bırakılan Fırat Aydınus kurtarıcı oluyor. Bu sezon oynanan üç derbide de o var. “Efendim Cüneyt Çakır UEFA seminerinde imiş, yoksa maç onunmuş..”
Geçin; mişleri muşları. Tablo ortada! Aydınus’un bu sezon ligde 8, VAR masasında 9 maçı var. Sıkıştın mı “kurtar bizi Fırat.”
Cüneyt hoca mı, onun işi Avrupa’da...
Sorular, sorular!
MHK başkanı ve teknolojiden sorumlu üyesi acaba şu sorulara yanıt verebilir mi?
Hakemler niçin bu kadar çok teknolojiye başvurmak zorunda kalıyor?..
10 haftada rekor sayılabilecek düzeltme yapılması normal mi ve yönetim biçiminizle ilgilisi olabilir mi?
Veya; kadronuz mu formsuz? Kafalar mı karışık? Eğitim konusunda mı eksikler? Alt liglerdeki meslektaşları gibi çözüm bekleyen sorunlar mı canları sıkılıyor? Paralarını mı alamıyorlar? Güven problemi mi yaşıyorlar? Aralarında kıskançlık mı var? Adalet sözcüğü ile ilgili kaygılar mı söz konusu? Yoksa VAR sorumlusu kendi geleceğini kurmak ve kurtarmak adına birilerini mi kandırıyor?..
Her şey dört dörtlük ve yukarıdaki soruların yanıtları “hayır” ise; sayın Namoğlu’ndan rica ediyorum anlatın, cehaletimizi engelleyin.
Biz de boş konuşup, boş yazmayalım!
VAR son 7 hafta arıza yapsa da, “takke düşüp kel görünse...” demek geliyor içimden de. Diyemiyor insan!
Ofsaytın da kralı!
Burak Yılmaz geçen sezonun kralı idi. Süper Lig’de tam 57 kez ofsayta düşmüştü.
Bu sene de rekora koşuyor. Ortalama 3 ofsaytı var. Gerekçesi “kaleye en yakın isim, ne kadar çok topla buluşursa, o kadar risk alır” olamaz. Futbolculuğuna, golcülüğüne lafımız yok. Ancak Trabzonspor dışındaki diğer 3 büyük takımda oynasa, hiçbir teknik adam bu serbestliği vermezdi ona.
Bakın forma giydiği maçlara, tüm oyuncular topu Burak’a atmak için yırtınıyor. Abileri de istedikçe istiyor.
Ünal hoca; Hugo ile Burak’ı birlikte oynatırken, kıdem ve yetenek kadar, sahada olmayı hak edeni de gözetmeli.
İkisinden de vazgeçmemek gibi bir lüks olamaz. Son iki maçta yitirilen 4 puan sorgulanırken, hocanın tercihleri de göz önünde bulundurulmalı!
İade-i itibar!
15 Temmuz darbe girişiminden sonra, kamu kuruluşları ile özel sektörde geniş çaplı bir FETÖ soruşturması başlatılmış, on binlerce insan araştırılmıştı.
Çok hassas bir süreçti. Kurunun yanında binlerce kişi yanmış, haksız suçlamalarla karşı karşıya kalmıştı.
O dönem Türkiye Futbol Federasyonu da kendi bünyesinde bir araştırma yapıp, bazı kurullarda değişikliğe gitmişti.
Anımsarsınız; başkanlığını Kuddusi Müftüoğlu’nun yaptığı Merkez Hakem Kurulu bu furyada görevden el çektirilmişti. Çoğunu yakından tanıdığım bu insanlar, haklarındaki iddialardan aklandı ve iade-i itibar süreci başladı.
Zaman her şeyin ilacıdır. Gerçeklerin de er geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Önce MHK Başkanvekili Bünyamin Gezer yayıncı kuruluşta yorumculuğa başladı, şimdi de Kuddusi Müftüoğlu ekrana çıkmaya başladı.
Müftüoğlu; Milliyet Spor Müdürü Tayfun Bayındır, meslektaşlarım Fuat Akdağ ve Serdar Ali Çeliker’in birlikte sundukları “Pazar akşamı futbol” programında kareyi tamamlayan isim oldu.
Onlar gibi dışlanmaya çalışılanların neler çektiğini, ancak kendileri bilir. Telefonlarına bile yanıt verilmediği günler yaşadılar. Selamlaşmaktan korkan insanlar vardı camiada.
Bugün eski MHK başkanı ve vekilinin yorumculuk önemli kanallarda koltuğunda oturuyor olması, geleceğe dönük açık mesajdır.
Kim nasıl algılar, bilemem!..