Trabzonspor Yönetimi’nin hafta içinde yaptığı “bilgilendirme” açıklaması ve golcü oyuncunun kaptanlığının geri alınması şunu gösteriyor. Alacaklarını tahsil için Futbol Federasyonu’na başvuran Burak Yılmaz ile ipler kopma noktasına geldi. Son günlerde yapılan ılımlı açıklamalara kanmayın. Biri özür diledi, diğer taraf yumuşadı. Peki tüm bunlar niye yaşandı?
Başkan Ahmet Ağaoğlu kuşkusuz büyük hayal kırıklığı içinde. Yoksa, Burak’ın kulübü adeta teslim alan sözleşme detaylarının kamuoyu ile paylaşılmasına asla izin vermezdi. Bu konular hep mahremdir.
Ağaoğlu’nun Burak konusunda günahı yok. Gerçek suçlu, o sözleşme koşullarını kabul edip, medya önünde poz vererek Trabzonspor’un idam fermanına imza atan eski başkan Muharrem Usta!
İdam fermanı da nereden çıktı diyenler, kulüp açıklamasını iyi okusunlar. Burak Yılmaz’ın üç yıl için bugünkü döviz kuru üzerinden toplam maliyeti (bonuslar hariç) 80 milyon Türk lirası!
Bu ne demek biliyor musunuz? Kulübün gelirlerinin yüzde 25’i Trabzon’dan kaçmak için bahane arayan Burak’a verilecek. Valla helal olsun menajerine. 1 milyon 50 bin euro aracılık parasını cebine koyup, bir de kapı gibi kontrat yapmış oyuncusuna... Satsan satılmaz, göndersen gitmez. Usta’nın ödediği menajerlik parasına, Ağaoğlu iki futbolcu transfer etti bu sezon.
Bunları bilin!
Gelelim bordo-mavili kulübün bu sözleşmeyi kelimesi kelimesine açıklama gerekçesine. Diyor ki Ağaoğlu yönetimi, “Eyy Trabzonspor camiası, alacağı birkaç ay gecikti diye prestijimizi yerle yeksan eden oyuncunun arkasında duracaksanız, bunları da bilin.”
Evet bilin. Bakmayın Burak’ın “sorun para değil” savunmasına. Kadroya girmediği maçlarda bile arkadaşlarının alın terinden pay alan (puan başına 12 bin 500 euro), resmi maçların yarısında forma giymese dahi 200 bin euro ekstrayı hakkı gören, takım Avrupa kupalarına katılırsa 1.5 milyon euro prim talep eden ve kendini diğer oyuncular arasında farklı bir noktada konumlandıran bir isim meşgul ediyor gündemi! Dahasını öğrenmek istiyorsanız, açın okuyun detaylarını. Nasıl bir sözleşme yapılmış ve hangi vicdana sığar?
Aslında Burak profesyonelce (!) davranıyor. Alacaklarını istemekle haklı. İnatlaşma sürerse kazanan Burak olur. Ama kusura bakmasın. Trabzonspor’un gelmiş geçmiş en pahalı oyuncusu olmak ve gol kralı unvanı almak, sana kucak açan kulübünü İstanbul’a transferin son dakikada yattı diye ele güne rezil etme ayrıcalığını vermiyor. Belli ki sen Trabzonspor tarihini okuma zahmetine bile katlanmamışsın.
Dolayısıyla akçeli işlerin futbolu kirletmediği dönemlerde bu takımı defalarca şampiyon yapmış efsanelerin şu an senin hakkında ne düşündüklerini de merak etmiyorsundur. Çünkü senin Trabzonsporlu olmak gibi bir derdin, çaban, isteğin yok.
Üç seçenek
Ve bardağın öteki yüzü... Krizin patlamasına sebep olan Muharrem Usta’nın yapması gereken, eğer gerçekten seviyorsa kulübünü, Burak Yılmaz ile ilgili yükümlülüğü paylaşması. Aksi takdirde çok insan şöyle düşünecektir; “İbrahim Hacıosmanoğlu’nun günahını almışız, beterin de beteri varmış!”
Bitirelim. Geçen hafta, bu don yama tutmaz, kan da uyuşmaz demiştim.
Peki ne olacak? Üç seçenek var. Trabzonspor, Burak’ı devre arasında daha önce kabul etmediği bir bedelle satacak. Veya kadro dışı bırakacak ve iki yıl daha o ücreti ödemeyi göze alarak maliyetine maliyet katacak. Üçüncü şık; bugüne kadar yapılan karşılıklı açıklamalar yok sayılıp, insanların aklıyla dalga geçilecek ve sahte barış sağlanacak.
Çok uzadı. Kendini Çin’den kurtarmak için Trabzonspor’u basamak olarak kullanan Burak’a takılıp kalmayın, camianın ayağa kalkmak için ona ihtiyacı yok!
Ne diyor Ünal Karaman? “Takımda aile ortamını yakaladık.” Bu uzun zamandır dile getirilemeyen bir realite. Burak’sız 4 haftalık dönemden söz eden hoca, bu atmosferin bozulmasına izin vermeyecektir eminim!
Aklın yolu bir!..
Üç hafta önce bu köşede yazmıştık. Merkez Hakem Kurulu ve VAR’dan sorumlu üyesi nihayet ayıktı!
Eski UEFA eğitim sorumlusu Roberto Rosetti ara seminerde anlatmış, tercümesini yapan şahıs konuyu es geçmişti. Rosetti, Video Asistan Hakemliği uygulamasında yardımcı hakemlerin de kullanılmasının yararlı olabileceğinden söz etmişti. Yardımcı hakemlerin özellikle ofsayt pozisyonlarının analizinde sağlayacakları katkının altını çizmişti.
MHK 10 FIFA yardımcı hakemine kısa süreli de olsa VAR eğitimi verdi. Gelecek haftadan itibaren yardımcılar da projenin içinde yer alacak.
Bu yeterli mi? Bütçe meselesi. VAR için küçümsenmeyecek bir para harcanıyor. Ama sistemin sağlıklı işlemesi planlanıyorsa, hakemliği bırakacak isimlerin de kademeli olarak kullanılmaya başlaması faydalı olabilir. Faal hakemlerin sürekli VAR’da görev yapması sıkıntı olacak. Unutmayalım, makamlar kimseye kalıcı değil!
Çok güzel hareketler bunlar...
Belki gezegenin en çok kazanan oyuncusu ama, mütevazı. Dünya gerçeklerden bihaber yaşamıyor. Sorunlara duyarsız kalmıyor. Juventus’a transferi büyük ses getiren Cristiano Ronaldo’dan söz ediyorum. Her yıl on binlerce insanın kirli su yüzünden yaşamını yitirdiği Pakistan’a yardım eli uzatan Ronaldo’dan.. Portekizli yıldızın Pakistan’da temiz su sağlamak amacı ile baraj yapımına 15 milyon sterlin (123 milyon lira) bağışta bulunduğu haberini okuyup iç geçirirken, insanın psikolojini düzelten bir güzel mesaj da Konyaspor’dan geldi.
Yeşil-beyazlı kulüp yarın oynanacak Fenerbahçe maçının tribün hasılatını, “Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Vakfı”na bırakacakmış. Alkışlanacak bir sosyal sorumluluk girişimi.
Şimdi Konyasporlulara daha büyük sorumluluk düşüyor. Stadın her koltuğu dolsun ki, bu anlamlı jest karşılığını bulsun. Haydi Nalçacılar, haydi Green-White grubu maça...