Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İlk çeyrek bölüm bittiğinde, skor ne olursa olsun maçın öznesi, Trabzonspor’un genç kalecisi Uğurcan olmalı dedim. Üstelik takımı geride iken ve henüz oynanmamış 70 dakika varken... Fazlasını yese bile. Nitekim yenilgiyi önleyen ve takımına enerji veren kahraman oldu. Hepsinden önemlisi, Türk futbolu, Trabzonspor sayesinde yeni bir yıldız adayı daha kattı envanterine...

Bu öngörüye varmamın nedeni 6. dakikada gelen Antalyaspor sayısından hemen sonra, Uğurcan’ın kritik dört kurtarış yapmasıydı. Doksan dakika aynı performansını sürdürdü. Onur gibi deneyimli bir kaleciden sonra görevi almak ve altyapıdan yetişmenin verdiği Trabzonsporluluk duruşunu sergilemek için, böyle bir direnişe ve morale ihtiyacı vardı Uğurcan’ın.

Haberin Devamı

Maça gelince; karşılıklı top kayıpları ve her iki takım adına da değerlendirilmeye muhtaç savunma açıkları, pozisyonu bol ancak, son vuruşları eksik bir mücadele izletti bize. Kontrol genelde Antalyaspor’da olmasına karşın avantajını değerlendiremedi.

Rıza Çalımbay’ın kadro tercihlerine saygı duyarım. O kadar çok sakat ve formsuz oyuncu ile uğraşmak zorunda kalıyor ki... Dün de Antalyaspor karşısında biraz ofansif kadro kurmak zorunda kalınca, Sosa, Olcay, Yusuf ve hatta Kucka ile bilinçsizce ileri çıkarken, ortada tek başına direnmeye çalışan Onazi, hem yalnız kaldı, hem zorlandı. Dolayısıyla Antalyaspor’un bu bölgeyi kontrol etmesi zor olmadı. Doğal olarak daha çok tehlikeyi yaratan taraf ev sahibi göründü.

İlk yarıdaki oyun düzeni, ikinci bölümde de devam etti. Antalyaspor agresif, istekli ve baskı kuran taraf idi. Skor üstünlüğünü tekrar ele geçirebilecek fırsatlar yakaladı. Yine kaleci Uğurcan ve savunma bloğu daha dikkatli davranınca, kozlar kısa bir süreliğine Trabzonspor’a geçti.

Karadeniz ekibi Pereira ve Yusuf’un kullandığı sağ kanattan etkili olmaya başladı. Aslında yapabileceği en mantıklı hamle bu idi. Her topu Burak ile buluşturma alışkanlığı geliştiren bir takımın, bu kompleksten kurtulması kolay değil. Yaratıcılığı olan isimleri bile köreltiyor “Burak” psikolojisi... Zinciri birinin kırması gerekiyordu, o da Yusuf Yazıcı oldu. İnisiyatif alıp, üç kişiyi geçtikten sonra bitirici vuruşu yapmak özgüven gerektiriyordu. Trabzon’un “evladı” riski üstlendi, golünü yaptı.

Haberin Devamı

Trabzonspor’da iki tip oyuncu grubu var. Formanın hakkını vermeye çalışanlar, maske takıp geçmişteki kariyerlerinin ekstralarını bu forma altında toplamaya çalışanlar... İsim mi? Burak, Sosa, Kucka desek yeter mi? Trabzonspor’un bu zihniyetteki oyunculara ihtiyacı yok!

Avrupa iddiasına gelince, kimin ne istediğine bağlı!