Hafta içi Roma karşısında oldukça yorulan ve yıpranan Trabzonspor için lige dönüşte bundan daha uygun rakip olamazdı. Açık söyleyeyim; Giresunspor’un işi çok zor. Milli maç arasına üçte üç yaparak girmek, hem dinlenmek hem sakatların dönüş sürecine katkı anlamında bordo-mavili takıma büyük moral oldu bu galibiyet. Lakin hiç kolay olmadı, son ana kadar ecel terleri döktüler. Ya kağıt üzerinde? Tablo ortada. Lider Trabzonspor. O zaman mazereti kabul edilebilir.
Avrupa dönüşleri temsilcilerimiz için genellikle sorunlu oluyor. Trabzonspor da bu sendromu yaşadı. Tamam; Peres, Trondsen, Gervinho ve Cornelius gibi isimler yoktu ama bu zengin kadro niçin kuruldu? Böyle dönemler için. Herkes hazır olacak, forma şansı bulunca hakkını verecek.
Henüz 7. dakikada Giresunspor savunmasının büyük hatasını değerlendiren Nwakaeme’nin golüyle öne geçen Trabzonspor ikinciyi atıp rahatlamak yerine anlamsız biçimde top çevirmeye başladı. Abdülkadir Ömür, Hamsik ve Bakasetas gibi oyunu rakip alana yıkacak yetenekleri kullanamadı. İlk yarıda Djaniny de istediği pasları alamadı. Sadece Nwakaeme gayretli göründü, o kadar. Buna karşın Uğurcan’ın iki kritik kurtarışı vardı ki, Giresunspor’u cesaretlendirdi bu geriye yaslanış.
Ev sahibinin teknik direktörü Hakan Keleş de bunun farkına vardı ve ikinci yarıya Doukara-Sankhare hamleleri ile başladı. Puan istediği belli idi. Bunun için de çok gayret etti, pozisyonlar da buldu. Abdullah Avcı’nın ilk karşılığı ise Siopis ve Yusuf ile oldu. Abdülkadir etkisizdi, Bakasetas yoruldu. Bu değişiklikler bordo-mavili ekibi hareketlendirse de, Giresunspor’un oyuna tutulma isteğini engelleyemedi.
Bu skorlar önde olan takım için her zaman risktir. En ufak hata canınızı yakabilir. Trabzonspor’un kafa ve fizik olarak yorgun olduğu o kadar belli idi ki, dakikalar ilerledikçe emareler daha derin hissedilmeye başladı. Oyuna sonradan girenler hariç takım adeta yürümeye başladı. Top kayıpları, geri dönüşte zorlanmalar dikkat çekti. Belki de bu sezon oynadığı tüm resmi maçlar içerisinde hücum anlamında en yetersiz ve kısır oyununu sergiledi Trabzonspor. Oysa en büyük avantajı önde basmak, rakibin oyun kurmasını engellemekti. Bu maçta çok azını yapabildi. Son dakikalarda bulduğu fırsatları değerlendirseydi bile, bu konudaki yargım değişmezdi.
Sonuç olarak istediğini elde etti mi? Üç puanı hanesine yazdırdığına göre evet. Ama şunu da sormadan edemiyorum; geniş bir kadronuz olabilir. Avrupa’da yola devam ediyor olsa idiniz, nasıl kaldıracaktınız bu yükü? Alternatif iyidir fakat takımın yaşı daha önemlidir. Gençlerin enerjisi, tıpkı Yusuf gibi değer katabilir arkadaşlarına. Forma bekleyenler bu gerçeği unutmasınlar. Tabii Abdullah hocanın da tercihlerini gözden geçirmesi gerekebilir.
Trabzonspor için tedavi süreci başladı. Şu ana kadar kayıpsız ilerlemek elbette önemli. Uzun maratonda bazen böyle güçlükler yaşanabilir. Adım adım ilerlerken eksiklerini gidermek, yarışın her aşamasında mental ve fizik olarak hazır hale gelmek, şampiyonluk adaylarının ilk şartıdır. Daha kıymetlisi karakterli bir oyuncu grubuna sahip olmaktır. Trabzonspor bu ışığı veriyor.