Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bazen en kolay görünen maçlar kabusa dönebilir. Sahada Süper Lig’in lideri Trabzonspor ile sonuncusu Ç.Rizespor vardı. Kağıt üzerinde ev sahibi ekibin en kolay sınavlarından biri olarak görülebilirdi. Ama düşünüldüğü gibi kolay olmadı kazanmak. Maç doksan dakika boyunca iki tarafa da gitti geldi.
Kazanan takımı övmek gibi bir alışkanlığım yok. Her galibiyete alkış tutmak, hataların görülmesini engeller, sizi gerçeklerden uzaklaştırır. Sonrası hayal kırıklığı getirir.
Trabzonspor camiası acele etmesin. Konumunu abartmasın. Adım adım yürümenin ne anlama geleceğini, arada tökezlemenin normal sayılacağını anlasın.
Gelelim maça; Abdullah Avcı büyük olasılıkla önümüzdeki Beşiktaş maçını dikkate alarak sakatlıktan çıkan Bakasetas ve Nwakaeme’yi ilk on birde riske etmek istemedi. Etmedi ama, ikisinin de bu takım için ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Onlar girdikten sonra verdikleri katkı ortada.
Geniş bir kadronuz varsa, gerektiğinde tüm oyuncularınızı hazır tutmak zorundasınız. Onlar da verilen şansı değerlendirmekle sorumlular.
Bunlar; saha dışındaki arkadaşlık, yetenek, karşılıklı güven, çok çalışmak ve kendini o formaya layık görmek ile ilgili konular. Alternatiflerin henüz istenen kıvamda olmadığı belli. Herkes kendini takımın parçası olarak görmekle yükümlü.
İki oyuncunun yokluğu Trabzonspor’un ritmini ve hücum organizasyonlarını bu kadar olumsuz etkiliyorsa, ortada bir sorun var demektir. Bordo-mavililer ilk yarıda kaleyi bulan tek şut çekemedi. Buna karşın Rizespor’un biri penaltı kararı ile sonuçlanan üç net pozisyonu vardı.
Trabzonspor’un kazandığı penaltı mı? İki takım lehine verilen kararlar ve sonuçları tartışılamaz. Birinde hakem Halil Umut Meler VAR yardımı aldı, diğerde tereddütsüz beyaz noktayı gösterdi.
Trabzonspor’un son dönemlerde geriden geldiği maçları çevirme becerisi göstermesi, pes etmemek adına motivasyon olabilir. Artı hanesine de yazılır. Lakin bunu alışkanlık haline getirmek, oyun disiplini ve takım savunmasını tartışılır hale getirir. Bazen telaşa ve kötü sonuçlara yol açar. Eksiklik midir? Elbette; öz güven farklı şey, yaptığı işin ciddiyetini anlamak farklı.
Trabzonspor’da bazı oyuncuların hâlâ hedefin ne olduğunu farkında olmadığını görüyorum. Takım için oynamak ile günü ve maçı kurtarmak arasındaki farkı görmeleri gerek. Bu Abdullah hocanın dikkatinden kaçmadı eminim!
Avcı, ikinci yarıya hücum gücünü artırmak adına Berat’ın yerine Nwakaeme’yi alarak başladı. Formül basitti; orta alanda Hamsik- Siopis ikilisine dönmek oyunun şeklini değiştirdi.
Trabzonspor’un ikinci ve üçüncü bölgedeki ağırlığı hissedilmeye başladı. Maç eksiği olmasına karşın Nwakaeme her rakip için ciddi tehdittir. Öyle de oldu. Yapması gerekeni yaptı, hocasını kurtardı.
Rizespor bu bölümde daha cesur davransa da kaleci Uğurcan’ın müthiş performansı, adeta bir duvar ördü.
Kaptan, öyle kritik müdahaleler yaptı ki, yine gemisini kurtardı, arkadaşlarını ateşledi. Sonrasında bir korner organizasyonunu sonlandıran isim Nwakaeme oldu. Değeri belli. O varsa her şey farklı oluyor.
Şampiyonluğun en güçlü adayları arasında iseniz, belli bir oyun planınız olmalı ve gücünüzü hissettirmeniz gerekir. Trabzonspor dümeni sağlam tutarsa rotayı bulabilir. Her maç zor. Haftaya bu puan farkı ile başlamanın keyfini çıkarması lazım. Şunu sorması da gerek; “Bizden korkuyor musunuz?..”
Evet korkuyorlar, çünkü Trabzonspor ligin en iyi takımlarından biri...