Gönül isterdi ki, sezonun ilk haftasında oynanan bu dev maça her iki takım da eksiklerini tamamlamış, sorunlarından arınmış bir şekilde çıksın ve o çok özlediğimiz futbola gözlerimizin pası silinerek geri dönelim.
Trabzonspor adına sıkıntılı bir başlangıç gibi düşünüyordum, nitekim öyle de oldu. Hazırlık dönemindeki sakatlıklara, geçen sezonun gol kralı Sörloth’un yarattığı kriz eklenince, Eddie Newton’un da tercih anlamında işi zorlaştı. Yedek kulübesi bile amatör takım gibiydi.
İstatistiklerde önde olmak her zaman skora yansımıyor. Trabzonspor’un ilk yarıda topa ezici biçimde sahip olması ve daha fazla pas yapması gibi.
Bu bölümde rakip kalelere isabetli tek şut atıldı. Onda da savunmacı Hüseyin’in müdahalesi olmasa, Uğurcan’ın çıkaracağı bir top idi. Boyd’un da hakkını verelim, doğru açıyı buldu, vurdu. O temas, gole harika dememize engel değildi.
Şu tespiti yapmakta yarar var. Novak, Sosa ve Sörloth gibi üç kilit oyuncudan yoksun Trabzonspor’un geçen sezonki ritmini bulması hayli zor olacak. Koca bir 45 dakika pozisyonsuz kapanır mı? Kapanıyorsa ortada ciddi bir kadro ve taktik sıkıntısı var demektir.
Siyah-beyazlı ekip zaten kontrollü oynuyordu. Öne geçtikten sonra savunmasını kalabalık tutması ve rakip takım oyuncularını on sekiz içine sokmama çabası, Trabzonspor’un işini daha da zorlaştırdı.
Ve bitirici darbe, Video Asistan Hakeminin uyarısı sonrası ev sahibi takım adına verilen penaltı ve kırmızı kart kararı ile indi. Flavio ile Atiba’nın ceza alanı içindeki mücadelesini VAR’dan gelen uyarı üzerine izleyen hakem Ali Şansalan, beyaz noktayı gösterince, sarı kartı bulunan Brezilyalı oyuncuyu ihraç etmesi de kaçınılmaz oldu.
Üretkenlikte zaten sorun yaşayan bir Trabzonspor vardı sahada. Üzerine on kişi kalınca, berbat zemin ve yüksek nemle birlikte her şey daha da zorlaştı. Sergen Yalçın, hasta yatağından satranç oyunununda “şah” çekti ve Newton’un öğrencilerini teslim aldı. Futbolun “akıl oyunu” olduğunu zekası ile rakibine kabul ettirdi.
Elbette sezonun ilk maçları geri kalan bölümü için ölçü olamaz. Lakin Trabzonspor’un geçen sezonu mumla arayacağı aşikâr. Bozulan kadro, yitirilen coşku, beklenmeyen sakatlıklar ve belirsiz sistem, taraftarı bir hayli üzeceğe benziyor.
Bireysel olarak geçmişte iyi işler yapan Nwakaeme, Abdülkadir Ömür ve Ekuban gibi isimler takım oyununun değerli parçaları. Ancak onların da ezberi bozulmuş. A.Ömür gibi asla pes etmeyen, yürekli çok fazla oyuncu gerek Trabzonspor’a. Çünkü o tek başına anlam ifade etmiyor.
Gerçeği söylemek gerekirse; Karadeniz ekibinin dün gece verdiği izlenim iç açıcı değildi. Pek çok takım gibi zamana ihtiyacı var. Sadece zamana mı? Kısa sürede yeni kadro yapılanması ne oranda gerçekleşir bilemem ama, bu mali tablolarda beklentiyi yüksek tutmak hayalcilik olur.
Galiba Trabzonspor camiası, on yılda bir ayağına gelen fırsatları ve o heyecanı kolay kolay yaşayamayacak.
Son olarak; başkan Ahmet Ağaoğlu ve arkadaşlarının ağız tadıyla maç izleyecekleri bir sezon olmayacağı kesin.