Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye Futbol Federasyonu internet sitesi, insanların bilgilenmek için kullandığı bir etkileşim aracı idi.
Teknik direktör, hakem, temsilci, futbolcu, menajer, gözlemci kategorilerinde resmi verilere ulaşabilir, “Bilgi Bankası” seçeneğini tuşlayarak sunulan hizmetten yararlanabilirdiniz.
Artık öyle değil. Her ne hikmetse yaklaşık iki aydır garip bir uygulamaya gitti federasyon.
Falanca oyuncunun transfer geçmişini, tescilini mi öğrenmek istiyorsunuz? Ya da teknik direktörün hangi takımları çalıştırdığını mı? Veya hakemin geçen sezon kaç maça çıktığını mı?
Karşınıza şu uyarı çıkıyor; “6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında gerekli düzenlemeler yapılmak üzere sayfa yenilenme aşamasındadır.”
Ara sıra bakıyorum, kapı duvar.
Bu tip bilgiler kamuoyuna açık olur ve şeffaflık gerektirir, gizlenemez. Yıllardır da böyledir.
Biraz araştırınca, TFF Hukuk müşavirliğinin uyarısı ile “erişime” ambargo geldiğini öğrendim.
Peki TFF neyi gizliyor?..
Beyler; o kanun 7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe girdi. Yani tam beş sene önce. Nihat Özdemir federasyonu iki yılı aşkın süredir görevde. Hukuk müşavirliği aynı kişilerden oluşuyor. Yönetim kurulu da öyle!
Yeni mi aklınıza geldi KVKK?.. Ve neden geldi?..
Gazeteci olarak kuşkulanmak hakkımız. Acaba Avrupa’nın hangi ülkesinde bu kadar çok talimat ve statü değişir? Oyuncu uygunluğu ile ilgili bu denli keyfiyet vardır? Teknik direktörlerin çalışma talimatına her sene dokunulur? İnsanların kafası bu denli karıştırılır?
Daha ileri gideyim. Onlarca internet sitesi var. Futbolcunun krampon numarasından uyruğuna, yaşından medeni haline, futbola nerede başladığından sosyal medyada ne kadar takipçisi olduğuna kadar her türlü bilgiyi veriyor.
Bunlar kişisel veri değil mi?..
Günümüzde medya, haber ve polemik olmasını istemediğiniz her şeye öyle veya böyle ulaşılabilir.
Kişiler ve kurumlar yanlışlarını gizlemek için bazı yöntemlere başvurabilir. Galiba endişeniz bunların ortaya çıkması, doğruların öğrenilmesi.
Yöntemi de bulmuşsunuz; KVKK... Bravo!

Haberin Devamı

Trabzonspor nereye koşuyor?
Futbol Federasyonu’nun süper ligde “üç yerli oynatma” kuralına karşı çıkanlara şaşırıyorum.
Genç, yetenekli, gelecek vadeten oyuncuları nasıl bulacak ve Türk futboluna kazandıracaksınız?
İki sezon önce Trabzonspor’u bu konuda alkışlıyorduk. Ya şimdi? Son Roma maçında gördük ki Abdullah Avcı bile imkan bulduğunda sahaya tek yerli, o da kaleci Uğurcan ile çıkmayı tercih edebiliyormuş.
Tamam para vermiş, güçlü bir kadro oluşturmayı hedeflemiş olabilirsin. Maliyetleri, bonservis ücretleri düşük olabilir. Ya yaş ortalamaları?
Kaç sezon hizmet edecekler kulübe? Diyelim ki şampiyon oldunuz. UEFA Şampiyonlar Liginde kaçından yararlanabileceksiniz? Olmadı, sil baştan bir transfer politikası mı?
Gelişen futbol önce atletik oyuncu, sonra performans ve doğru kadro yapılandırması gerektiriyor.
Günü kurtarmak işin kolay yolu. Ulusal liglerde sonucu ulaşmak, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde basit hedeftir.
Elinizde Abdülkadir Ömür, Parmak, Serkan, Yusuf, Berat gibi parlatıp satabileceğiniz oyuncular var. Onların değerini düşürmek günah değil mi?
Bakın Fenerbahçe ve Galatasaray’a... Sadece zorunluluktan kaynaklanmıyor, Pereria ve Fatih Terim’in cesaretinden dolayı gençler sahne alıp kendini göstermeye çalışıyor. Umarım onlar da vazgeçmez.
Trabzonspor bu ülkenin en güçlü altyapısına sahip kulüplerden biri. Tamam, rekabet koşullarını gerekçe gösterebilirsiniz de, geçen yıl 15 milyon euro bedel biçtiğiniz Abdülkadir Ömür’ü şimdi kaça satabilirsiniz? 5 milyon euroya mı?..
Yusuf Yazıcı Trabzonspor’un kazanç sağladığı son hikaye olabilir. Sörloth gibi bir şans her zaman gelmez. Zaten eldekilere bakarsak, böyle bir gelir bir daha yakalanmaz.
Abdullah hocanın sona eren Avrupa macerasından sonra ciddi bir rotasyona gitmesini bekliyorum. Trabzonspor’un geleceğine dair kazanımlar sağlaması, uzun vadeli
ve sabır içeren hamlelere bağlı.
Elinizde maden var, işletmeyi de bileceksiniz.

Haberin Devamı

Günün sözü
“Muhtaç edip yardım etmek, planlanmış cinayettir...”
Che Guevara