Prof.Dr. Mehmet Binnet. Türkiye’nin yetiştirdiği önemli bilim insanlarından biri. Uzmanlık alanı Ortopedi ve Travamatoloji. Uzun yıllar FIFA ve UEFA Sağlık kurullarında görev yaptı. Bir dönem A Milli Futbol Takımı doktoru idi. Türkiye spor yaralanmaları Artroskopi ve Diz Cerrahisi Derneği kurucularından. Türkiye Futbol Federasyonu sağlık kurulu onursal üyesi. TMOK azası. Kartvizitindeki unvanlar saymakla bitmez.
Mehmet hocaya Arda Güler’in durumunu sordum. Bir ay öncesine kadar Real Madrid gibi bir dünya devine transferi ile anılıyordu. İspanyol kulübü onu asrın yatırımı olarak görmüş ve rekor bir bonservis bedeliyle kadrosuna katmıştı. Hepimiz genç yıldızı La Liga’da izleyeceğimiz günleri iple çeker olmuştuk.
Lakin futbolda yarını konuşmak erken. Arda yeni takımında resmi maç oynamadan sakatlandı.
Mehmet Binnet’e danıştım; “Bu sakatlık normal mi?"
Belli ki Arda’nın durumu ile yakından ilgileniyordu; “Haberi okuduğumda o anki düşünceyi söyleyeyim. Bu zaman diliminde ‘böyle sakatlık olmaz’ dedim. Sanırım geçmişten kaynaklanan bir problemi vardı ve biraz yüklenince arttı. Menisküs yırtığı başta küçüktür sonra büyür, tekrarlayıcı yaralanmalarla sakatlığa dönüşür.”
Kılı kırk yararlar
“Fenerbahçe’den sakat mı gitti yani? Madrid’de sağlık kontrolünden geçti oysa?” dedim.
“Önce şunu söyleyeyim; Real Madrid dünyanın en iyi sağlık ekiplerinden birine sahiptir. Onlarla uzun süre çalıştım. Bilim ve tıp ışığında asla faka basmazlar. Kontrolde bunun gözden kaçması mümkün değil. Göze alınacak bir risk olarak değerlendirmiş olabilirler. Böyle ciddi bir kulüp bu kadar pahalı yatırım yaparken kılı kırk yarar.”
Ve devam etti: “İspanyol doktorların yaklaşımını çok mantıklı buluyorum. Tamamen Arda’yı koruyucu bir tutum içindeler. Tedavi sürecinde tekrarlayıcı yaralanmalardan ve risk içeren hareketlerden uzak tutmak adına antrenman programına ara verdiler. Ameliyatsız iyileşme olasılığı yüksek. Menisküsün yüzde 30’luk bölümüne kan gider. Biz buna “red red zon” diyoruz. O bölgeye kan akışı varsa iş kolaylaşır. Hem çocuğu koruyor, hem cerrahi müdahaleden uzak tutarak iyileşme şansı tanıyorlar. Arda genç olduğu için acele etmiyor, sıkıntıya sokmuyorlar. Ameliyata gerek kalmadan, ki öyle görünüyor; üç ay içinde sahalara dönebilir.”
Nerede oynarsa oynasın Arda hepimizin göz bebeği. Umarım Mehmet hocanın öngördüğü gibi en kısa sürede sakatlığı atlatıp gözümüzün pasını silmeye devam eder.
Icardi'nin yükü ağır olacak
Her takımda ayrıcalıklı bazı futbolcular vardır. Onlara “özel oyuncu” denir.
Bunlardan biri de Galatasaray’ın yıldızı Icardi. Son dönemlerin en pahalı transferi. Arjantinli’nin Galatasaray’a toplam maliyeti 28 milyon euro.
Diyeceksiniz ki “helal hoş olsun.” Olsun da en az geçen sezonki performansını göstermek şartıyla. Icardi gol yollarında “tutukluk” yapmaya başlarsa, takım içinde homurtuların yükselmesi kaçınılmaz olur.
Kim ne derse desin maaş dengesi bir kulübün huzur seviyesini belirler. Şampiyonluğu Icardi tek başına kazanmadı. Hesap günü geldiğinde aldığının karşılığında ne verdiği de sorgulanır. Böyle bir iç çekişme ise kulübe büyük zarar verir.
Umut fakirin ekmeği!
Trabzonspor’un başı sakatlıklarla dertte. Ligin başlamasına sayılı gün kala teknik direktör Bjelica’nın sıkıntısı büyük. Takviye istiyor, yapılsa bile yeni transferlerin takıma uyum sürece var. Bjelica gerçeği görüp, Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe ile mücadele etmenin zorluğuna dikkat çekmiş. Akıllı adam, daha şimdiden önlem almaya çalışıyor.
Rakiplerinin kadrolarına ve hazırlık sürecine bakınca, Trabzonspor’un yarışa dahil olabilmesi zor. Lige iyi bir başlangıç yapması ve ilk 5 haftayı en az kayıpla geçmesi gerekiyor. Kolay mı? Hayır. Üzülerek söylüyorum, Trabzonspor taraftarını yine çileli bir sezon bekliyor.
İlahi plan
“Yoksulluğun ilahi plan olduğu büyük bir yalandır. Tanrı açlık ve yoksulluk isteseydi denizde balık, ormanda meyveler armağan etmezdi.” - Hugo Chavez