Gaziantepspor - Trabzonspor maçından sonra hakem Fırat Aydınus ve gözlemci Yunus Yıldırım’ın “yemek muhabbeti” sosyal medyaya düşünce çok tartışılmıştı. Aydınus’a öfkeli olan Trabzonspor cephesinden gelen tepkilerden sonra bir gerçek var; “Kara kaplı” deftere adı yazıldı ya. Deneyimli hakem çok uzunca bir süre Trabzonspor maçlarına çıkamaz.
Gelelim o yemeğin faturasına. Hesabın KDV’si Aydınus ile Yıldırım’a kaldı.
İkiliden savunma isteyen Merkez Hakem Kurulu’nun gerekçesi, aynı masada oturmaları değil, Covid-19 testi yaptırmayan Yunus Yıldırım ile hakemlerin risk almaları. Gerçi o görüntüler yayınlanmasa, kimin haberi olacaktı masaya bırakılan tatlının kaç kalori olduğundan?
Peki, MHK soruşturma başlatmakta haklı mı? Kağıt üzerinde evet. Talimatlara aykırı davranılmış. Göz ardı edilemezdi.
Cezası mı? Kitaba bakarsanız 1-2 maç dinlendirme. Zaten bu hafta ikisinin de görevi yok. Vicdanlara sorarsanız “ihtar” yeter. Fazlası haksızlık olur.
Bu arada bir detayı da paylaşayım; Yıldırım maçtan sonra malum restorana gider. Bir süre sonra Gaziantep bölgesinden bir yardımcı hakem arar. Fırat Aydınus ve ekibiyle aynı mekana gelip gelemeyeceklerini sorar. Yunus hoca da ne desin, buyur eder. Yani önceden planlanmış bir yemek değilmiş.
“Bir musibet bin nasihattan yeğdir” deriz ya. Sanıyorum MHK gözlemcilere de Covid-19 testi yapılmasını gündemine alacak. Doğrusu bu.
O videoyu çekip arkadaşlarına hava atmak için yayan kişi, bu kadar yaygaraya karşın bilmeden de olsa iyilik yapmış galiba!
MHK “yürek” yemiş!
Serdar Tatlı başkanlığındaki Merkez Hakem Kurulu, sıra dışı işler yapmaya devam ediyor.
Süper ligde bu haftaki atamaları bunun örneklerinden biri. “Zorunluluktan” olduğu fikrine katılmıyorum.
Trabzonspor- Başakşehirspor maçında Bahattin Şimşek, Konyaspor- Malatyaspor müsabakasında Turgut Doman, Karagümrük- Kasımpaşa’da Erkan Özdamar, Galatasaray- Alanya’da Tugay Kaan Numanoğlu ve Gençlerbirliği- Denizlispor karşılaşmasında Mert Güzenge’nin görevlendirilmesi gibi...
Hani beklenmedik hamleler görünce karşımızdakine sorarız ya “Yürek mi yedin sen?” diye.
MHK de yürek mi yedi? Hayır, gelenekleri yıkıp bir yol haritası çizdiler, genç ve yetenekli hakemleri kullanma, onları yetiştirip camiaya kazandırma yolunu tercih ettiler.
Belki başları ağrıyacak. Ama bana göre doğru rotada ilerliyorlar. Şimdi değilse ne zaman önemli maçlara çıkacak bu çocuklar? Elbette hata yapacaklar, eleştiri alacaklar. Yapa yapa pişecekler.
Kulüpler yıllardır aynı şeyi söylüyordu; “genç hakemleri verin maçlarımıza” diye. Alın işte verdiler, vermeye devam edecekler. Yerden yere vurulma pahasına MHK sorumluluğu üstlendi.
Bu, aynı zamanda deve dişi gibi hakemlere bir meydan okumadır. “Kimse vazgeçilmez değildir” mesajıdır. Bir kaç yıl sonra kadronun deneyimli isimleri hakemliği bırakacak. Kimi VAR’ı tercih edecek, bazıları gözlemci olacak veya kurullarda yer alacak.
Onların yerini doldurabilmek için şimdiden harekete geçmek, hakem camiasına yapılacak en değerli katkılardan biridir.
Dileğim, genç hakemlerin kendilerine duyulan güveni karşılıksız bırakmaması. Bu bir eşik. O eşiği aştıkları takdirde hem camia, hem onlar kazanacaktır.
Lafta kalmasın!
Hatay’daki yüreğimizi dağlayan orman yangınlarından sonra dört büyük kulüp bağışlayacakları fidan sayısını açıkladı. Rakamlar “temsili” de olsa örnek bir davranış. Ancak vaadler havada kalmamalı. Koşullar oluştuğu vakit, adı geçen kulüpler yıldız oyuncularını da alıp Hatay’a götürmeli ve dikecekleri her fidanla, doğaya saygı mesajı vermeli.
Trabzon’da kara bulutlar!
Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde bizdeki kadar istikrarsız bir lig yoktur sanırım.
Geçen sezon nefes kesen şampiyonluk yarışının aktörleri kimler idi?
Başakşehirspor ve Trabzonspor.
İlk dört haftada bu iki takımın konumu ne?
Şampiyon Başakşehirspor 4 maçta bir puan alabilmiş. Daha rakip ağlara giden golü yok. Sıralamanın dibinde.
Ya Trabzonspor? Bugün sahasında ağırlayacağı rakibine göre daha iyi durumda. İlk dört hafta tek galibiyet, iki beraberlik ve bir yenilgi görmüş. Savunmada ve hücumda dertli. Attığı kadar yemiş.
Böyle bir farklılık nasıl izah edilebilir? Değişen kadro yapılanmaları ile mi? Büyük ölçüde öyle sanırım. Gerçi Trabzonspor bu konuda daha dezavantajlı ama, Başakşehirspor’un da ciddi sancıları var. Okan Buruk’un milli maçlar arasında çok kafa yormuş olması lazım.
Rövanş değil!
Bu akşam ilginç bir mücadele izleyeceğiz. Elbette bir rövanş değil. Sonuçta iki takım da kazanmak için çıkacak sahaya.
Hücum etkinliği yüksek bir Trabzonspor’dan söz ediyoruz. Afobe, Nwakaeme, Ekuban ve Abdülkadir Ömür. Lakin bu sezon pozisyon üretmekte zorlandıkları aşikar. Şimdi de buna Ekuban ve Nwakaeme’nin hastalıkları nedeniyle “oynamama” olasılıklarını ekleyin, büyük şanssızlık. Abdülkadir Parmak’ın durumu da malum. Daha kötü ne olabilirdi acaba?
Geri dörtlünün göbeği uzunca zamandır sıkıntılı. Bugün Edgar - Vitor Hugo birlikte oynarsa ne yapabileceklerini görebileceğiz. Bu maç tam bir sınama.
Sakat ve cezalı oyuncular nedeniyle ikinci bölgede Edgar’ın partneri kim olacak sorusunun yanıtı çok önemli. Tam bir görev adamı olan Kamil Ahmet ismi uygun olabilir. Başakşehir’in çok hızlı geçtiği bu alana önlem alınması şart. Forvet hattı belki yorulacak ama, geriye dönüp destek vermeleri, arkadaşlarının yükünü hafifletebilir.
Sadece ben mi böyle düşünüyorum bilmiyorum; Eddie Newton’un sistemi, artık meyvelerini vermek zorunda. Evet, pek çok olumsuzluk var. Her gün yeni bir haber. Trabzonspor’un üzerinde kara bulutlar dolaşıyor sanki.
Ama takımın ne oynamak istediğini, nasıl oynaması gerektiğini göstermesinin vakti geldi. Arayışlar tabii ki sürecektir, lakin maçı kazanamazsa pek çok şey sorgulanmaya başlayacaktır. Hele ki haftaya Fenerbahçe deplasmanı varken!..
Başakşehirspor mu? Siftah yapabilmesi için bundan uygun koşulları bulamazdı. Birer puan kimseyi üzmez! Kaybedenin işi ise çok zor.