Kolay maç olmayacağı kesindi. Lige kötü başlamak herkese stres yükler. Performansları etkiler, beklentileri karşılamaktan uzaklaştırır.
Yeni bir takım oluşturmaya çalışıyorsunuz ve yarışmacı apoletiniz varsa, camia sabırsız, hoş görüsüz olabilir. Aslında her ekip böyle bir yapılanma içinde. Önemli olan süreci en az hasarla atlatmak.
Lakin hemen altını çizeyim, son 25 dakikayı on kişi oynayan bir rakip karşısında çözüm üretmek, saha içinde hamle yapmak teknik adamın becerisidir, görevidir.
Eddie Newton’ı iki maçla eleştirmek haksızlıktır. Beklenmedik sakatlıklar ve takımın iskeletini oluşturan futbolcuların gidişi sonrası yeni isimlerin uyumu kolay değil. Planlar daha ilk günden bozulmuş.
Ama gördüğümü söylemeliyim. Dünkü maç Newton’ın da kariyerinin tartışmaya açılabileceği bir sınavdı. İngiliz teknik adamın üçlü savunma ve beşli orta saha anlayışı, Trabzonspor’un alışık olmadığı bir sistem. Nitekim bu denemenin mevcut kadro yapısı ile verim sağlaması zor.
Denizlispor daha ilk yarıda Trabzonspor’un sol tarafını koridora çevirdi. Aissati ve Lopes tüm atakları bu bölgeden başlattı. Onları karşılamakla görevlendirilen Abdürrahim yetersiz kaldı. Genç oyuncudan bir Novak beklemek hayal. Buna Newton’ın oyuna Nwakaeme’yi hiç alışık olmadığı sağ kanatta başlatmasını ekleyin; sahada sakat bir kadro mühendisliği vardı.
İngiliz hoca inadından 35. dakikada vazgeçti de, Denizlispor’un ezberi bozuldu. Onu dolaşarak kullanması rakibin dengesini bozmak adına bir hamle olarak düşünülebilir, ama her maçta değil.
Newton takımı uzun zamandır tanıyor. Özellikle şu dönemde fantazi araması gereksiz. Bu tip denemeler hazırlık döneminde yapılır. Karadeniz ekibi ilk bölümde alıştığımız hücum etkinliğini hiç hissettiremedi. Bir parantez açayım, takımdan ayrılan Sörloth, Novak ve Sosa’nın geçen sezonki 55 gollük katkısını çok arar Trabzonspor! Yerleri kolay dolmaz.
Bir de yeni transferler Afobe ve Baker’i merak ediyordu taraftar. Edgar ise geçen haftaki Beşiktaş müsabakasında az süre aldığı için net bir fikir vermemişti.
Ben oyuncunun kumaşına bakarım. İlk maçında belli eder kalitesini. Baker iyi bir sekiz numara. Sosa’nın yerini doldurabilir mi? Hiç şaşırmam.
Afobe bana eski forveti Yatabare’yi hatırlattı. Teknik, topa hakim ve taraftarın gözüne hoş gelecek bir oyuncu. Ama yetmez! Fazlasını vermesi gerek.
Baker’in orta alana güç katacağı kesin. Savunma yönünün kuvvetli olması, geçen yılki hataları azaltabilir. Fakat en gerideki arayışlar bir an önce çözüme kavuşturulmalı. Kaptan Uğurcan’ı bu kadar zora sokmamak gerek. Onun da canı var!
Trabzonspor ile ilgili tespitim, yaratıcı oyuncu sayısının azalması. Dolayısıyla hücumda alışılmışın dışında etkisiz kalması. İnisiyatif alacak isim sayısı düştü. Sistem arayışı bir an önce sonlanmalı. Tüm bunlar zamanla yoluna girecek sıkıntılar.
Camia şunu unutmasın. Her yeni oluşum sancılı olur. Sabır gerektirir. Kimsenin elinde sihirli değnek yok. Bu gözler lige çok kötü başlayıp, şampiyonluk ipini göğüsleyen takımlar gördü.
Trabzonspor’un ikinci yarıdaki mücadelesi, bu yüzden gelecek adına değerli. Zamanla her şeyi yoluna koyabilecek kapasiteyi yaratacaktır. Buna mecbur.
VAR kararlarına gelince. Hakem, aldığı yardımlar sayesinde doğruyu buldu. Zaten amaç bu değil mi? Ekran başında geçirilen süre, insanların kafasını karıştırmasın. Biraz daha özen.
Her takım için söylüyorum; Her şey güzel olsun!