İlk yarıda anormal bir mücadele vardı sahada. Sezon sonuna kadar daha iyi oyunları olur mu bilemem ama, Trabzonspor dün adeta bir futbol resitali verdi bu bölümde. Hatayspor gibi güçlü bir ekibe nefes aldırmadı, pas trafiği ile “şaşkına” çevirdi, sahanın her yerinde baskısı vardı, rakibe planladığı hiçbir şeyi yapma şansı tanımadı.
Karşılığını da Hatayspor teknik direktörü Ömer Erdoğan’ın “önlem aldık” dediği hücum organizasyonları ile buldu. İki golün de hazırlanışı ve bitirişleri mükemmeldi. Djaniny’nin golü ise ayakta alkışlanacak cinstendi. Cornelius’un hakkını verelim, tek vuruş dersi verdi.
Trabzonspor’un aynı tempoyu doksan dakikaya yayması kolay değildi. Öyle olabilse, Avrupa’nın en iyi liglerinin tozunu atacak takımlar arasına girebilirdi.
Ömer hocanın bu tabloyu seyretmesi beklenemezdi. Mutlaka bir reaksiyon göstermeli idi. Aksi takdirde bulunduğu konum sorgulanmaya başlanırdı. Öyle de oldu. İkinci yarıya 3 değişiklikle başladı ve ilk dakikalarda önemli fırsatlar yakaladı. Kaleci Uğurcan Çakır kendisine ilk iş düşen pozisyonda mutlak golü önledi, dolayısıyla maçın hikayesinin değişmesine izin vermedi.
Geçen hafta yenilgisizlik unvanını yitirdikten sonra merak edilen, Trabzonspor’un neler yapacağı idi. Abdullah Avcı’yı tebrik ederim. Bu tarz dönüşlerde istediğini almak için, motivasyon ve öz güven gibi faktörler ön plana çıkar. Futbolcunun kafasında “ya puan kaybedersem?” gibi bir soru işareti oluşursa, toparlamak zor olur. Travmayı kısa sürede atlatmış görünen Trabzonspor, kaldığı yerden devam edebiliyor ise, bu noktada teknik direktör faktörü çok önemlidir.
Hatayspor’un oyuna tutunma isteğine karşın, 20-25 dakika dikkatli davranan ve telaş yapmayan bordo-mavili takım, yeri geldi topyekün savunma yaptı, yeri geldi topa daha çok sahip olmaya çalışarak rakibin iştahını kesti.
Avcı’nın oyuna müdahaleleri de yerinde oldu. Özellikle Siopis’in girmesi ile bozulan orta saha üstünlüğünü geri aldı. Abdülkadir Ömür, zorunlu Trondsen değişikliği, Koita ve Abdülkadir Parmak hazır görünmedi. Daha fazla katkı sağlamaları gerekiyor. Yeteneklerini pozitif anlamda yansıtmaları şart.
Rakibin risk aldığı son bölümde ev sahibi ekibin farkı artırma çabaları vardı. Siopis, Toita ve Ömür ciddi pozisyonları değerlendiremedi. Konsantrasyon eksikliği diyelim. Bu arada Nwakaeme’nin ne denli değerli bir oyuncu olduğunu bir kez daha gördük. Yokluğu hissedildi. Lakin şampiyonluk iddiasında bir takımda, eksiklerin yerini dolduracak alternatiflerin hazır olması gerekiyor. Kimse “kulübe mahkumuyum” psikolojisine girmemeli. Avcı da buna izin vermemeli. Sezon mutlu bitecekse, bu kadrodaki her oyuncunun çorbada tuzu olmalı.
Trabzonspor gibi diğer 19 takım da bir hafta içinde iki maç oynayarak ilk yarıyı tamamlayacak. Bordo-mavililer bu galibiyetle avantajını korudu.
Dinlenmek, yenilenmek ve aynı hırsla yola devam edebilmek için Altay ve sahasındaki Başakşehir maçlarını kayıpsız geçmek zorunda.
19 haftada kazanılan edinimler, aynı boya sahip ikinci yarıda yitirilebilir. Avcı’nın dediği gibi “adım adım” ilerlemek, sabırlı olmak, panik yapmamak, takım ruhunu korumak, ortak hareket etme duygusunu geliştirmek, hedefi her hafta daha fazla yakınlaştırır.
Artık hiç bir rakip kolay değil.