Sabri Çelik MHK’si ilk hakem atamalarını bu hafta yaptı.
İsimler üzerinde polemik yaratmaya gerek yok.
Bazı maçlarda riski göze alsalar da, bir yerden başlamaları gerekiyordu.
Ancak kişisel fikrim, kimse şapkadan tavşan çıkarmalarını beklemesin.
Merkez Hakem Kurulu eski başkanı Yusuf Namoğlu ve çekirdek kadrosu, Video Asistan Hakemliği sayesinde koltuklarını koruyacaklarını düşünürken, Türk hakemliğine en güvenilmeyen ve şüpheyle bakılan dönemini yaşattılar.
Hakemin psikoloji bozuldu. VAR’sız maç yönetemez duruma geldiler ve yetilerini kaybettiler.
VAR odası ile saha arasındaki iletişim son derece sağlıksız hale geldi. Kıdem ve güç yarışına döndü, çoğunun arası açıldı.
IFAB ile imzalanan protokol delik deşik edildi. Sadece hakemlerin değil, medyanın, taraftarın, futbolcunun, direktörün de kimyası bozuldu.
İyi şeyler yapalım derken, tren raydan çıktı, rota alâkasız bir yöne saptı.
Hayatları biter!
Hollanda Merkez Hakem Kurulu’nun bazı VAR konuşmalarını kamuoyu ile paylaşması, aslında IFAB protokolüne aykırı değil. Eğitim amaçlı kullandığınız vakit yararlı olabilir.
Peki biz de yayınlansa ne olur?
Ortalık toz duman olur. Kavga çıkar, bazılarının hakemlik hayatı biter!
Anlayamadığım şu; hakem bir pozisyon üzerinden VAR odası ve sahadaki diğer yardımcıları ile 5 dakika ne konuşur? Neyin analizini yapar?..
VAR’a gidilmeyeceği açıkça belirtilen konularda neden yardım ister?
Gözünün önündeki penaltıyı çalamayan hakem, niçin gidip pozisyonu izleme gereği duyar? İzlediği halde yanlış yapar?
Aslında hepsinin bir yanıtı var. Sorumluluk almadan maç yönetmek ve günü kurtarmak.
İyi de böyle hakemlik yapılır mı?
Çıkarın VAR’ı Türk futbolundan, Süper Lig hakemlerinin yarısını erken emekli etmeniz gerekir.
IFAB ne diyor?
Yeni MHK’nın çoğunluğu deneyimli isimlerden oluşuyor. Mustafa Çulcu İcra Kurulu üyesi ve basın sözcüsü oldu.
Hakkını verebilirse, çok önemli bir misyonuna sahip.
Medya ve kamuoyu olarak yıllardır en büyük derdimiz ne?
Hakem hataları veya hakemler konusunda yeterince bilgilendirilmemek.
Uzun zamandır kimse çıkıp, “evet hakem yanlış yapmıştır” veya “hakem doğru karar vermiştir, gerekçesi şudur” demedi. Ne hakemin arkasında duruldu, ne yanında yüründü.
İnsanlar, IFAB ile yapılan protokolün detaylarını bilmeli ve sağlıklı yorum yapabilmeli.
Evet; ben dahil ilgilenen pek çok kişi protokole ulaştı. Ama neden şeffaf biçimde güncellenmiş haliyle açıklanmaz?
Yedi sayfalık o VAR tanıtımından söz etmiyorum.
Televizyonlarda bazı futbol ve hakem yorumcuları öyle yanlış tespitlerde bulunup, insanları kafa karışıklığına sevk ediyor ki...
MHK bu işe dur demeli ve gereğini yerine getirmeli. Öğrenmeye niyeti olan, alır okur, doğru yorumlar.
Son olarak; önümüzdeki 8 hafta hiçbir şeyin değişeceğini sanmıyorum.
Zararlı alışkanlıklardan kurtulmak kolay değil. Sonrası Çelik ve arkadaşlarının sorumluluk alanında...
Bir devlet adamı; Fikret Ünlü
Hafızamı tazeledim, 35 yıllık meslek hayatımda tam 19 Spor Bakanı bakanı görmüşüm.
Kimi ile iyi ilişkiler kurmuş, bazıları ile görüş ayrılığı yaşamışız.
Ama içlerinde biri vardı ki, spor gazetecilerine yakınlığı, samimiyeti ve dostluğu, asla unutulmayacaktır.
Hafta içinde yitirdiğimiz Fikret Ünlü’den söz ediyorum. Samimi, eleştiriye açık, paylaşımcı bir devlet adamı idi.
Devlet adamı olmak kolay değil. Donanım, zeka, tecrübe ve öngörü gerektirir.
Ünlü, bu vasıflara sahip bir bakandı. Özlemle anacağımız bir siyasetçi profili idi.
Güzel anılar, derin izler bırakarak gitti aramızdan.
Işıklar içinde uyusun.
Suçlayın sayın Ağaoğlu, suçlayın!
Trabzonspon olağanüstü bir süreçten geçiyor. Kulübün ve takımın durumu ortada.
Devre biterken “şampiyonluk” şarkıları söyleyenler, ikinci yarıda kaybedilen puanlar sonra bazı oyuncuları yerden yere vurmaya başlamıştı.
Geçen hafta Rodallega’nın kaçırdığı penaltının ardından, sosyal medyada paylaşılanlar, insafsızca idi.
Sadece o mu? Topu kaptıran gencecik çocuklar ıslıklandı kendi statlarında. Hiç biri bunu hak etmemişti.
Cuma akşamı Göztepe karşısında gördünüz hepsini.
Bir günde kıble değiştirenlerin, şimdi başta Hugo olmak üzere hepsine bir özür borcu olmalı.
Gelelim bu karakterli oyuncu grubundan, kulübün genel durumuna.
Başkan Ahmet Ağaoğlu geçenlerde Trabzonspor’un hâlâ iflasın eşinde olduğuna dikkat çekip şöyle demişti:
“Kimseyi suçlamak istemiyorum ama, UEFA ile anlaşma imzaladığınız yerde, ‘gelir gider farkını 5 milyon Euro’ye indireceğim’ derken bunu 50 milyonlara çıkmasını insan aklı mantığı almıyor.”
Almaz sayın Ağaoğlu almaz. Akıl da almaz, vicdan da.
Lakin kulübü bu hale kimler düşürdü ise, isim vererek suçlayın da hedef şaşmasın! Camianın gerçekleri bilmesi adına her fırsatta dile getirin bunu.
Eski başkanları, menajerleri, kendi çıkarları için çalışan teknik direktörleri ifşa edin.
Düşüncesizce harcanan her kuruşun hesabını sorun camia önünde!
Yoksa, yazık olacak bunca emeğe ve özveriye!
Yayalara geçiş üstünlüğü
İçişleri Bakanlığı, “Öncelik hayatın, öncelik yayanın” temalı trafikte geçiş üstünlüğünün yayalarda olduğunu, kavşak giriş çıkışları, okul geçitlerinde sürücülerin yavaşlayarak, durarak yayalara öncelik vermesi konusunda bir uygulama başlattı.
Dünyanın medeni ülkelerinde yıllardır sistem bu. Biz geç aydık!
40 yıldır araç kullanıyorum, direksiyon başında pek çok canavar oturduğuna, sokaklarda akıl sağlığından şüphe edilecek insanlar dolaştığına tanığım.
Öncelikle sürücülerin bu konuda bilinçlendirilmesi gerek. Medya yoluyla, broşürlerle, gerekirse en ağır yaptırımlar uygulanarak kafalara sokulmalı bu kural.
Endişelerim var. Yayalar geçitlerde yola adım attıklarında, hızla gelen arabaların istenmeyen facialara yol açması da olasılık dışı değil.
Kısa sürede pek çok örnek gördüm. Pek çok sürücünün umurunda değil. Özellikle ticari plakalılar.
Bizdeki trafik kültürü ha deyince değişmiyor.
Kural benimseninceye kadar, tatsız şeyler yaşanmaz umarım.