Sabri Çelik’in başkanlığındaki Merkez Hakem Kurulu göreve geldiğinde, “vakit az, kredileri yok” demiştim. Yanılmışım!
Medyanın tamamına yakını, büyük bir hoşgörü ve tolerans ile yaklaşıyor yeni MHK’ye.
İnsanlar doğru işler yapıldığına inanıyor ve destekliyor kurulu.
Onlar da günü kurtarmak yerine, haziran ayından sonra da göreve devam edeceklermiş gibi cesur hamleler yapıyor.
Benimki, duyum veya bir bilgiye dayalı değil; tamamen öngörü.
Sabri Çelik ve ekibi göreve getirilirken kısa vadeli düşünüldüğünü sanmıyorum. Dolayısıyla onların da rahat bir çalışma ortamı bulması camia adına büyük şans.
VAR kadrosu genişliyor
MHK hafta içerisinde 1.lig hakemlerini Riva’da topladı. Amaç, Video Asistan Hakemliği kadrosunu genişletmek. Aslında sezon başında düşünülmesi ve önlem alınması gereken bir konuydu bu. Sadece Süper Lig hakemleriyle işin yürümeyeceği belliydi.
A klasmanı hakemler IFAB ile yapılan protokol gereği belli bir eğitimden geçecekler. Kapalı devre ve online asgari 8’er maçta görev yapmaları gerekiyor. Süre kısıtlı. Haziran başında ülkemizde düzenlenecek bir uluslararası turnuvada ilk ciddi sınavlarını verecekler.
MHK 23 kişi içinden asgari 15 hakemi yeni sezona hazırlamayı planlıyor. Daha önce Süper Lig deneyimi olan isimlerin VAR kadrosunda yer alma ihtimalleri diğerlerine oranla daha yüksek. Tabii başlangıçları AVAR olacak.
Önce eğitim
Sabri Çelik başkanlığındaki MHK’nin önceliği eğitime vermesi memnuniyet verici. Hakemlerin son iki yıldır bu konuda çok eksik kalmaları elbette işlerini zorlaştırıyor. Ancak bir yerden başlamak şarttı.
Hem atamalarda adaletli ve cesur olacaksınız, hem cezaya giren hakemlerle uğraşacak, hem de eğitim sorununu çözeceksiniz. Hepsini beraber ve sağlıklı yürütmek kolay değil.
Kurulun yeni uygulamalarından biri de, her hafta tartışılan 10-15 pozisyonu (doğru/yanlış kararlar) hakemlere göndermesi ve yorumlarını istemesi. Bu da eğitimin bir parçası. Program, UEFA eğitimcisi Uilenberg’in direktifleri doğrultusunda milli maç arasında daha da yoğunlaşacak.
Bu arada hakemlerin de ciddi özveride bulunması gerekiyor. Başarılı bir sezon geçiren hakem, 500 bin liranın üzerinde bir para kazanıyor. En düşüğü ise 200 bin lira. Karşılığını vermeleri şart ve istenen de bu!
Yakın temas bitiyor
Biliyorsunuz, MHK yıllardır faaliyetlerini federasyonun Riva tesislerinde sürdürüyordu. Dolayısıyla tüm kulüp başkanlarına ve yöneticilerine açık bir ortamda vardı. MHK üyeleri ve hakemlerle karşılaşmak kaçınılmaz oluyordu. Bu da aslı olan veya olmayan söylentilere yol açıyor, mide bulandırıyordu.
Sabri Çelik, eğer göreve devam ederse gelecek sezon ekibini ve hakemleri Beylerbeyi tesislerine taşıyacak. Riva ise sadece VAR için kullanılacak.
Çok isabetli bir karar. TFF seçimlerinden sonra MHK değişse bile, yeni gelecek ekibin de aynı hassasiyeti göstermesi şart.
Hakemi dinleyin!
Son olarak Merkez Hakem Kurulu’na naçizane bir önerim var.
Video Asistan Hakemliğinin yararlı olduğunu savunan taraftayım. Aynı zamanda hakemleri tembelliğe ve kolaycılığa sevk ettiğini düşünüyorum. Bizde “alaturka” usulü kullanılıyor ve amacından sapıyor.
MHK, sezon başından bu yana tüm maçların VAR konuşmalarını dinlesin.
Kim ne kadar yardım istiyor, hangi hakemler inisiyatif almaktan kaçıyor? VAR’a rağmen kafasındaki tilkileri kovamayanlar var mı?.. Bir hakemin niyetini ve becerisini öğrenmek için bundan iyi fırsat olmaz.
Mumla ararsınız Yusuf’u!
Sözüm, geçen haftaki Akhisarspor maçından en Yusuf Yazıcı’yı protesto edenlere.
Genelleme yapamam. Aklı başında hiç bir Trabzonsporlu öz evladına bu muameleyi reva göremez.
Ama üzülerek görüyorum ki; sanki takımı, bazı oyuncuları ve hocayı provoke etmeye çalışan bir grup var.
Kimler nasiplenmedi ki bu kendini bilmezlerin öfkesinden?
Rodallega, Abdülkadir Ömür, Kamil Ahmet, Yusuf, Batuhan, Olcay, Ibanez aklıma gelen ilk isimler.
Elbette her futbolcu her hafta aynı performansı gösteremez. Tabii ki inişli çıkışlı dönemleri olacaktır.
Anlayışla yaklaşmak ve destek vermek taraftarın görevi. İzliyorsanız Avrupa liglerini; hata yapan oyuncu kenara alınırken ıslıklanıyor mu, yoksa alkışlanıyor mu?
Kimsenin bu gençleri küstürme, yıldırma ve üzme hakkı yok.
Bakın Yazıcı’ya. Yaşı 22 ama, görmüş geçirmiş deneyimli futbolcu olgunluğunda. Akhisarspor maçından sonra ağızından sitem içeren tek cümle çıktı mı?
Aksine sakatlığını bile bahane etmeden, kaptanlığının verdiği sorumlulukla kendini ıslıklayanları utandıracak açıklamalar yaptı.
Beyler... Yusuf Yazıcı gibi gönlünde Trabzonspor sevgisi ve tutkusu olan futbolcular kolay yetişmiyor.
Hem Trabzonspor’a hem bu gençlere yazık.
Siz devam edin isterseniz. Yakında mumla ararsınız Yusuf ve diğerlerini!..
Trabzon’dan milli takımlara...
Önce kalecilerden başlayalım.
Arda Akbulut U18 milli takım aday kadrosuna çağrıldı. Uğurcan yükselen form grafiği ile A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş’e göz kırptı, Arnavutluk maçı kadrosuna çağırıldı. Yusuf Yazıcı hazır kıta. Güneş onu da yanına aldı.
Hüseyin Türkmen de kısa sürede Ümit Milli oldu.
Ya Filip Novak? İlk geldiği sezon ona burun kıvıranlar, bordo-mavili ekibe katkısını gördükçe fikir değiştirmiştir sanırım. Tıpkı Çek Milli Takımı sorumluları gibi. 29 yaşında, aday kadroya çağrılmasındaki en önemli faktör, Trabzonspor’daki istikrarı.
Ve Ekuban. Ünal Karaman’ın vazgeçilmezleri arasında yer alan Ganalı oyuncu, üzerine koyarak gidiyor. Ödülü ise, Afrika Uluslar Kupası için milli takımın yolunu tutması oldu.
Nwakaeme’nin son haftalardaki çıkışı ve attığı goller, Nijerya Milli Takımı yetkililerinin radarında. Çağrılması an meselesi.
Bunlar; Karadeniz ekibinin ve dolayısıyla Teknik Direktör Ünal Karaman’ın doğru yolda ilerlediğini gösteren önemli veriler.
Camia saha sonuçlarına bakıp yorum yaparken, zorlu koşullarda olağanüstü çaba gösterenlerin de hakkını teslim etmeyi bilmeli!