Meler’e tuzak mı kuruluyor?
Halil Umut Meler, FIFA elit kategorideki tek hakemimiz. UEFA onu el üstünde tutuyor. Son olarak Şampiyonlar Ligi’nde Real Madrid- Stuttgart maçını yönetti. Gelin görün ki, Türkiye’de birileri tarafından sistematik biçimde yıldırılmaya çalışılıyor.
Örnek mi? Meler bu sezon Avrupa’da üç maça çıktı. Üçü de hatırı sayılır takımlar arasında idi. Süper Lig’in geride kalan altı haftasında ise sadece iki... “Kurnazca” yapılmış bir atama diye düşündüğüm yarınki Trabzonspor - Konyaspor maçıyla birlikte üç olacak.
Dahası mı? Meler bu süreçte dört kez de Video Yardımcı hakemliği yaptı. Ne alaka ise; ikisi Trendyol 1. lig müsabakası.
Kimse bana masal anlatmasın. Meler gibi üst düzey bir hakeme yapılmaya çalışılan şey büyük haksızlıktır. Bizim bilmediğimiz, sizin bildiğiniz şeyler varsa çıkın açıklayın. 8 Mart operasyonu ve yeni sezon kadro yapılanmasında devre dışı bırakamadığınız Meler ile ne hesabınız var bilmek isterim.
MHK Başkanı Sayın Ferhat Gündoğdu’nun Meler konusunda tek başına inisiyatif alabileceğini sanmıyorum! FIFA kokartlı hakemin yarın Trabzonspor aleyhine vereceği bir karardan sonra başına gelecekleri tahmin bile etmek istemiyorum. Dolayısıyla atamanın iyi niyetli yapıldığından şüpheliyim.
Samimi dileğim; Halil Umut Meler ve ekibinin bu maçta büyük bir dayanışma göstererek hakkaniyetli yönetim sergileyerek pusuda bekleyenlere istedikleri kozu vermemesidir.
Türkiye’de hakem yetişmiyor diye şikayet edenlerin kulakları çınlasın. Yetişeni de bitirme konusunda hayli becerikli bir futbol kültürüne sahibiz.
MHK neden çark etti?
Merkez Hakem Kurulu’nun işi kolay değil. Ancak biraz daha dikkat ve özen göstermesi gerekiyor. Tıpkı Trabzonspor- Konyaspor maçında olduğu gibi. Kurul bu karşılaşmaya gözlemci olarak Cem Papila’yı atadı. Papila 2005 yılında Fenerbahçe- Trabzonspor müsabakasındaki kararlarıyla bordo-mavili kulübün büyük tepkisini çekmiş ve çok tartışılmıştı. Şimdi bu olayı hatırlamayan (!) ve Papila’yı aynı takımın maçında görevlendiren kurul, belli ki bir yerlerden gelen uyarı ile çark etmek zorunda kaldı. Cem Papila’nın “sonradan gelişen özel durumu” nedeniyle değiştirildiği açıklansa da, bu manevra MHK’ye eksi puan yazdı.
İşte o zaman
“İnsanların seni en çok sevdiği zaman, onların işine en çok yaradığın zamandır.”
Güneş’in en kritik sınavı
Trabzonspor, dört büyükler arasında en çok transfer yapan takım unvanına sahip. Neredeyse kadronun yarısı yenilendi.
Lakin iş transferle ve milyonlarca euro harcamakla bitmiyor. Takımın durumu ortada. Beş maçta 5 puan. Henüz galibiyeti yok. Kaleci Uğurcan faktörü de olmasa belki de ligin dibine demir atmıştı.
Her daim mücadele eden, zirveye oynayan ve rekabeti yaşayan takıma alışık bir camia için kabul edilmesi güç bir durum. Teknik Direktör Şenol Güneş de durumun farkında ve sorumluluğu üstlenerek adeta başkanına kalkan oluyor. Ama nereye kadar. Şenol Hoca’nın elindeki oyuncu grubunu istediği seviyeye getirmesi kuşkusuz zaman alacak. Fakat Trabzonspor’un zamanı yok ki!
Avrupa defteri kapandı, ligde yeniden iddialı hale gelmesi için bir fırın ekmek yemesi lazım. Elde ne kaldı? Türkiye Kupası. Yani hayal kırıklığı ile başlayan ve öyle devam eden kayıp bir sezon.
Şu aşamada kimse iyi futbol beklemiyor. Hani derler ya; şeytanın bacağını bir kırsa gerisi gelecek diye. Trabzonspor’un da acilen bir galibiyete ihtiyacı var. Yarın Konyaspor karşısında bunu başarabilir mi göreceğiz.
Takım kazanmayı unuttukça geriliyor. Panik yapıyor ve teknik direktörün direktiflerinden uzaklaşıyor. Kötü gidişin sona ermesi için görev alacak her oyuncunun yüzde yüz performans sergilemesi, yeteneklerini devreye sokması, Abdullah Avcı’yı iki maçta istifa ettiren taraftarın da Şenol Hoca’ya açtığı kredinin karşılığını alması için biraz daha sabretmesi gerekiyor.