Fatih Terim, Türk futbolu için önemli bir değerdir.
Abdürrahim Albayrak Galatasaray’ın kıymetli yöneticilerindendir.
İkisi de dünyayı kavuran Korona virüse yakalandıklarını duyurdu.
Bu virüsle tanışan tüm hastalara tez vakitte iyilik ve sağlık diliyorum.
Şu gerçeği kabul edelim: Çin’den yayılan ve yüzlerce ülkede on binlerce insanın ölümüne yol açan Kovit-19, ayrım yapmıyor.
Genci yaşlısı, siyasetçisi bilim insanı, ünlüsü- ünsüzü, garibanı zengini, herkes tehdit altında.
Salgının nerede duracağını, hangi duvara toslayacağını bilen yok.
Virüsten dualar ve hurafeler ile korunulacağını düşünmek yerine, kişiselden devlet geneline tedbir almak geleceğimiz adına çok önemli.
Peki biz ne yapıyoruz?
Toplumun küçümsenmeyecek bir kısmı henüz işin ciddiyetini kavrayabilmiş değil.
“Bana bir şey olmaz” zihniyetindekiler, normal yaşamlarını sürdürme gafleti içinde virüsün daha hızlı yayılmasına hizmet ediyorlar.
Tehlikenin kendi kapılarını çalmayacağını sanmak; kusura bakmayın da ahmaklık, cahillik, geri zekalılıktır.
Devlet yetkilileri her gün medya yoluyla uyarılarda bulunuyor, belediyeler olağanüstü hâl ilan ediyor, konunun uzmanları televizyonlarda bas bas bağırıyor, ama nafile.
Kendi sağlığını hiçe sayanlar, canları yandığında ne olduğunu anlayacak; lakin sadece kendileri için değil herkes için geç kalınmış olacak.
Bugün Fatih Terim, yarın toplumun yakından tanıdığı başka isimler eklenebilir listeye.
Spor, sanat, siyaset, medya dünyasından insanların etkilenmeyeceğinin garantisi var mı?
Unutmayalım, bu savaşta gece gündüz halkı için mesai yapan ve yaşamlarını yitiren doktorlarımız, sağlık emekçilerimiz var.
Pek çok ülkede ve kentlerde “karantina” ilan ediliyor. Görünen o ki bizde de tavsiyeleri umursamayanları eve sokmak için daha sert tedbirler gerekecek. Bu kaçınılmaz.
Şunu anlayalım artık;
Herkesin inancına saygım var. Ancak evrenimizi bu beladan ibadethaneler, din görevlileri, melekler, fetvalar değil; hastaneler, doktorlar, sağlık çalışanları ve bilim kurtaracak!
Ve emin olun, yeni dünya düzeni geç kalınan bu farkındalığın üzerine kurulacak!..
Helal olsun hepinize!
Zor günlerde örnek dayanışmalar sergileyebilen bir ulusuz.
Spor camiasında da duyarlı insanları ve kurumları görmek moral veriyor, mutlu ediyor.
Trabzonspor eski yöneticisi ve iş insanı Nevzat Aydın; Krizin derinleşmeye başladığı günlerde “Yemek Sepeti’ ailesi olarak Korona’ya karşı yürütülen savaşta Sağlık Bakanlığımız bünyesinde çalışan doktor ve sağlık personelinin ihtiyacı olan ekipmanın temininde kullanılmak üzere bir milyon TL bağışladığımızı duyuruyorum. Sonuna kadar yanınızdayız.” dedi.
Anadolu Efes kulübü; Bu kez müjde “Ahbap Derneğinin” kurucusu Haluk Levent üzerinden geldi: “Anadolu Efes, 5 bin aileye destek için 1 milyon TL ayırdı. Tabii ki bu para ihtiyaç sahiplerine 200’er liralık alışveriş olarak gidecek.”
Eski Fenerbahçeli Tuncay Şanlı, Sakarya ilindeki otelini sağlık çalışanlarına tahsis ettiğini duyurdu.
Milli futbolcumuz Merih Demiral, mahsur kaldığı İtalya’dan yürekleri ısıttı; “Evde kal” mesajına uyanlara maddi katkı sağlayacağını açıkladı.
Galatasaraylı Adem Büyük anlamlı bir girişimde bulundu, sağlık personelimize ciddi miktarda tıbbi malzeme yardımında bulunacağını bildirdi.
Elbette daha bilmediğimiz, belki de gizli kalması istenen destekler vardır.
Elini taşın altına koymanın azı çoğu olmaz.
Yüreklere dokunmak, acıları paylaşmak ve hissetmektir önemli olan.
Tümüne saygı duymamız ve takdir etmemiz gerekir.
Gün; dayanışma, fedakârlık yapma ve mümkün olan imkanlarımızı seferber etme günüdür.
Ne yalan söyleyeyim; sıkıntılı dönemde umudumu artırıyor bu güzellikler.
Bana ne şampiyondan!
Futbol Federasyonu ligleri seyircisiz oynattığı gerekçesiyle ağır eleştiri bombardımanı altında kaldı.
İnsanlar, “neden daha önce ertelemediniz?” derken Fatih Terim örneğini veriyor.
İşin aslı farklı olsa da, endişelenmekte haklılar.
TFF inisiyatif kullanıp daha erken basabilirdi düğmeye. Avrupa’da pek çok federasyon önlemini devletten önce aldı.
Geçen hafta federasyona şöyle demiştim; “Başlatamazsınız beyler.”
Niçin bu kadar iddialı konuşmuştum?
Federasyon Başkanı Nihat Özdemir’in bizdeki tablo henüz bir fikir vermemişken, “ligleri en kısa sürede ve seyircili başlatmayı planlıyoruz” açıklamasını erken ve yanlış bulduğumdan.
Görünen köy kılavuz istemez, durum o günden çok daha kötü.
Hâlâ, liglerin nasıl tescil edileceğini, kimin şampiyon olacağını, kimlerin küme düşeceğini konuşanlar var ya! Akıllarından şüphe ediyorum yeminle...
Hazırlıklı olalım
Şampiyonlar ligi ve Avrupa ligi süresiz ertelendi.
2020 Avrupa şampiyonasının tarihi değişti.
Tokyo olimpiyat oyunları bir yıl ileriye alındı.
Virüsün henüz ortaya çıkmadığı Antartika dışındaki tüm kıtalarda spor müsabakaları ve büyük organizasyonlar durduruldu.
Türkiye’de de yüz milyarlarca liralık futbol sektörü, elbette süreçten yara almadan çıkamaz. Tıpkı ülke ekonomisinde beklendiği gibi.
Böyle bir ortamda futbolun marka değerini düşünmek yerine, insan sağlığı öncelikli olmalı.
Bakın; mızrak çuvala sığmadı işte!
Federasyonun misyonu, düdük yeniden çalıncaya kadar futbolun tüm paydaşlarını kapsayacak şekilde A-B-C, gerekirse Z’ye kadar plan yapmak. Nasıl olsa zaman çok.
Büyük bir felaketle karşı karşıyayız ve yolun sonunun nereye çıkacağını kestiremiyoruz!