Uzun yıllardır Süper Lig’de böyle bir heyecan ve final yaşanmamıştı. Şampiyonluk ve düşecek son takım için dört maç, dört bilinmeyenli bir denklem.
İşin Trabzon ayağına gelince. İki hafta önce ununu elemiş, eleğini asmış bir takımın oyuncularını motive etmek kolay değildir. Hele rakibiniz kümede kalmak için mutlaka kazanmak zorunda ise. İşin içine psikolojik faktörler girer, duygusallık girer, koca bir sezonun bıkkınlığı girer.
Trabzonspor açısından kolay gibi görünen, lakin Gençlerbirliği cephesinden bir yaşam savaşı olarak görünen doksan dakika, her sonuca açıktı. Kiminin ayağını, kiminin yüreği titretecek cinsten bir karşılaşma oldu.
35 yılı aşkın bu ligi takip ederim. Böylesine kritik düzeyde sayısız maç izledim, sonu hüsranla biten hikayelere tanıklık ettim. Dün akşam da bir müsabaka yazmanın ötesinde, merak edilen Başkent’in Süper Lig’de temsilcisiz kalıp kalmayacağı idi.
Gençlerbirliği’nin kazanması yetmiyordu elbette. Daha önemlisi Fenerbahçe deplasmanda Kayserispor’u devre dışı bırakacak bir skor elde etmeliydi. Ama daha ilk yarıda olumsuz haberler geldi.
Kırmızı-siyahlı ekip bu stresi kaldıracak bir performans sergileyemedi. Belki bir süre oyunu tutup, son bölümlerde bitirici vuruşu yapmak istedi, ama ilk yarının bitimine yakın Ekuban’ın sayısına engel olamadı.
Risk alması ve kazanması gereken Gençlerbirliği, Ayite’nin eşitlik sayısıyla umutlandı. Kazansa ne olacaktı ki? Kendi göbeğini kesemiyorsan, başkasının alacağı sonuçtan nasıl medet umarsın? Önce sezon boyu yaptığın hatalarınla yüzleşeceksin.
Trabzonspor ne yapsın? Karşısında kazanmak için her şeyini ortaya koyması gereken bir rakip olmayınca yakaladığı fırsatları geri çevirmedi doğal olarak.
Hesap vakti geldi. Türk futbolunun duayen başkanı rahmetli İlhan Cavcav’ın maddi manevi mirasını sıfırlayan bir evlat ve Başkent futbolunun yaşadığı trajedi. Murat Cavcav kardeşim kusura bakma. Zaten belli idi bu yükü taşıyacak kapasiten ve birikimin olmadığı. Babanın kişisel mirasını bitirmen senin sorunun.
Ama Gençlerbirliği bu hale düştü ise tek sorumlusu sen ve kulübün anahtarını teslim ettiğin menajerlerdir.
Evet; bazen her şeye yeniden başlamak gerek. Ama önce bu zihniyetin sona ermesi ve Gençlerbirliği’nin doğru ellere teslim edilmesi gerek.
Son söz; Başkent futbolu adına trajedik bir sezon oldu. Şimdi, tarihi 19 Mayıs Stadı’nın yerine mum dikebilirsiniz!