Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hiç merak etmeyin. Bu memlekette kimse ırkçılıktan ceza almaz. Daha doğrusu, yaptırım yetkisine sahip hiçbir makam, ırkçılık var diye kolay kolay ceza kesemez.
Bu coğrafyada hırsıza hırsız, ahlaksıza ahlaksız deriz de, beyninin kıvrımlarına hapsetmeye çalıştığı ayrımcılığı bazen elini bazen dilini tutamayıp kusan insanlara ırkçılığı yakıştıramayız.
Neden mi? Çok basit; ırkçılık insanlık ayıbıdır, utanç verici suçların atasıdır. Bir toplumun yakasına yapıştı mı, yüzyıllar geçse de söküp atılamayacak bir lekedir.
Bakın tarihe, ırkçılık yaftası yemiş milletlerin arınma hikayeleriyle doludur.
Bu çirkinlikle yüzleşmek istemeyenler, ırkçı eylem ve söylemlerini kabul edemez. Dahası siyasetçisinden futbolcusuna, kulüp yöneticisinden en muteber bürokratına kadar...Çok iyi bilirler ki, ayrımcılık bu ülkedeki yasa ve talimatların etrafından dolanmayı ustalıkla beceren kavramdır.
Şimdi gündem Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’in, Fenerbahçeli Meireles ile ilgili sarf ettiği sözler.
Fenerbahçe anında devreye girdi ve Şener’i şikayet etti. Hem de yakın geçmişte kendi futbolcusuna yöneltilen suçlamalara “Emre’nin, Trabzonsporlu Zokora’ya yönelik sözlerinin ırkçılık noktasına taşınmasından rahatsızlık duyuyoruz” açıklamasını unutarak!
Sanıyor musunuz ki, Futbol Federasyonu, Trabzonspor Başkanı’na o suçlamayla ilgili ceza verebilecek. Asla! Çünkü Şener ayrımcılık değil tespit yaptı!
Hafızalarınızı yoklayın. 2009 yılının başlarında Galatasaray tribünlerinin Sivasspor’un İsrailli oyuncusu Balili’yi hedef alan “sözlü saldırısına” ne yaptırım uygulandı?
Çirkin ve kötü tezahürat kapsamında 80 bin lira para cezası!
Ya Emre Belözoğlu’nun Trabzonsporlu Zokora’ya yönelik “Pis ....i” suçlamasının karşılığı ne oldu?
“Rakibe hakaretten” 2 maç ceza!
Ayrımcılık oldu kötü tezahürat, ırkçılık oldu rakibe hakaret! Galiba millet olarak ayrımcılığın ne olduğunu, nasıl algılandığını bilmiyoruz. Öğrenmeye de niyetimiz yok. Ama bilen, üzülen, incinen, hatta bu gerekçeyle yaşamlarını yitiren insanlar var hâlâ.
Öyleyse çıkarın aklınızdan şeytani düşünceleri! Bu ülkede Sivas katliamının sanıklarına bile “ırkçı” denemezken, futbol sayesinde mi yiyeceğiz o çirkin damgayı?

Haberin Devamı

Çakır ve Başbakan’ın kabulü

Haberin Devamı

Cüneyt Çakır Türk hakemliğinin dünyaya bakan parlak yüzü. Yurt dışında yönettiği maçların düzeyi, yolunun açık olduğunu gösteriyor.
Çakır hafta başında Ankara’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etti. Bundan doğal ne olabilirdi ki? Sporu seven, destek veren ve teşvik eden bir Başbakan, elbette ülkenin bir numaralı hakemini kabul edip kutlayacaktı.
Lakin bu ziyaretle ilgili bazı soru işaretleri var kafamızda?
Örneğin bu kabulü kim organize etmişti?
Öyle ya, Çakır ile gurur duyanlar gayet iyi biliyordu ki, bu bir ekip işiydi ve FIFA kokartlı hakemimizin kadrolu yardımcıları da büyük pay sahibiydi bu başarıda.
Bahattin Duran ve Tarık Ongun’un da orada olması gerektiği neden akıl edilememişti?
Çakır’ın yanında MHK’den niçin bir yetkili yoktu?
Sanırım bu soruların yanıtlarını onu tek başına bir figür olarak Başbakan’ın karşısına çıkaranlar verecektir.
Ve forma meselesi. Ani gelişen ziyaret trafiğine karşın Çakır hazırlıklı gitmişti kabule. Başbakan’a Şampiyonlar Ligi’nde yönettiği Juventus - Chelsea maçında giydiği formayı hediye etti.
İyi de niye? Elbette nezaketinden. Kendisi için çok değerli bir anıyı paylaştı Başbakan’ı ile.
Bu da olmadı. Çakır’ın torunlarına miras bırakacağı o forma, şimdi Başbakan’a sunulan binlerce hediye arasına konacak, belki de bir daha gün ışığına bile çıkmayacak.
İlla bir hediye verilecekse, bu bir çift kart veya maç düdüğü olabilirdi. Bu jest, kabulü planlayan işgüzar zihniyetten daha anlamlı olabilirdi!

Haberin Devamı

Teşvik primini kim verdi?

Aziz Yıldırım 1907 Fenerbahçe Derneği’nin düzenlediği gecede ortaya ciddi bir iddia attı; “Ben diyorum ki, Fenerbahçe’den başka herkes teşvik primi almıştır. Bunu da kimse çıkıp biz almadık, söylemedik, yapmadık diyemiyor”. Yıldırım haklı olabilir. Ancak bakın TFF disiplin talimatının “Müsabakanın sonucunu etkilemek başlıklı” 57. maddesi ne diyor? “Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek yasaktır. Teşvik primi verilmesi de bu kapsamdadır.” Peki, Fenerbahçe’den başka herkes teşvik primi aldı ise... Bu primleri kimler verdi acaba?..

Tehlikeli yakınlaşMA!

Vicdan ile ekran arasına sıkışan Tahkim Kurulu, Meireles davasına dahiyane bir çözüm üretti. Hakem Halis Özkahya’yı ofsayta düşürmemek, Fenerbahçeli futbolcuyu ise mağdur etmemek için “tükürüğü” sıvıya, “burun buruna yakınlaşmayı” cezaya çevirdi.
Hakem-futbolcu diyaloglarında öyle bir racon kesti ki kurul, bakın bundan sonra neler yaşanacak;
1Futbolcu, pozisyon gereği de olsa hakemin yüzüne 5 santimden fazla yaklaşmayacak. Yaklaşan yanacak. (Bakınız FDT’nin 36/ 1-a maddesi)
2Hakeme yapılan “meşin yuvarlak”, “herşeyin bir ilki var” gibi mecazi anlamlar taşıyan el işaretleri cezalandırılmadan önce tarihsel ve kültürel kaynaklara başvurulacak.
3FIFA ve UEFA’ya disiplin yargılamalarında hakem raporları değil, yayıncı kuruluş görüntülerinin esas alınması önerilecek. Gerekirse bu konuda ısrar edilecek.
4Naklen yayınlanmayan lig maçlarının disiplin dosyalarına, hakem raporunun yanı sıra Google-earth’den elde edilecek görüntüler konacak.
5Raporuna itibar edilmediği için karizması çizilen hakeme TFF ve MHK tarafından psikolojik destek sağlanacak.
6Disiplin Kurulu kaldırılacak, ceza verme, onama ve iptal etme yetkisi Tahkim’e devredilecek, böylece ciddi bir tasarruf sağlanacak.