Ezeli iki rakibin son maçını anımsıyor musunuz? Geçen sezonun 27. haftasında Medical Park Stadı’nda, Beşiktaş’ın Trabzonspor’u Atiba’nın uzatma dakikalarında attığı golle 4-3 yendiği karşılaşmayı? Sanırım sezonun en kaliteli, en heyecanlı ve nefes kesen mücadelesi idi. Sonuca bakmaksızın iki ekibi de ayakta alkışlamıştık.
Vodafone Park’ta da benzer bir mücadele izledik. Sahada futbol oynamayı düşünen iki takım, bir puandan fazlasını isteyen iki teknik adam ve müthiş atmosferde keyif almaya çalışan oyuncular vardı.
Tabii bir de, son haftalarda sıkça tartışılan ve skoru etkileyen hakem konusu... Fırat Aydınus, tansiyon zaman zaman yükselse bile, deneyimiyle kontrolü elinde tuttu. Onca sarı kartın arasında ufak bazı hatalar yapmadı mı? Bu kadar can yanarken nazar boncuğu diyelim. Beterinden saklasın!
Ersun Yanal’ın oyuncu tercihleri yine ilginçti. Bu kez sol bekte Mas’ın yerine Hubocan vardı. Göbekte ise Okay ve Durica... İlk on birde Yusuf Yazıcı yoktu, görev Onazi’ye verildi. Eleştirmek için söylemiyoruz, oyuncularının hafta içi performansını en iyi hocaları bilir. Günahı da sevabı da onlarındır! Lakin savunma kurgusunda arayışlar epey sürecek. Fazlaca can yakıyor bu bölgedeki basit hatalar. Dün gece Beşiktaş’ın gollerinde olduğu gibi... Ligin en çok sayı yiyen takımları arasında yer alması başka neye bağlanabilir ki?
Trabzonspor’un bu sezon geliştirdiği en önemli özelliği, orta alanda baskı yapıp kısa ve çabuk paslarla topu rakip alana taşımak. Bu tarz, hem rakibin ezberini bozuyor, hem dengesini. Ama futbol takım oyunu. Hücum anlamında iyi şeyleri yaparken, temel prensip şöyle der; “savunmayı unutmayacaksın.” Trabzonspor’un en büyük derdi bu... İkinci ve üçüncü bölgede sorun yok. Geride problem çok.
Yanal’ın oyuna müdahaleleri doğru idi. Takımı geri düştükten, özellikle Beşiktaş’ın ikinci golünden sonra skora doğrudan etki yaptı. Kırılma anı diyebileceğimiz 79. dakikada Lens’in topu kaleci Onur’un üzerinden dışarı atmasının hemen ardından gelişen ani atakta Rodallega’nın eşitlik sayısı şans değil, bir patlama idi. Aynı Rodallega uzatma bölümünde öyle bir fırsat kaçırdı ki, Trabzonspor’un, hep oyununu rakibe kabul ettiren Beşiktaş karşısında kazanması, sürpriz olmazdı.
Bu arada, asist yapan ve bir de gol kaçıran Abdülkadir’i ne kadar övüyorsak, Castillo’nun yedek kalmasını o kadar yadırgıyoruz. Ersun Hoca dışarıdan bakan bir göze kızmasın. Topu bu bu denli hızlı öne taşıyan bir oyuncu neden sürekli yedek bekler ki?
Sonuç; Fenerbahçe, Başakşehir ve Beşiktaş’a deplasmanda yenilmiyorsun. Hatta galibiyeti kaçırıyorsun. Ama Ersun Yanal gitsin diye bayrak açılırken, bilmiyorlar ki takımın kimyası bozuluyor. Tamam gönderin Yanal’ı... Peki, adayınız daha mı iyi Ersun Hoca’dan?