Süper Lig’de son haftalarda alınan sonuçları sürpriz olarak görmüyorum. Şampiyonluk adayları peşi sıra puan kaybederken, ligin figüranları olarak görülen Anadolu takımları bazılarını şaşırtmaya devam ediyor.
Trabzonspor, Avrupa Konferans Ligi’nden elendikten sonra iki hedefi kalan bir ekip. Dünkü rakibi, istikrarlı gidişi ile ligin yenilgisi olmayan üç takımından biri olan Konyaspor’un dikkat çeken istatistiği ise, bu müsabakaya dek en az gol yiyen takım olması idi.
Trabzonspor açısından çok iyi başlayan maç, henüz 8. dakikada Vitor Hügo’nun kırmızı kart görmesiyle adeta kabusa dönüştü. Cornelius’un 44. saniyede attığı gol, hazırlanış ve bitiriliş anlamında harikaydı. Ama Hugo’nun hesapta olmayan ihracı tüm senaryoyu değiştirdi. Kolay değil her iki yarı 49’ar dakika oynandı. Yani Trabzonspor neredeyse 90 dakikayı bir eksikle tamamlamak zorunda kaldı. Bunun anlamı, sahadaki her futbolcunun iki kat efor sarf etmesiydi.
Kırmızı kart sonrası beklentim Abdullah Avcı’nın ileriden bir oyuncu çıkarıp stopere Hüseyin’i almasıydı. Hoca farklı düşündü, Berat’ı geriye çekti. Çekti de orta alan yol geçen hanına döndü. Hamsik ve Bakasetas savunma zaafları olan isimler.
Konyaspor hem bu bölgeyi elini kolunu sallayarak geçti, hem iki kanadı etkili kullanma şansı buldu. Bu kadar baskıya dayanmak kolay değildi. Nihayetinde 20. dakikada Endri Çekici nefis bir vuruşla eşitlik sayısını sağladı.
Sonrasında mahkum bir Trabzonspor ve acımasızca saldıran bir Konyaspor izledik. Direkten dönen top dahil, en az 4 net pozisyonu vardı ev sahibinin.
Avcı’nın ikinci yarı başlarken ilk hamlesi Abdülkadir Ömür’ü kenara alarak hücumcu Djaniny’i sahaya sürmesi oldu. Belli ki niyet kazanmaktı. Ama şok 46. dakikada geldi. Endri Çekici yine sahneye çıktı ve savunmacıları düğümleyip ikinci golünü attı.
Trabzonspor geriye düştü ama asıl gösteri bundan sonra başladı. Bir takım sahaya nasıl karakter koyar, eksik de olsa, yenik de olsa puan için nasıl mücadele eder bunu gösterdi bordo-mavililer.
Şunun da altını kalınca çizeyim. Djaniny ne denli önemli bir oyuncu olduğunu cümle aleme kanıtladı. Müthiş bir performansla takımını ateşleyen isim oldu. Onun girmesiyle maç adeta 11-11’e döndü.
Konyaspor’un yediği ikinci gole şanssızlık denebilir. Ama rakip kale bu kadar zorlanırsa hata da yapılır, kaza da olur.
Müthiş tempolu, her iki takımın da sayısız gol fırsatı yakaladığı, kalecilerin devleştiği bu bölümde özellikle Uğurcan neler kurtardı neler? İnanılmaz işler yaptı kaptan. Alkışlar önce ona, sonra tüm arkadaşlarına.
Trabzonspor bu koşullarda üç puan alamasa da, nezdimde ilk 6 haftanın en takdir edilecek mücadelesini sergiledi.
Puandan daha değerli kazanımlar elde etti. Yardımlaşma, takım ruhu, paylaşma ve direnç, yarınlarda Trabzonspor’un elindeki en büyük kozlar olacaktır.
Nefes kesen bu maçta aslan payını Uğurcan’a vermekle birlikte, görev yapan hiçbir oyuncuyu ayıramam. Bazen puan yitirirken çok daha önemli dersler çıkarırsınız. Karadeniz temsilcisi her hafta kendini geliştirerek ilerliyor.
Şampiyonluk adayı olmak fark gerektiriyor. Trabzonspor, artık fark yaratan ve teslim olmayan tavrı ile bulunduğu yerin çok daha ötesini hak ediyor.