Adana Demirspor Kulübü Başkanı Murat Sancak’ın Beşiktaş maçı sonrası yaptığı açıklamalar gündeme damgasını vurmuştu.
Ne demişti Sancak? “ Hakemler içinde FETÖ’cüler var. Bana da ceza vermeye kalkmayın, hepinizi ifşa ederim.”
Et başkan. Bir dakika bekleme hepsini ifşa et. Et ki, hainlerle bağlantısı olanlar ortaya çıksın.
Lakin; liglerde maç yöneten binlerce hakem var. Kimseyi töhmet altında bırakamazsınız. Bizim de tek isteğimiz, nerede ve hangi görevde olursa olsun bu alçaklar ile kol kola gezmeye devam edenlerin temizlenmesi.
Peki kim bunlar? Nerede çöreklenmişler, nasıl gizleniyor, hangi maskeyle dolaşıyorlar?
Ben Sancak’ın sözlerini önemsiyorum. Madem bu kadar ciddi bilgilere sahip, hepsini devletin savcıları ve hakimlerine anlatmak zorunda.
Şunu da biliyorum; 15 Temmuz sonrası Futbol Federasyonu’nda geniş çaplı bir FETÖ operasyonu yapıldı, devletin istihbarat birimleri; çaycısından odacısına, futbolcusundan hakemine, yöneticisinden teknik direktörüne herkesin sicili çıkardı. Bu arada kurunun yanında yaş da yandı.
Futbol Federasyonu hızlı bir refleks gösterdi. Sessiz kalması düşünülemezdi. Koca bir camiayı zan altında bırakacak iddiaların araştırılması için yargı yoluna gitti.
Sıra Murat Sancak’ta. Kimler imiş futboldaki FETÖ’cüler ve iş birlikçileri, öğrenelim bakalım.
Ne olacaktı?
Adana Demirspor başkanı sadece söyledikleri ile değil, eylemleri ile de tartışıldı.
Temsilci raporlarına göre, Sancak hakem soyunma odasına gitmiş, hakaret etmiş ve tehditler savurmuş. Disiplin talimatındaki en ağır suçlardan biri hakem odasını basmaktır. Başkanın hiddetine, medya yoluyla TFF ve üyelerine hakaretler de eklenmiş.
Sonuç malum. Disiplin Kurulu söz konusu eyleme alt sınırdan 3 aylık bir fatura çıkardı, Sancak ucuz kurtuldu.
Sayın Sancak’ın özelinde tekrarlamak istiyorum; tüm kulüp yöneticileri camialarına örnek olacak davranışlar sergilemeli. Bulundukları makam bu sorumluluğu gerektirir.
Dahası, futbolun bam teline basmak kimseye yarar sağlamaz.
Kadınlara neler oluyor?
Süper Lig ile yatıp kalkıyor, futbolu bu gözlükle izliyoruz.
Merak ettim, baktım. Kadınlar liginde de neler yaşanıyormuş meğer.
Sadece son bir aylık disiplin cezalarından söz ediyorum. Özellikle hakeme hakaret ve saldırı eylemleri dikkat çekici geldi.
Merve O... Ç.Rizespor oyuncusu. Hakeme saldırı ve sportmenliğe aykırı hareket; 3 maç ceza.
Nazlıcan P... Konak Bel. sporcusu. Hakeme hakaretten 2 maç ceza.
Tuğba K... Fatih Vatanspor oyuncusu. Rakibe kural dışı hareketten 1 maç ceza.
Serra Ç... Antalyaspor, hakeme ve rakibe sözlü hakaretten 4 maç ceza.
Geriye giderek örnekleri çoğaltmak mümkün.
İlginçtir; hakarete ve saldırıya maruz kalan hakemlerin tümü erkek!
Sinir uçları iltihaplanmış bir topluma dönüştük.
Erkek-kadın fark etmiyor. Patlamaya hazır bomba haline geldik.
Hayırlısı...
Zor dostum zor!
Süper Lig’in yeni yayın ihalesi için geri sayım başladı.
Federasyon Başkanı Nihat Özdemir’in açıklamalarına bakılırsa, teklifler hiç tatmin edici değil.
Kusura bakmayın da, nasıl olsun?
Dört büyüklerin kendi aralarında oynadıkları maçlarda dahi statlar dolmuyor. Futbol kalitesi, Avrupa’nın alt liglerine bile denk değil.
Ne heyecan, ne coşku ne umut var. Aksine seviyeyi daha da düşürmek için elinden geleni yapıyor futbolun paylaşları. Kavga, gürültü, karşılıklı suçlamalar, hakemler üzerinden hayali senaryolar gırla gidiyor.
Söyleyin tanrı aşkına, kim seyreder böyle bir tiyatroyu?
Öte yandan kulüpler borç batağında. UEFA’nın yaptırımları Demokles’in kılıcı gibi başlarının üzerinde. Transfer yasakları kapıda. FİFA’da uyuşmazlık dosyası en fazla olan ülke biziz. Bu mu marka değeri?..
Yayıncılar böyle bir lige mi yatırım yapacak?
Kendim ettim, kendim buldum misali. Tehlike yıllar önce geliyorum demişti, herkes kulağının üzerine yattı.
Haa bir de, TFF ve kulüpler kendi televizyonlarını kurma alternatifini cepte tutuyormuş.
İyi fikir.
Hafta sonları maç, olmadığı vakit çizgi film ve yerli dizi izlettirirsiniz millete.
Geçmiş olsun sayın Çebi
Bu virüs illetinin çekip gideceği yok.
Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi’nin testi üçüncü kez pozitif çıktı. Geçmiş olsun, acil şifalar diliyorum.
Hani “virüs hikaye, aşı yalan, maske gereksiz” diye ortalıkta dolaşan tipler var ya. Onlardan sakınmak gerek.
Siyasetçiler, spor insanları, toplumla her an yüz yüze olan şahıslar, hep risk altında.
Kalabalık ortamlarda kimsenin maskesi yok. Mesafe hak getire. Millet sarmaş-dolaş.
Her gün yüzlerce insanımız virüs nedeniyle yaşamını yitiriyor. Aman bana bir şey olmaz demeyin...