Merkez Hakem Kurulu talimatında yapılan ve adına “devrim” niteliğinde denilen değişiklikler deyim yerindeyse güme gitti.
Geçen hafta cuma gecesi Türkiye Futbol Federasyonu’nun internet sitesinden yayınlandığı saat nedeniyle olsa gerek, maçsız günde kepengi erken kapatan medya tarafından da es geçildi.
Geçmişte gece yarıları sayfa yıkan bir habercilik anlayışından “bananeci” sürece geçişi kavramak zor olsa da, talimatı geç saatlerde paylaşanların da acemiliği söz konusuydu elbette.
İğne-çuvaldız faslını geçtikten sonra, Merkez Hakem Kurulu Başkanı Kuddusi Müftüoğlu’nun çok önemsediği bir noktaya dikkat çekmekte fayda var.
Futbolcudan hakem yaratma projesi...
Milli takımlarda forma giymiş veya en az iki yıl profesyonel olarak oynamış futbolcular artık hakemliğe geçebilecek.
Üstelik kampanyalı!
Mesela, yaş sınırı dikkate alınmayacak.
Futbolcuların klasman terfilerinde hakemlik süresi şartı aranmayacak.
Aday hakem kursunda başarılı olan futbolcu, il hakemi olarak görev yaptıktan hemen sonra C klasmanı kadrosuna dahil edilebilecek.
Ve nihayetinde istenen koşulları yerine getirirse, iki sezon sonra A klasmanında, başarılı bulunursa 3. yılında Süper Lig’de düdük çalabilecek.
Caner kokart takar mı?
İsterseniz adına fantezi deyin, ya da öngörülmemiş sorunlar!
Fenerbahçeli Caner Erkin Türkiye’de hakemlerle en büyük gerilimi yaşayan oyunculardan biri.
Yarın kafası atıp futbolu bırakır ve hakem olacağım derse, kapı sonuna kadar açık.
Caner’i üç sezon sonra 32 yaşında çakı bir hakem olarak karşınızda görebilirsiniz.
Üstelik talimata göre, 15 yıl aslanlar gibi hakemlik yapabilir, FİFA kokartı bile takabilir.
Senaryoyu Volkan Demirel, Burak Yılmaz, Gökhan Töre, Emre Belözoğlu veya aklınıza kim düşerse, onlar için de yazabilirsiniz.
Realiteye gelince.
Türkiye’de üst düzey hiçbir futbolcunun hakemliğe heves edeceğini sanmam.
Hakemlik, her ne kadar son yıllarda aldıkları ücretler üzerinden tartışılsa da, kazanç kapısı değil, idealist bir yaşam tarzıdır.
MHK’nin buradaki hedefinin, futbolun içinden gelmiş insanları, yetenekleri varsa hakemliğe yönlendirerek, “işi bilen” kadrolar kurmak olduğunu biliyoruz.
Toroğlu gibisi çıkar mı?
Geçmişte örneği var mı bu projenin?
Var, Erman Toroğlu. Bugün medyadaki kariyerini, futbolculuğundan çok hakemliğine borçlu.
Peki, Toroğlu gibi kaç kişi çıkar?
İddialı konuşmamak gerek.
Binlerce profesyonel futbolcu arasından, yarınlarda adından söz ettirecek hakemleri bulma olasılığı hiç de düşük değil.
Şöhret kriteri aranmadığına göre, MHK’nin yeni hamlesinin karşılıksız kalmayacağı söylenebilir.
Hadi latife ile bitirelim.
Çocukluk dönemlerinde tuttukları takımlar üzerinden üst düzey hakemleri hakkında bile polemik yaratan zihniyet var ya!
İşte o kafa, Caner Erkin’i beş yıl sonra bir Fenerbahçe maçında hakem olarak görür ve susarsa...
Bilin ki o gün Türkiye, demokrasi, adalet, düşünce özgürlüğü, insan hakları, kişi başına düşen millî gelir ve sosyal yaşam alanlarında devrim sürecini tamamlamış, Almanya ile kafa kafaya yarışır hâle gelmiştir!
Rüya gibi değil mi? Hayırlara vesile olsun!..