Trabzonspor’un çok daha ciddiye alması gereken bir maçtı. Beşiktaş’ın derbiyi kaybettiği haftada, Kayserispor’un yenmek, sezonu lig üçüncüsü olarak bitirme kapısını açacaktı çünkü. Dolayısıyla daha motive, takım oyununu maçın geneline yayan bir takım bekliyordum.
Karadeniz ekibi adına iyi oynamamasına karşın 20. dakikada iki farklı öne geçmek önemli bir avantajdı. Skora bakıp yanılmayın. İki takımın da orta sahaları ciddiyetten uzak olup, fazlasıyla top kaybı yapınca, mahalle maçı hafifliğinde geçen bir mücadele izledik.
Sosa’nın golü topa vuruş becerisi kadar taktik bir anlayışın ürünüydü. Kalabalık barajı bozan Rodallega ile Novak, dersini iyi çalışmıştı belli ki.
İkinci gol orta sahanın kolay geçildiği bir atak sonrası geldi. Yusuf- Rodallega işbirliğinde bu sezon 24. kez direği bulan o vuruşu tamamlamak, Trabzonspor’un genç yıldızına kaldı.
Bundan sonra yapılması gereken kontrollü, ikinci bölgeye hakim bir takım görüntüsü çizmekti. Trabzonspor pas oyununu iyi yöneten, kanatları etkili kullanan takımlardan biri. Dün akşam öyle olmadı. Kayserispor’un sayısı, bir dizi hata ve konsantrasyon eksikliğinden geldi. Ve gereksiz bir paniğe yol açtı.
Belki Pereira’nın eksikliği, orta alanda ise Abdülkadir Parmak’ın yokluğu bozdu ezberi. Son haftaların formda ismi Nwakaeme’nin uzun süre pres altında kalıp, yer değiştimek zorunda kalması da, bordo-mavili ekibin hücum etkinliğini azalttı. Lakin aynı Nwakaeme, maçın genelinde takımının en yararlı oyuncusu olarak dikkat çekti.
İkinci yarıda senaryo ve roller değişmedi. Oyun kalitesinden söz edilemeyeceğine göre, bu bölümde de yine goller konuşuldu. Dağınık, birbirinden kopuk ve savunmada çokça eksik kalan Trabzonspor’a ikinci golü atmak zor değildi. Ve bunu yapmak ilginçtir yine o bölgeyi dağıtan Hasan Hüseyin’e düştü. Çok kolay bir son vuruştu.
Golün santrası yapıldıktan 1 dakika sonra Abdülkadir Ömür’ün 4 pas sonrası gelen üstünlük sayısı, maçın kırılma anıydı. Aksi takdirde Kayserispor karşısında risk alarak yüklenmenin faturası ağır olabilirdi. Rakip bunu yapabilecek bir kimliğe bürünmüştü.
Ünal Karaman’ın Ekuban ve Olcay hamleleri son derece yerinde idi. Hem hücum etkinliği, hem orta alanı diri tutmak adına fayda sağladı. Kişisel yeteneklerin ön plana çıktığı son bölümde skoru perçinleyen golün bir savunmacı, Novak’tan gelmesi bu sezon skora yaptığı katkılara bir yenisini ekledi.
Sezon başı biri çıkıp Trabzonspor ligi üçüncü bitirip UEFA Avrupa Ligine katılacak dese, kim inanırdı? Şimdi böyle bir fırsatı var. 33. haftada Beşiktaş’ı bu statta yendiği takdirde, ki sezonun final maçı olacaktır Karadeniz ekibi için, UEFA Avrupa ligi biletinin “sınıfı” değişecektir kuşkusuz!