Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Beşiktaş, Alanyaspor ve Galatasaray. Üçü de Avrupa’ya erken veda ettiler. Hem ülke puanı, hem prestij açısından iki kozumuz kaldı. Şampiyonlar liginde Başakşehir, Avrupa liginde Sivasspor. Onların kazandıracağı puanlar, önümüzdeki dönem süper lig şampiyonunun da kaderini belirleyecek.
Villarreal İspanya’nın güçlü ekiplerinden biri. Bir kaç yıl önce gitmiştim Villar-Real şehrine. 50 küsur bin nüfuslu sakin bir kasaba. Bir dostumuz sohbet sırasında şöyle demişti; “Burada hırsızlar için en güzel fırsat maç günleridir. Şehrin yarısından fazlası stada gidince onlara gün doğuyor.” Pandemi döneminde işleri kesattır ama, puan çalma hakkımızı kullanamadık.
Temsilcimiz kötü başladı. Henüz 20 dakikada iki gol yemek ve buradan geri dönüş yapmak kolay değildi. Savunmadan çıkarken kaptırılan topun faturasını Kubo kesti. Hemen ardından araya atılan pasta Bacca’ya gol vuruşunu yapmak düştü.
Ne olacaktı bu skordan sonra? Kaybedecek bir şeyiniz yoksa cesur davranacaktınız. 33. dakikada Kayode çıktı sahneye. Güçlü fiziği ile kazandığı topu Rulli’nin altından ağlara yolladı. Bacca’nın kaçırdığı, kaleci Samassa’nın kurtardığı penaltı vuruşu ile umutlandık. Ve Yatabare’nin müthiş kafa golü ile oyunda “bizde varız” dedik.
İlginç bir ikinci yarı izledik. Klasik savunma hataları canımızı yaktı. İspanyol temsilcisi Foyth ile yine öne geçti. Direndik. Gradel’in müthiş frikik golü eşitliği sağlasa da, Villar-Real işi şansa bırakmadı. Oyuna sonradan giren Alcacer’in peşi sıra gelen golleri direncimizi kırdı. Bizim böyle bir lüksümüz yoktu. Hamle oyuncumuz da.
Böyle bir rakibe deplasmanda üç gol atmak küçümsenemez. Sivasspor aynı hataları tekrarlamaz ise gruptan çıkacak güce sahip. Unutmayalım, bunun rövanşı da var!