Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’de hakem camiası, futbolun en zayıf halkası...

Yöneticisinin, hakeminin, gözlemcisinin kaderi, iki dudağın arasında...

Bakmayın Futbol Federasyonu Başkanı ve yöneticilerinin pozitif mesajlarına...

İşler yolunda giderken yanlarında olurlar, tökezledin mi tekmeyi vururlar.

Bugün ibretlik üç örnek vereceğim. Oğuz Sarvan ile ilgili bölümü zaten polemik konusu oldu bile...

Bir; Sarvan bu ülkenin önde gelen FIFA kokartlı hakemlerinden biri idi. Sonrasında eğitimci ve yönetici olarak Merkez Hakem Kurullarında görev yaptı. Aynı zamanda UEFA gözlemcisi idi.

Bir süredir Sarvan’a Avrupa’da görev verilmiyordu. İki olasılık vardı; ya UEFA gözlemci listesinden çıkarılmış ya birileri önünü kesmişti.
Geçen hafta sözlü olarak hakem seminerine davet edilen Sarvan, toplantıdan bir gün önce MHK Başkanı Serdar Tatlı tarafından aranmış ve gelmemesi için ricacı olunmuş. Sebebi sorulduğunda ise, “Yukarıdan istenmiyorsunuz” denmiş.

Yukarı? Kim veya kimler? Aklıma gelenler; ya federasyon başkanı ya vekilleri!

Olay doğru!

Aradım Oğuz Sarvan’ı... Beni onayladı. MHK Başkanı aynen öyle söylemiş.

Gerekçesini hoca ifade etti; “Geçmişte bazı isteklerine karşı çıktığım için olabilir.”

Bir federasyon yöneticisi, bir MHK üyesinden ne istekte bulunabilir ki?

Ya bir hakem ataması, ya bir hakemin klasman yükselmesini talep edilmiştir. Ya da!.. Ve talimat yerine getirilmeyince kara kaplı deftere işlenmiştir.

Geçmişte çok konuda görüş ayrılığı yaşamış olsam da, Oğuz Hoca’nın dürüstlüğüne, insanlığına ve bilgi birikimine inanırım. Özü sözü birdir.
Meslektaşım Ömer Faruk Ünal’ın da gündeme getirdiği bu konu üzerine federasyonun yaptığı açıklamayı gereksiz ve gerçeklerden uzak bulduğumu söylemeliyim. Şimdi bir yanıt da ben bekliyorum!

Gelelim ikinci olaya; MHK Başkanvekili Metin Tokat rütbeyi tenzile maruz kaldı. Bazı kulüplerin “görevden alınsın” baskısı üzerine, çözüm olarak üyeliğe geçirildi. Artık bölgesindeki 2 ve 3. lig hakemlerini atayacak. Belki kelle değil ama taviz verildi. Artık gerisi gelir.
Üç; Cem Satman bu ülkenin en donanımlı yardımcı hakemlerinden biri idi. Yıllarca FIFA kokartı ile Avrupa’da ve Süper Lig’de yüzlerce önemli maça çıktı. Yabancı dili yetersiz hakemlere tercümanlık yaptı, FIFA talimatlarını çevirip katkı sağladı. Her hakem gibi zaman zaman hataları oldu. Ama o ispiyon mekanizması yok mu? Önce kokartı alındı, 15 gün önce de 1. Lig’e düşürüldü. Satman da onurlu bir tavırla hakemliği bıraktı.

Örnekleri çoğaltabilirim. Hakkının yenildiğini düşünen sayısız hakem ve gözlemci var. Açın bakın Tahkim Kurulu kararlarına!

Kulüpleri anlarım. Hakemlerden şikayet edebilirler. Canı yananlar MHK’yi eleştirebilirler. Akıl dışı talepleri de olabilir.

Ama bir federasyon; hakemine, gözlemcisine ve MHK üyesine sahip çıkamıyor, aksine kan davası güdüyor, hatırı sayılır yerlerden gelen torpil taleplerine “tamam efendim” diyorsa, kimse masal anlatmasın. Hakem camiasını korumak ve adaletli olmak federasyonun asli görevidir.
“Düşmanı dışarıda değil, içinizde arayacaksınız” dedirtmeyin insanlara!

Haberin Devamı

Bu Trabzon’a güvenin

Haberin Devamı

Transferin en başarılı kulübü olarak gördüğüm Trabzonspor, ilk resmi sınavını Molde karşısında verdi.

Geçen sezon ile farkı anlayabilmek için otorite olmaya gerek yok.

İzlerken keyif veren, hücumu daha çok düşünen, iyi bir hazırlık süreci geçirdiği belli olan, takıma gelenlerin kalitesi gözlenen, en önemlisi Abdullah Avcı’nın yeni oyun planının futbolu pozitif anlamda etkileyeceği anlaşılan bir Trabzonspor olacak sahada.
Eksik yok mu? Olmaz mı? Savunma kurgusu, ilk ve acilen önlem alınması gereken hataları ile dikkat çekti. Rakibin 4 atağının üçünün golle sonuçlanması, üzerinde kafa yorulması gereken ciddi bir problem.

Süper Lig’de hiçbir takım hazır değil. Transfer arayışları sürüyor. Oyun anlayışları oturmamış. Lakin Trabzonspor rakiplerinden bir adım önde görünüyor.

Ben “favorim” diyorum, Başkan Ahmet Ağaoğlu “avantajlıyız” diyor.

İlahi başkan, avantajlı olduğu için favorim zaten...

Haberin Devamı

Yapmayın ne olur?

Evet seyircisiz futbolun tadı-tuzu yok. Kulüplerimizin Avrupa maçları başladı. Federasyon belli sayıda taraftar alınmasını sağladı. Oturma düzeni ve stada giriş şartlarını açıkladı.

Ama gelin görün ki tribünlerde ne maske ne mesafe vardı. Trabzonspor’un Molda sınavında manzara aynen böyle idi. Tribüne gelenlerin yüzde doksanı maskesiz ve dip dibe oturuyordu.

Yapmayın ne olur? Pandeminin pik yapmaya başladığı bir süreçte böyle sorumsuz davranmak ve virüsün yayılmasına olanak sağlamak, bizi geçen sezona geri götürebilir.

Liglerimizin başlamasına çok az süre kaldı. Aynı duyarsızlığa devam edersek; korkarım Futbol Federasyonu da farklı önlemler almak zorunda kalabilir!