-Futbol Federasyonu’nun özerk yapıya kavuşmasından bu yana, yani yaklaşık 30 yıldır genel kurul toplantısı kaçırmadım.
Perşembe günü Ankara’da yapılan olağan seçimli kongrede Mehmet Büyükekşi 4 yıllığına daha yetki aldı. Hayırlı olsun, işi kolay değil.
Her şey bir yana, ilk kez böylesi bir tuhaflığa tanıklık ettim. Kongrelerde gelenektir; seçim bittikten sonra başkan teşekkür konuşması yapar. Lakin bu kez ne oldu? Oyunu kullanan terk etti salonu... Hatta oteli... Divan Başkanı Murat Sancak görevlilere defalarca çağrı yaptı, “herkes içeri gelsin” diye. Mehmet Büyükekşi de neredeyse 10 dakika bekledi kürsüye çıkmak için.
Sonunda dayanamadı, söz aldı, çok kısa kesti. O anda içeride TFF yetkilileri ve medya mensupları dahil kaç kişi vardı biliyor musunuz?
Toplasanız 50 kişi yoktu. Ayıptır ayıp... Dahası makama saygısızlık. Gelmeyin o zaman kardeşim, bu kadar masrafa, eziyete ne gerek var? Ya da federasyon böyle toplantıları iddialı olduğu dijital ortamda yapsın, herkes de rahat etsin.
İçeride konuşun
Genel kurul toplantılarının gazeteciler açısından en verimli yeri, lobidir. Röportajlar burada yapılır, kulis bilgileri buralardan sızar.
Haberciler özellikle kulüp başkanlarını yakalamak için yarışır. Perşembe günü de öyle oldu. Hatta akredite olan medya mensuplarının yarısından fazlası salonun dışında idi.
Her zaman böyleydi ama bu defa dikkat çekici olan, başkanların dertlerini genel kurul salonunda kürsüde değil, kuliste dile getirmesi idi. İstisnasız kameranının karşısına geçen şikayet etti.
İyi de genel kurulun bir işlevi de futbolun sorunlarının, futbolun paydaşları tarafından herkesin gözü önünde anlatılması değil miydi?
Gözlemim şu; TFF genel kurulları artık heyecansız, can sıkıcı, delegelerin “bitse de gitsek” dedikleri toplantılar haline geldi. Prosedür yerine getiriliyor, o kadar!
Helal olsun Volkan’a
Futbolculuğunda sempati duyulmayan bir isimdi Volkan Demirel. Lakin teknik direktörlük kariyerinde bambaşka bir kişilik görüyoruz. Sakin, yetkin, başarılı, fedakar ve insani yanı ile takdir alıyor.
Son örnek Hatayspor macerası. Yüz yılın depreminden sonra ligden çekilen Hatayspor’u yalnız bırakmadı ve bırakmayacağını gösterdi.
Fenerbahçe’nin teknik direktör arayışları sürdürdüğü süreçte adı geçen Demirel, iddialara son noktayı koydu, hayalinin Hatayspor ile süper ligde devam etmek olduğunu açıkladı. Ve “Tek hedefim Hatayspor’u ayağa kaldırmak” dedi.
Helal olsun diyorum Volkan’a. Kim istemez Fenerbahçe gibi bir takımın başına geçmeyi, değil mi?
Vefa ve sadakat kavramlarının unutulduğu günlerde, kaptanın gösterdiği duruşu alkışlıyorum.
Ve zamanı geldiğinde yüreğindeki takımı çalıştıracağına inanıyorum.
Olmadı be Kenan abi!
Acı haberler peşi sıra geliyor. Hafta içinde yine canımı acıtan bir telefon aldım. 40 yıllık dostum, ağabeyim Kenan Nuhut’u yitirdiğimizi söyledi karşımdaki ses. Sevgili Demirhan Şerefhan’a ne diyeceğimi bilemedim. Konuşamadım. Vefat haberini yazmak en acısı oldu.
Türk sporunun ve halterinin en değerli neferlerinden biri idi Kenan ağabey. Arif Nusret Say ve Savaş Ağaoğlu gibi efsane başkanların tedrisatından geçmiş, halteri evladı gibi sevmiş, yaşamını spora adamış, en önemli başarıların altında imzası bulunan bir yönetici idi.
Benim için ise tanımaktan gurur duyduğum, paylaşmaktan keyif aldığım, harika bir aile babası...
Cemile hanımın da tutku ile bağlı olduğu hayat arkadaşı.
Çok üzgünüm, ışıklarda uyu Kenan ağabey.
Hamsik dalga mı geçiyor?
Marek Hamsik Trabzonspor’daki son maçını oynadıktan sonra alkışlarla uğurlanmıştı.
Kariyerli, üst düzey bir futbolcuydu Hamsik. Kendini sevdirmişti.
Geçen yıl haziran ayında ise Slovak milli takımını bıraktığını açıklamıştı. 35 yaşında olduğunu, Trabzonspor ile lig ve Avrupa’da oynayacakları maçlara odaklanacağını, frene basma vaktinin geldiğini söylemişti. Ama o ne? Aktif futbol yaşamını sonlandırdığını ifade eden Hamsik, hafta içinde Slovak milli takımının Avrupa şampiyonası elemelerinde İzlanda ile oynadığı maçta forma giydi ve galibiyette büyük rol oynadı.
Size de garip gelmedi mi? Önce milli takımla, ardından futbolla vedalaşan Hamsik, dalga mı geçiyor bizlerle?
Gökyüzüne bakın
“Ayaklarınızın altına değil gökyüzüne, yıldızlara bakın. Orada hayat varsa, umut da vardır.” - Stephen Hawking