Son iki maçını kazanmış olsa da, ofansif tarafı eksik bir Trabzonspor izlemiştik. Oysa bu takımın geçen sezon keyif veren yanı, ligin en çok gol atan ekibi olmasıydı. Madalyonun öteki tarafına bakarsanız, bütün halinde savunma becerilerini geliştirmeye çalışan bir Trabzonspor vardı.
Skoru değerlendirmeden önce şu saptamayı yapmam gerek; Bir yanda dokuz gün dinlenmiş bordo-mavili ekip, karşısında ise yoğun maç trafiği ve eksik oyuncuları ile Sivasspor. Fiziki üstünlük Trabzonspor’dan yana olmalıydı.
Lakin Abdullah Avcı’nın oyun felsefesinde “tutan” ama kolay “atan” takımı izlemek için sabır ve zamana ihtiyaç olduğu ortada. Çünkü eldeki malzeme belli.
Topa daha fazla sahip olmak, savunma ile ikinci bölge arasındaki işbirliğini sağlam tutmak Abdullah hocanın önceliği. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş. İlk sekiz haftada 15 gol yemiş bir takımdan söz ediyoruz. Avcı’nın teşhis koyması, tedaviye başlaması ve hastayı ayağa kaldırması kolay değil. Özlenen Trabzonspor ne zaman mı geri döner? Biraz sabır Sezonun ilk yarısında kimse daha fazlasını beklemesin.
“Sıkıcı” gibi görünen oyun anlayışına rağmen her hafta üzerine koyan bir Trabzonspor izliyoruz. Özellikle savunma kurgusu güven vermeye başladı. Edgar-Hugo ikilisi giderek uyum sağlıyor. Ama hâlâ eksikler var.
İlk yarıda hücum anlamında beklenenin gerisinde kalan Karadeniz temsilcisi, Ekuban’ın yoktan var ettiği ve sonuçlandırdığı pozisyonla soyunma odasına üstün gitmeyi başardı. Yeri gelmişken, Ekuban dün gece takımının en iyisi idi. Sadece görev bölgesinde değil, sahanın her yerinde onu gördük. Fakat çabası yetmedi, ona ayak uyduran yoktu.
İkinci yarı için beklentim, haftalardır galibiyete hasret kalmış Sivasspor’un savunmasında daha fazla risk alması, Trabzonspor’un da bu açığı değerdirmesiydi. Ama işin içine Avcı’nın vazgeçilmezi “disiplin” felsefesi girince üretim anlamında beklentilerin altında kaldı bordo-mavililer.
Sivasspor ise tüm kozlarını kullandı. Karantinadaki Rıza Çalımbay’ın telefon talimatıyla yapılan oyuncu değişiklikleri sonuç vermekte gecikmedi. Hakan Aslan’ın eşitlik sayısı hayretin, isteğin ve maça tutunmanın karşılığı oldu. Daha fazlası da olabilirdi.
Son çeyrekte Trabzonspor’un ne yapabileceği önemliydi. Kazanmak için risk alan taraf mı olacak, yoksa mevcut durumu kabul mü edecekti. Açık söyleyeyim, Trabzonspor’da yaratıcı ve üstün yetenekli oyuncu sayısı çok az. Abdülkadir Ömür ve Ekuban’ın dışında kimi sayabilirsiniz? Özellikle hücum bölgesinde Afobe’nin yeterli olduğunu düşünmüyorum. Yedek kulübesi de bu açığı kapatacak gibi değil. Dolayısıyla yediği golden sonra üstünlük sayısını bulması zordu. Üç haftada attığı gollere bakın. Veya atamadıklarına. Abdullah hocanın çaresizliğini anlayabiliyorum. Devre arasında bu bölgeye mutlaka takviye şart. Şimdiden çalışmaya başlamak gerek.
Sivasspor beraberliği yakalanan olumlu havanın bozulmasına yol açmamalı. Zaten Avcı da buna izin vermez. İş kazası mı? Hayır, eksiklerin görülmesi ve önlem alınması için bir mesaj. Epey bir süre var ama, devre arası transferde neden bir Sörloth daha bulunmasın ki? Ahmet başkan planlarını gözden geçirmeli.