Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önce Gervinho, sonra Nwakaeme, ardından Hugo ve son olarak Edgar. Trabzonspor’un mevkilerinde en etkili oyuncuları teker teker sakatlandı. Geniş bir kadroya sahip olsa da, yerleri kolay doldurulamayacak oyuncular hepsi.
Başakşehir karşısına bu oyuncularından yoksun çıktı bordo-mavili ekip. Lakin temeli sağlam attıysanız, duvar örecek usta bulmakta zorlanmazsınız.
Emre Belözoğlu’nun göreve gelmesiyle kimlik değiştiren ve yükselişe geçen konuk takım, rakibin eksiklerinden yararlanmak istedi. İlk yarıdan başlayarak ilerlersek; Trabzonspor’un müthiş takım savunmasının ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Savunmanın göbeğinde ilk kez birlikte oynayan Hüseyin-Denswil ikilisi zaman zaman hata yapsa da, korkulan olmadı. Peres ve Trondsen kanatları doğru kapadı. Visca’nın sağ, Guldbrandsen’in soldaki etkinliği azaldı.
Taktik savaşı olarak nitelendirebileceğiz bu bölümde Hamsik’in orta sahanın liderliğini üstlenmesi ve savunmanın arkasına attığı paslar tehlikeler yarattı. Aslına bakarsanız Trabzonspor açısından şanssız bir süreçti. Önce Dorukhan, sonra Cornelius’un direkte patlayan topları birkaç santim aşağı düşse, ikisine de “harika goller” diyebilirdik.
Buna karşın Başakşehir’in kaleyi bulan tek şutu Visca’nın serbest vuruşu oldu. Kaleci Uğurcan tehlikeyi riske girmeden çift yumrukla savuşturdu.
Gelelim ikinci yarıya. Oyun disiplinine sadık kalmaya çalışan takımlar genellikle rakibin açıklarını kollar. Hata yapmasını bekler. Bu tuzağa düşerseniz, telafisi güç sonuçlar ortaya çıkabilir. Oyunu rakip alanda kurgulamaya çalışan Başakşehir, etkili olmaya başladı. Pozisyon da üretti.
Trabzonspor’un bu gidişata reaksiyon göstermesi gerekiyordu. Bakasetas ve Abdülkadir’in devreye girememesi, Dorukhan’ın defansif oyuna kayması, yaratıcı oyuncu eksikliği yaşattı. Telafisi olmayan dakikalara doğru yol alınırken, Avcı’nın müdahalesi geldi. Başakşehir’in başına iki oyuncu diktiği Cornelius etkilisiz kalınca yerini Koita’ya bıraktı. Dorukhan’ın alternatifi ise taze kuvvet Siopis oldu. Bu arada kaptan Uğurcan, devreye girmesi gereken anlarda sahneye çıktı, arkadaşlarına güven verdi.
Trabzonspor bu bölümde o alışılmış hücum organizasyonlarını yapmakta zorlandı. Uzatma dakikakalarında Koita’nın arka direkte yaptığı son vuruş tribünleri ayağa kaldırsa da sonuç getirmedi. Top ayağına otursa, Trabzonspor’un liderliğini perçinleyecek gol gelebilirdi.
Sonuçta beraberlik, iki takımın da elinin tersi ile itemeyeceği bir skor. Trabzonspor açısından ise aradaki farkın korunmasına itiraz edilemez.
Trabzonspor’un sezonun ilk yarısını 46 puanla tamamlayarak İstanbul’daki ezeli rakiplerine bayrak sallaması, küçümsenmeyecek bir başarıdır. Bunca sakat ve eksiğe karşın duruşunu bozmayan, kaliteyi düşürmeyen ve hayıflanmayan Karadeniz ekibi, devre arasında yaralarını saracak ve kaldığı yerden devam edecektir.
Düşünün lig başlamadan önce biri çıkıp “Trabzonspor ilk yarıyı uzak ara önde tamamlayacak” dese kaç kişi inanırdı? Gelinen nokta çok değerli. İki hafta sonra maraton yeniden başlayacak.
Ligin sürprizlere açık olacağını düşünüyorum. Dolayısıyla her maç önemli, her rakip tehlike yaratacaktır. Abdullah hocanın “adım adım ilerleme” teorisi, arada iş kazaları olsa da bu kez Trabzonspor’u mutlu sona ulaştırabilir.