Biraz beyin cimnastiği yapalım mı? O meşhur 2010-11 sezonunu anımsayın.
Ligin 13. haftasında Trabzonspor 30 puan ile lider, ezeli rakiplerinden Fenerbahçe 6, Beşiktaş 9, Galatasaray 13 puan gerisinde idi.
Bordo-mavili ekip için müthiş bir avantaj söz konusu iken, ligin bitimi ve sonrasında yaşananlar, Trabzonspor için tarihe kayıt düşülecek bir hüsran ile sona erdi. Kızan kızsın, hesaplaşması yapılmadı.
Dönelim dün akşama. Hakemin bitiş düdüğü çaldığında Karadeniz ekibi galibiyet sevinci yaşadığında Fenerbahçe’ye 10, Galatasaray’a 12, Beşiktaş’a da 13 puan fark attı. Kimse zirveyi zorlayan Anadolu takımlarını küçümsediğimi düşünmesin. Onlar artık futbolun tadı-tuzu ve hakkını paylaşmaya çalışıyor.
Trabzonspor’un başkanı da, teknik direktörü ve futbolcusu da gerçeklerin farkına varmalı. Oyunu da kuralına göre oynamalı. “Kural” deyince kimsenin aklına “tarla sürmek” gelmesin. Güç sende ise koruyacak, değerlerine sımsıkı sahip çıkacaksın. Yeniden böyle bir sezona tanıklık ediyor Trabzonspor!
HHH
Ve Gaziantepspor maçı. Uğurcan, Bakasetas, Hamsik ve Gervinho gibi önemli eksikleri vardı Trabzonspor’un. Lakin “büyük takım” iseniz gereğini yapacaksınız. Şampiyon adayı gibi duruş sergileyecek ve tavır sergileyeceksiniz. O vakit rakibin adı ve önemi kalmaz.
Bu müsabakada Trabzonspor adına en önemli kazanım, Abdülkadir Ömür’ün kaptan çıktığı maçta kilidi açan isim olması. Kaleci hatası bir yana artık sadece gole odaklanması ve kullandığı serbert atışı hedefe nişanlaması kayda değerdi. Ömür’ün son haftalardaki performana katkı sağlayanları kutluyorum. Abdullah Avcı’nın katkısını pas geçemeyiz. Bu çocuk hak ettiği değeri bulmalı. Sezon sonu bir kutlama olacak ise Ömür başrol oyuncuları arasında yer almalı.
Skoru ilk yarıda koparanlara gelince. Elbette Nwakaeme ve Djaniny’e parantez açacağım ama, bordo-mavili taraftarın artık hakemden yana şikayet etme lüksü kalmadı bence. Hakem Suat Arslanboğa ve ekibinin tartışılan kararları dün akşam hep ev sahibi ekipten yana oldu. Dürüst olacak isek bunu bir kenara not edelim. Bu bölümü üç farklı kapatması farklı.
İkinci yarıda kontrollü ama takım savunması da inanılmaz açıklar veren bir Trabzonspor vardı sahada. Bu kabul edilebilir bir tablo değildi. Hakkını vereyim üçüncü kaleci Arda ağabeylerini aratmadı. Takım gol yemedi ise genç file bekçenin katkısı büyüktü. Direkten dönen vuruşlar şanstı. Bir de takım savunması. O kadar önemli ki bu ruhu yaşamak, bütün olacaksın, takım olarak savunma yapacak ve iliklerinde hissedeceksin. Karadeniz ekibi bunu yakaladı, özümsedi, kimin ne yaptığı değil, takımın ne yaptığı ön plana çıktı.
Henüz 13 hafta geride kaldı. Trabzonspor çok ciddi bir avantaj elde etti. “Bu sezon o sezon” demek için erken. Trabzonspor camiası, başkanı ve teknik direktörü geçmişten alacağı dersler ile adım adım yürümenin ne olduğunu bilmeli.
Puan cetveli, rakiplere konan fark kimseyi yanıltmasın. Yenilmezlik serisi gibi söylemler kimseyi yanıltmasın.
Trabzonspor iyi yolda. İşini ciddiye almalı, her maçı amaca giden yolda sileceği bir engel olarak görmeli. Ancak engeller bitmez, yollardaki taşlar kolay temizlenmez.
Geçmişin kötü anılarını unutmamak gerek. Trabzonspor her engeli değil, gelecek olası tehlikeleri de dikkate almalı!..