Ligdeki konumu ne olursa olsun rakibine saygı duyacak ve asla küçümsemeyeceksin. Trabzonspor ilk dakikadan itibaren, Büyükşehir Belediye Erzurumspor karşısında işte bu yanılgıya düştü. Nasıl olsa kazanırım havasındaki oyun tarzı başına büyük işler açabilirdi. Oyunun hemen başında Özer’in golünde Video Asistan Hakemleri devreye girip kritik ofsaytı tespit etmese, karşılaşmanın seyri şüphesiz farklı olurdu.
VAR “kıyağı” da işe yaramadı. Rodallega ve Burak’tan oluşan forvet hattı ilk yarıda tek pozisyona girebildi. Hugo’nun üst direkte kalan kafa vuruşu dışında Trabzonspor’un golü çağrıştıracak hücum organizasyonu yapamaması; Sosa, Vahid, Abdülkadir gibi derinlemesine isabetli pas atan isimlerin etkisizliği ile bağlantılı idi. Buna iki kanat oyuncusunun her zamanki performanslarından uzak kalmasını da ekleyin, doğal olarak markaj altındaki forvet hattının topla buluşma yüzdesi de çok düşük kaldı.
Takımın tamamına yansıyan bu ruh haline karşın Erzurumspor dirençli, skoru değiştirmeye yönelik hamleleri daha fazla olan taraftı. Ciddi girişimleri de oldu, kaleci Onur yerinde müdahaleler yaptı.
İkinci yarıda Ünal Karaman’ın oyuncu değişiklikleri Kucka ile orta sahayı daha sağlam tutma, Ekuban ile hücum organizasyonlarını zenginleştirmekti. Ama nafile. Ne ilk 45 dakikadaki görüntü, ne futbolcuların umursamaz tavrı değişti.
Araya yine bir VAR tartışması girdi ki, sahada adeta eli belinde dolaşan Burak topun başına geçip gecenin kahramanı olmaya soyunurken, hakem Bülent Yıldırım’ın hatasını ekran başındaki meslektaşları düzeltti. Yoksa çok ahını alacaktı Erzurumluların!
Bu tarz maçlarda istediklerini yapamadığın vakit strese girer, oyun disiplininden kopar, hatta risk alıp skoru da tehlikeye atarsın. Trabzonsporlu oyuncular ok gibi gerilirken, karşısında sakinliğini koruyan, inatçı bir rakip vardı ve istediğini aldı.
Geceyi galibiyet serisini sürdürerek şölene çevirmeyi planlayan ancak hüsrana uğrayan Trabzonspor adına sorgulanacak çok şey vardı. Örneğin Yusuf Yazıcı gibi bir yetenek niçin ikinci tercih oluyor? Çift forvet oynama düşüncesi her maç için geçerli midir? Tüm takımın bu kadar motivasyonsuz olmasında kimlerin suçu var?
Yanıtları kuşkusuz Ünal hocada!..