Uzun süre on kişi oynayarak maçı tamamlamanın nasıl bir zorluk olduğunu en iyi bilen takımlardan biri Trabzonspor’dur kuşkusuz.
Önce Konya deplasmanında, hemen ardından Alanyaspor karşısında doksan dakikayı bir eksik oynamak ve yenilmemek her babayiğidin harcı değildi.
Dün akşam aynı kaderi Fenerbahçe yaşadı, fakat üzülen taraf oldu. Haftanın müsabakasında çok ilginç anlar yaşandı. Henüz 2. dakikada Trabzonspor’un kaçırdığı pozisyon döndü Trabzonspor’un kalesinde gol oldu.
23. dakikada savunmanın en önemli isimlerinden Kim ikinci sarıdan kızarınca, oyunun şekli tamamen değişti. Bakasetas’ın frikik golünde barajın ve kaleci Altay’ın büyük hatası vardı, Yunan oyuncu ikisini de affetmedi. Komşunun çocuğu yine yaptı yapacağını. Zaten maçın yıldızı hanesine onu yazdım.
Eşitlik sayısı Trabzonspor için elbette büyük motivasyon oldu. Rakip on kişi kalmış, oyunun kontrolünü ele almışsın. Böyle bir fırsat kolay kolay ele geçer mi? Gelin görün ki, ilk yarının son dakikalarında Önce Peres ve oluşan karambolde Bakasetas, hemen ardından Hugo’nun boş kaleye atamadığı toplar, Karadeniz ekibi adına büyük şanssızlık idi.
Maçtan önce sakatlığı nedeniyle oynayıp oynamayacağı konuşulan Nwakaeme’nin kasığını tutarak çıkması da öyle hakeza!
İki takım arasındaki rekabetin ne anlama geldiğini sahadaki oyuncuların çoğu bilmese de, birileri kulaklarını fısıldamıştır. Sıradan bir lig maçının ötesinde şeyler yaşandı performans adına. Özellikle de Fenerbahçe’nin direnci. Pereria’nın hamleleri takımını diri tuttu. Ama bir yere kadar, takımın nefesi yetmedi.
Nwakaeme’den sonra Peres’in sakatlanması Abdullah Avcı’nın oyun kurgusunu da etkiledi. Zorunlu değişiklikler istenen faydayı sağlamadı. Gervinho solda çok etkisiz kaldı. Sağ tarafta oyuna sonradan giren Yusuf Sarı’nın dışında topu ileri taşıma çabasında kimse yoktu. Orta alan Berat ile ayakta kalmaya çalıştı. O da yorulup çıktı. Ömür hala yeteneklerinin farkında değil. Bir iyi bir kötü oyunu ile sürekli forma bulmasını güçleştiriyor. Üç ayrı pozisyonda oynamasının rolü var mıdır? Evet vardır. Doğru yanıt hocasında.
İkinci yarıda baskın görünmesine karşın dilediği pozisyonları üretemeyen Trabzonspor çok zorlandı. Cornelius’un girmesiyle hücum hattını güçlendirmeyi amaçlayan Avcı planlarını da değiştirdi. Kanatları kullanmaya ve Noveçli’ye yüksek toplar atmaya başladı. O da hakkını verdi. Aldığı penaltı ile düğümü çözen isim oldu. Keşke VAR’a gerek kalmasaydı!
Topun başına kim gelecekti? Elbette altın çocuk Bakasetas. O kadar soğukkanlı idi ki, yine gereğini yaptı.
Sonrası tam bir trajediye dönüştü Fenerbahçe için. Eşitlik sayısı için bu kadar cesur olursanız, riskleri de göze alacaksınız.
Nitekim bir hızlı hücum Trabzonspor’un üçüncü golüne Yusuf Sarı’nın adı yazıldı. Konuk ekip için şanssız bir andı.
Bu tarz maçları oynamak zordur. Şartlar lehinize gibi görünse de istediğiniz skoru almakta zorlanabilir, hatta hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz.
Trabzonspor bir galibiyetten ötesini aldı. Kazanmak güzel. Lakin Fenerbahçe karşısında galip gelip liderlik koltuğuna oturmak çok daha değerli. Manevi açıdan da önemi farklı!
Trabzonspor’un işi bundan sonra daha güç. Unvana sahip olmak farklı, sezon sonuna dek taşıyabilme becerisi göstermek farklı.
Ama şu bir gerçek; bu takımdaki tüm yabancı oyuncular o güzelim “kolbastıyı” öğrenecek.