Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Deneyimli bir teknik direktör; bilgisi ve oyun anlayışı bir yana, futbolcularına sevgi ile yaklaşan, kötü günlerde onlara sahiplenen bir karakter gerektirir.
Abdullah Avcı sakinliği ve hoşgörüsü ile bilinen bir hocadır. Sabrını taşıran Galatasaray maçı oldu. Son iki müsabakada son dakikalarda yapılan hataların bedelini öderken, öğretilerinden taviz verilmesine tepki göstermesini hiç yadırgamadım. Belli ki, sert yüzünü göstermesi işe yaramış. Bazen iplerin kimin elinde olduğunun hatırlatılması gerek.
Trabzonspor gibi büyük bir kulüpte kimse giydiği formayı, liyakati ve sorumluluğunu unutmamalı. Umarım Abdülkadir Parmak örneği herkese ders olur!
Şu yoğun maç trafiğinde bir gün fazla dinlenmek çok önemli. Karagümrük bu anlamda şanslıydı. Trabzonspor ise moral bozucu bir beraberlik serisinin son halkası olan Galatasaray deplasmanından dönüp, yeni sınavına motive olmak zorunda idi.
İyi oynarsın kazanamazsın veya kötü gününde tek puana sevinirsin. Trabzonspor gerçekten çok stresli ve baskı altında bir süreçten geçiyordu. Tek ilacı ise artık üç puana ulaşmaktı. Nihayet boğazını sıkan zinciri kırdı.
Bordo-mavililer son dönemlerin en pozitif futbolunu oynadı. Önemli olan takım halinde mücadele etmek, enerjini son damlasına kadar kullanmak ve en az hata ile maçı tamamlamak.
Efendim “ilk yarıdaki performans tamam da, ikinci yarıda Uğurcan’ın üç kritik kurtarışı olmasa, maçın hikayesi değişirdi” diyenler çıkabilir. Bir takımdan söz ediyoruz. Uğurcan, Trabzonspor’un en değerli oyuncusu olabilir. Elbette görevini layıkı ile yapacak. Bu alıştığımız bir görüntü. Artık onun performansına ekstra bir alkış gerekmiyor. Ama tebrikler kaptan. Gemi senin ellerinde.
Tıpkı Djaniny gibi. Sörloth sonrası karalar bağlayanlar, farklı bir karakterde ve oyun anlayışındaki golcüye burun kıvırırken bugün ayakta alkışlıyor ise, zamanın neleri değiştirebileceği gerçeğini de kabul etmiştir sanırım. Djaniny Trabzonspor’un en büyük kazançlarından biridir. Bu takımın kendini formasını giydiği takıma ait hisseden ve her şeyini veren futbolculara ihtiyacı var. Penaltıyı dikkate almıyorum; ikinci golü hırsının ve kazandığı mütevazı paranın karşılığı idi. Helal olsun her kuruşu.
Karagümrükspor karşısında Abdullah hocanın memnuniyetsizlik duyduğu oyuncusu olduğunu sanmıyorum. Değişiklikler yerinde ve zamanında oldu. Çünkü ikinci yarıda skora eşitlik getirmek için risk alan, yüklenen, tüm alternatifleri kullanmaya çalışan bir rakip vardı. Evet, konuk ekip sol kanadı son derece etkili kullandı ama, Trabzonspor da ceza alanı içinde pozisyon vermemeye çalıştı. Uğurcan’ın müdahale ettiği anlar, uzaktan çekilen şutlar ve denemeler idi.
Sol kanat deyince, savunmacı Serkan’ı asla eleştiremem. O, Trabzonspor’un evladı ve her gün kendini geliştirmeye çalışıyor. Hata yaptığında hoşgörü, iyi oynadığında alkışı hak ediyor.
Karagümrükspor karşısındaki mücadelede parantez açacağım oyuncular var. Baker, özgüveni ve lider ruhu ile Avcı’nın vazgeçilmezi olacak. Uğurcan ile kale emin ellerde. Haa, seneye para kazandırarak giderse, endişe etmeyin.
Görev bekleyenler çok sağlam. Savunmanın göbeğindeki Hugo ve Edgar ikilisinin uyumu, Avrupa’daki her teknik adamın talep edeceği bir ikili. Djaniny, skorun sigortası. Gücü, hırsı, aklı ve son vuruş beceresi mükemmel. Üstelik haddini bilmek adına, arkadaşlarına örnek olabilecek bir kişilik.
Trabzonspor dün gösterdiği direnci ve mücadeleyi sürekli hale getirdiği vakit, gelecek sezonun en güçlü şampiyonluk adaylarından biri olacaktır.
Bir maç üzerinden eleştiri yaparken genele bakmak önemli. Herkes kurallara uyacak, haddini bilecek, değerini koruyacak ve nasıl bir camiada forma giydiğini bilecek. Değil mi Parmak kardeşim?..