Trabzonspor 1-0 geride iken Abdullah Avcı’nın yaptığı oyuncu değişikliği, kuşkusuz skorun ve sahadaki mücadelenin önüne geçecek. Çünkü bu sadece bir oyuncu değişikliği değil, kalan dakikalarda maçın kaderini belirleyecek ilginç bir strateji oldu.
53. dakikada savunmanın göbeğindeki Vitor Hugo çıktı, yerine Abdülkadir Ömür girdi. Berat stopere geçti. Aynı Berat üç dakika sonra Diabete’nin bariz gol şansını engellediği için kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Bu kez Baker göbeğe kaydırıldı. Sonra Serkan’ı aldı oyundan Yusuf’u sürdü sahaya Avcı.
Hoca, belki de kaybetmemek adına ilk kez böyle büyük bir kumar oynadı. Kaybetse, ki Göztepe son bölümde yakaladığı fırsatları değerlendirebilse, Abdullah Avcı hedefe konurdu. Fatura da -son on dakika hariç- sezonun en kötü oyununu sergileyen takıma değil, doğrudan deneyimli hocaya kesilirdi. Bilmiyorum bir daha böyle bir maceraya girer mi ama, on kişi ile üç puana ulaşsa onun haklılığı olarak değil, Göztepe’nin “harakiri” yapması şeklinde yorumlanabilirdi.
Bu tabloda Trabzonspor’un yenilmemesini “mucize” olarak görüyorum. Eminim başta kaptan Uğurcan olmak üzere tüm oyuncular kazandıkları en “fantastik” puan olarak düşünüyordur.
Gelelim maça; tamam, futbol hatalar oyunudur. Ama bu hatalar peşi sıra gelir ve iş laubaliliğe dönerse konu değişir. Geçen haftaki galibiyetin takım üzerinde olumlu etki yapmadığı kesin.
Avcı göreve geldikten sonra en belirgin düzelme ne idi? Takım savunması ve haftalar ilerledikçe iki yönlü oynama gayreti. Dün her iki anlamda da çok kötüydü konuk ekip. Ne savunma yapabildi, ne hücum edebildi.
Oysa Nwakaeme, Djaniny, Ekuban gibi her an golü koklayan silahları, onlar devre dışı kalırsa Bakasetas gibi bir son vuruş ustasına sahipti Trabzonspor.
Ama Ünal Karaman faktörü unutulmuştu. Eski öğrencilerini yakından tanıyan Ünal hoca, hepsinin önlemini almıştı. Ekuban’ın eşitlik sayısı dışında adı geçen oyuncuları ceza alanı içine sokmadı. Hep uzaktan şutlara zorladı. Sayısız denemesi oldu Karadeniz ekibinin. Ama gol vuruşuna dönüşmedi hiç biri.
Ve orta saha. Bu bölgede kaptırılan toplar, yapılan akıl almaz hatalar belini büktü bordo-mavililerin. Şöyle söyleyeyim, Göztepe karşısında Baker ve Uğurcan hariç, “vasat” diyebileceğim kimse yoktu. Hele on kişi kaldıktan sonra, çok bocaladı. Sadece kişisel çabalarıyla, o da büyük riskler alarak skora eşitlik getirme düşüncesindeki bir oyuncu grubu vardı sahada.
Son yıllarda izlediğim en ilginç maçlardan biri olduğunu itiraf etmeliyim. Ama hakkını vermeyim, galibiyeti kaçıran taraf Göztepe oldu.
Haa, denebilir ki “Hatayspor ile Galatasaray maçlarında aynı kaderi Trabzonspor yaşadı.” Doğrudur.
Futbol; hataları, sürprizleri, sevinçleri ve kederleriyle güzel bir oyun. O yüzden de milyarlarca insanı heyecanlandırıyor ve peşinde koşturuyor.
İzmir’deki doksan dakikadan iki takım da önemli dersler çıkarmalı. Oyundan, sonuçtan, mücadeleden herkes payına düşeni alacaktır elbette!
Abdullah hocaya bir noktada katılmıyorum. Elbette takımını motive etmek için öyle konuşacaktır ama, Göztepe sınavında gelişim ve değişime mola verilmiştir.