“Kaçan kovalanır” diye bir deyim vardır. Futbolda da geçerlidir. Trabzonspor lider unvanı ile ligin kaçan takımı olmamalı. Evet; önemli bir puan avantajı var. Lakin maratonda arkanıza bakarsanız, hedefe ulaşma anlamında sıkıntı yaşarsınız. Bu noktada öz güven, birliktelik ve takım ruhunu ön plana çıkarmak şart. Dolayısıyla rakibin adına ve konumuna bakmadan her maça aynı ciddiyet ile hazırlanmak, kaldırım taşlarını teker teker döşemeye benzer.
Arada “iş kazası” olmayacak mı? Futbolun doğasına aykırı, elbette olacak. Dün akşam cebindeki kredisinden yedi Trabzonspor. Üstelik hiç hesapta olmayan bir fatura ödeyerek. Hâlâ lider, hâlâ şampiyonluğun güçlü adayı ama, sezonun ilk yenilgisinden çıkaracağı büyük dersler olmalı. 15 haftada elbette kötü maçlar oynadı, fakat bu en berbatı idi.
Dün akşam eksikleri bulunsa da hafife alınmayacak bir Antalyaspor deplasmanına çıktı Karadeniz temsilcisi. Beklediğinden daha sert bir rakip buldu karşısında.
Başlangıç düdüğü ile birlikte her an önde basan, pres yapan, boş alan bırakmamaya çalışan Nuri Şahin’in öğrencileri, ilk 20 dakikalık bölümde çok ciddi pozisyonlar üretti. Trabzonspor topu rakibe vererek sahasında bekledi mi desek? Yok öyle olmadı. Çünkü ev sahibi göz açtırmadı. Konuk takım hızlı hücum ayaklarını kullanamadı. Orta alanda pas trafiğini yönetemedi. Dolayısıyla üçüncü bölgede alışılmış organizasyonlardan uzak kaldı.
Gol bir duran toptan geldi. Hamsik’in kullandığı kornerde savunma ve kaleci müdahalede yetersiz kalınca, doğru yerde konumlanan Cornelius cezayı kesti.
Antalyaspor ise oyuna tutunma isteğinin karşılığını kısa sürede aldı. Golde Trabzonspor savunmasının dağınıklığı ve Edgar’ın tek başına mücadele ederken neden olduğu penaltı vardı. Karar ve sarı kart doğru idi.
Bu arada son haftalarda önemli oyuncularının sakatlanarak çıkması Trabzonspor adına büyük şanssızlık. Dün de çok şey beklenen Nwakaeme’nin 28. dakikada sahayı terk etmesi, kuşkusuz takımın hücum gücünü olumsuz etkiledi, yenilgiye zemin hazırladı. Burada bir konuya dikkat çekmem gerek. Yedek kulübesine giren her futbolcu hazır kıta olmalı. Çıkanı ikame etmeli. Görülüyor ki böyle bir istek ve hazırlık yok.
Trabzonspor cephesindeki olumsuzluklara karşın, oyunu çok doğru yönlendiren bir Antalyaspor vardı. Sağda Bünyamin, solda Güray ve Doğukan ecel terleri döktürdü savunmaya. Sadece çizgi mi? Özellikle ikinci yarıda çok daha baskın bir Antalyaspor izledik. Doksan dakika gole daha yakın, istekli ve kazanma hırsı içinde idiler. Bu tempo ya gol ya hata getirecekti. İkincisi oldu. Dorukhan’ın kendi kalesine yaptığı vuruş maçın kaderini belirledi.
Gerçekçi olalım, Antalyaspor anasının ak sütü gibi hak etti üç puanı. Müthiş bir takım ruhu ve dayanışma sergilediler. Tebrikler Nuri hoca ve öğrencilerine. Ligin yenilgisiz liderini devirmek övgüye değer.
Gelelim artık “yenilgisiz” unvanını yitiren lidere! Yitirilen üç puanın henüz 16. haftada olması, bundan sonra yapılacak yanlışlara önlem almak açısından önemli.
O tılsım bozulacaktı. Sonuç tabii ki takipçilerinin iştahını kabartmış olabilir. Trabzonspor uzun maratonda bir su molası aldı diyelim. Aman mola uzamasın. O zaman panik başlar, toparlamak kolay olmaz, işin rengi değişir.