Lige iyi başlangıç yapmak önemlidir. Devamını getirmek de öyle. Kazanıyorsan haklısındır. Trabzonspor, tıpkı Sivasspor gibi yoğun bir maç trafiği içinde. Mazeret üretebilirsiniz, ancak üç puanı cebinize koyabiliyorsanız kabul de görebilirsiniz.
O halde bordo-mavili ekip ikide iki yaptığı için alkışlanabilir.
Ama özellikle ikinci yarıdaki mücadeleye dikkat çekmek istiyorum. Mücadele denince aklımıza gelen, üst düzey oyun. Hayır öyle olmadı. Kalite konuşulmalı. Ligimizde bu düzeye ulaşmak için çok çalışmamız gerek. Futbol olarak keyif vermedi, gerginlik vardı, sertlik vardı, savunma güdüsü vardı.
Ya doksan dakikanın gerçeği? İrdelemezseniz yarın canınız sıkılır. Önde kapattığı ilk yarıda geçen haftaki performansından uzak, tutuk, hücumda etkisiz ve Abdullah Avcı’nın oyun planından uzak kaldı. Ne idi plan? Öndeki hücumcuları doğru beslemek, kanatları kullanmak, orta alanda pas trafiğine hakim olmak.
Sivasspor’un savunma kurgusu içinde Gervinho, Nwakaeme, Djaniny kayboldu. Tek çabalayan Bakasetas oldu. İlk yarının geneline bakınca daha çok pozisyon üreten taraf konuk ekip idi. Hele 3. dakikada Uğurcan’ın o müthiş kurtarışı olmasa, hikaye farklı yazılabilirdi.
Evet, topla oynamayı seven oyuncular göze hoş gelse de risk üstlenir. Takım çıkarken kaybettikleri tehlikeye dönüşür. Tıpkı Gervinho ve Nwakaeme gibi. Ama onlar öyle anlarda devreye girerler ki oyunun seyri değişir. İkinci golün öyküsü de öyle.
40 haftalık uzun maratonun henüz iki maçı sona erdi. Her maçı kayıpsız geçmek, doğruyu bulmak adına deneyim. Trabzonspor cephesinden baktığımız vakit, süreci olumlu yönetmek önemli.
Sivasspor disiplinli bir takım. Vazgeçmeyen, inatçı bir karakteri var. Kazandığı golden sonra puan için çok uğraş verdi. Unutmadan altını çizmemiz gerek. Uğurcan penaltıda kritik iki hamle yapmasına rağmen savunmanın dikkatsizliği, kaptanın uğraşını boşa çıkardı. İsmail Köybaşı seviyesindeki oyuncular bundan ders almalı.
Bireysel performanslara gelirsek... Uğurcan’a kimin sözü olabilir? Peres’i ve Edgar’ı beğendim. Bakasetas’ın gayreti, oyuna sonradan giren Siopis’in geleceğe dönük katkısı dikkat çekti. Hamsik üzerine koyarak kalitesini tescilliyor. Djaniny o kadar özverili ki, Avcı’nın ve Cornelius’un işini güçleştiriyor.
Berat’ın üzerine bu kadar yük binmemeli. Görev tanımı daha net belirlenmeli. Nwakaeme ve Gervinho bireysel değil, takım oyunu içinde olmalı. Tribün değerli ama, takım daha fazla önemli.
Kazanan bir ekibi yere göğe sığdıramayabilirsiz. Bu tehlikeli olur. Eksikleri görmezden gelmek, skor üzerinden yorum yapmak, yarınlarda hayal kırıklığı yaratabilir.
Lakin bir gerçek daha var. Kadro yapısı, deneyimli teknik direktörü, takım olma yolunda emin adımlarla ilerleyen oyuncu grubu Trabzonspor’u şampiyonluk adayları arasına koyuyor. Bu sezonu farklı kılan transferler değil. İki maçı kazanmak değil.
İstikrarlı bir yönetim, uzun vadeli planlama ve koşulsuz camia desteği. Tüm birleşenler bir araya geldiğinde sadece bu sezonun dışında uzun vadeli başarılar konuşulabilir.