Adebayor, resmi kayıtlara göre 34 yaşında... Kemik yaşı daha fazla olabilir. Burak Yılmaz ise 33... İkisi de takımlarının skor yükünü çeken oyuncular. Togolu futbolcunun kariyeri belli. Kartvizitinde Avrupa’nın kalbur üstü kulüplerinin referansları var. Burak, Türk futbolunun yetiştirdiği güzide golcülerden biri... Çin’e gitmeden önce büyük kulüplerde önemli işler yaptı. Dönüşü zirve yaptığı Trabzonspor oldu.
Dünkü maça damga vurması beklenen iki isimdi Adebayor ve Burak. Nitekim de öyle oldu. Başakşehir’in golcüsü sadece son vuruş ustası değil... İlerleyen (!) yaşına karşın, rakip yarı alanın her yerinde pres yapan, duran toplarda savunmasına yardıma gelen, görev bölgesine gittiği vakit de işini hakkı ile yapan bir isim. Zaten bu yüzden yıldız...
Trabzonspor cephesinde sakatlıktan yeni çıktığı için Burak’ın mazereti olabilir. Fizik olarak henüz hazır olmadığı belli. Ancak golcü yeteneklerini kısıtlayacak bir dezavantaj değil bu. Araya koşularda belki zorlandı ama maç içinde net dört fırsat geldi ayağına... Bir tanesini ağlara yollayabilse, Trabzonspor haftalar sonra sahasında kaybetmeyebilirdi.
Rıza Çalımbay, Göztepe maçından sonra kaçan gollere ağıt yakarken, “Burak olsa kazanırdık” demişti. Futbol takım oyunu. Kişiselleştirirseniz eğer, Başakşehirspor yenilgisini de bu kez Burak’ın kaçırdıklarına bağlarsınız ki, bu yargı çok adaletsiz olur.
Tıpkı Başakşehirspor’un üç puanının Adebayor’a endekslenmesinin diğer oyunculara haksızlık olacağı gibi... Abdullah Avcı’nın ekibinin son iki yıldır niçin ligin zirvelerinde dolaştığı belli. Zaman zaman aksamış olsa da, ne yapmak istediğini bilen bir futbolcu topluluğuna sahip. Deneyim, özveri, ruh onlarda. Trabzonspor ile kısyasladığınız vakit artıları çok daha fazla.
Trabzonspor’a gelince. Evet, gol sorunu var. Ama en büyük sıkıntısı savunmada... Sezon başından bu yana gerideki dörtlünün aynı isimlerle iki maç oynamışlığı yok. Her hafta başka bir kurgu. Yenilen gollere bakın, her şey çok net. Onur’un dün en az üç kurtarışı olduğunu dikkate alırsak, çözüme kavuşması gereken asıl konu anlaşılabilir.
Her takım gücü oranında mücadele eder. Kazanır ya da kaybeder... Benim kabul edemediğim, takımı tek farkla geride iken, 65. dakikadan itibaren taraftarın kendi futbolcusunu ıslıklaması, hocasına mesaj göndermesi ve yönetimi istifaya davet etmesi.
Trabzonspor ekonomik açıdan tükenme noktasında... Her yeni gelen başkan üzerine koyarak gidiyor. Hesapsızca, kulübün çıkarlarını düşünmeden ve batağa sürükleyerek.
Yarın Muharrem Usta gitse, tribünlerin istediği biri gelse ne değişecek? Çok net söylüyorum. Kimse kimseyi kandırmasın. Trabzonspor’un kurtuluşu ve mazideki başarıları yakalaması için, fedakarlıkla geçecek en az 5 yıla gereksinimi var!