Futbol Federasyonu’nun yargı organları beni “şaşırtmamaya” devam ediyor!
Özellikle de Disiplin ve Tahkim kurulları. Talimatlarla diledikleri gibi oynamayı pek seviyorlar.
Eyleme yorum katıyor, suçun niteliğini değiştiriyor, kulübüne ve adamına göre gerekçe üretip, ceza indirimi yapabiliyorlar.
Son çarpıcı örnek, G.Saraylı Adem Büyük’ün kırmızı kart olayı.
Biliyorsunuz; Çaykur Rizespor maçında çift sarı kartla oyundan atıldıktan sonra hakem Yaşar Kemal Uğurlu’ya “O.... çocuğusun” diye küfür etmiş ve bu sözleri raporlara geçmişti.
Peki ne oldu? Hukuk Müşavirliği, talimatın “kişilik haklarına saldırı, hakaret ve tehdit” başlıklı 41. maddesine göre Adem’i disiplin kuruluna sevk etti.
Ya sonra? Talimat 3 ile 7 maç ceza öngörürken, PFDK takdir hakkını alt sınırdan kullandı ve hakeme edilebilecek en ağır hakaretlerden biri olan bu söyleme masumiyet kazandırdı.
Bitti mi? Bitmedi. Galatasaray Kulübü hakkını kullandı ve Tahkim Kurulu’na itiraz etti. İşin trajikomik bölümü de burada yaşandı.
Kurul, Adem’in 3 maçlık cezasını 2’ye indirirken gerekçesini de şöyle açıkladı: “Futbolcunun pişmanlığı ve olayın oluş şekli nazara alınarak, takdiren 2 resmi müsabakadan men cezası şeklinde düzeltilmesine....”
“Oluş şekli” nedir?
Hani hakim karşısına çıkan sanık, takım elbise giydiği ve kravat taktığı için “iyi hâl” indiriminden yararlanır ya...
Futbolcunun pişmanlığı Tahkim Kurulu üyelerinin de yüreği yumuşamış ve dosya “bir daha yaparsan ağzına acı biber süreriz” denerek kapatılmıştır.
Haa, bir de “olayın oluş şekli” var!
Ne demek bu?.. Adem, o masum küfürü hakemin kulağına mı fısıldadı? Belki de hakem Adem’i tahrik etmiştir.
Hadi pişmanlığı bir yere kadar anlarım da, herkesin gördüğü, sahadaki oyuncuların ve hakemin duyduğu küfürün “oluş şekli” nasıl açıklanabilir ki?..
Yazın bir kenara. Bu, örnek bir karardır. İster tekme atın, ister küfür edin. Artık her futbolcunun “Ben ettim siz etmeyin, çok pişmanım” deme hakkı, Tahkim’in de cezada indirim yapma zorunluluğu vardır!
Tüm kulüp avukatları bu dosyayı not etsin. Yeri geldiğinde Tahkim’in masasına koyarlar.
Bazı kurullarda görev yapan hukukçuların özel hayatlarındaki iş ilişkileri ayyuka çıkmışken, aldıkları böylesi cesur kararlar nedeniyle kendilerini kutlamam gerekiyor, bravo!
Bağımsız değiller!
Özerk federasyonlarda “atanmışların” bağımsız olamayacağı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da tescillendi. Eski Trabzonsporlu futbolcu Ömer Kerim Ali Rıza’nın AİHM’ye yaptığı itiraz neticelendi ve TFF kurullarında yapılan yargılamanın adil olmadığı sonucuna varıldı.
Şimdi düştüğümüz duruma bakın. İstediğiniz kadar özerk yasanız ile öğünün. Hatta dünyada tekiz deyin. Kimse kimseyi kandırmasın. Bu kurulların oluşumunda gücü olan kulüplerin borusunun öttüğünü sağır sultan bile biliyor. Sonuç ortada!
Adalet duygusunun olmadığı yerde, yukarıda anlattığım gibi onlarca tuhaflık yaşanır. Tahkim Kurulu’na sadece şu soruyu soracağım; “O küfür, federasyon başkanı veya bir yönetim kurulu üyesine edilmiş olsa idi; bırakın ceza indirimini, artırılması için elleriniz kalkar mı idi?”
Evet mi?
Peki, hakem sahada kimi temsil ediyor?..
Sörloth’un kazandırdıkları!
Alexandre Sörloth, Trabzonspor’a transfer edildiğinde, camianın büyük bölümü burun kıvırıp, “nereden çıktı bu adam?” demişti.
Öyle ya, basacaksın parayı, alacaksın anlı şanlı isimleri, taraftarın gönlünü hoş tutacaksın. Onlar da “vay bee, ne büyük kulübüz” diye rakiplerine hava atacak.
Trabzonspor’un son iki yıldır izlediği transfer politikalarının tamamına “iyidir” diyemeyiz. Ama isabet oranı yüzde 70’i geçiyorsa, ortada bir yönetim başarısı var demektir.
Sörloth da onlardan biri. Takımının bugün şampiyonluğu kovalıyor olmasında, attığı goller ve yaptığı asistlerin payı büyük. Son haftalarda suskun kalması, ne formsuzluk ne şanssızlık.
Rakipler artık, önce Norveçli oyuncuyu etkisiz kılmanın yollarını arıyor. Dikkat edin, son haftalarda Sörloth’un başında en az iki savunmacı var. Biliyorlar ki, topla buluştuğunda tehlike büyük. Buna rağmen güçlü fiziği ve tükenmeyen enerjisi ile skora katkı yapmaya devam ediyor. Gol kralı olur, olmaz. Yaptığı işe bakarım.
Bu kadar düşük bir maliyetle değerini daha şimdiden 10’na katladı ise, benim gözümde bir transfer harikasıdır Sörloth.
Ligimizi yabancı oyuncu çöplüğüne çevirenlerin, kıskançlıkla izlediği başarı öyküsüdür Kuzey yıldızının performansı.