Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Futbolumuz gelişmiyor, aksine ulusal ve uluslararası ölçekte neden itibar yitiriyor, marka değeri niçin giderek düşüyor, kimsenin umurunda değil.
Tepeden tırnağa bir umursamazlık, kayırmacılık, bencillik, güç zehirlenmesi ve sınır tanımayan hadsizlik hakim...
İsteyen üzerine alınsın, pay çıkarsın veya kendini bu sınırların dışına taşısın.
Konuştuğumuz şeylere bakın;
Lig şampiyonumuz, Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan gidebilecek mi?
A Milli Takım, Dünya Kupası’na katılabilecek mi?
Türk temsilcileri, Avrupa’da kaç ön eleme oynayacak?
Naklen yayın ihalesini kim alacak ve geçmişteki bedelin yarısını ödeyebilecek mi?
Bitmedi... Ülkemize UEFA’dan hangi yaptırımlar gelecek?
FIFA’daki uyuşmazlık dosyalarının akıbeti ne olacak?
Borç batağındaki kulüpleri kim kurtaracak?
Bu hakemlerle lig nasıl bitecek?
Gizli güçler hangi takımları hedef seçerek futbola ayar çekecek?..
İnsanın içi daralıyor. Bir tane başarı öyküsü var mı aklınıza gelen?..
Yıllardır giderek büyüyen sorun yumağından çıkmak için fikir üreten, çözüm arayan, iyi niyet gösteren, fedakârlık yapan, işi kişiselleştirmeyen, siyasetten medet ummayan kaç yönetici sayabilirsiniz? Beş mi, on mu?
Herkesin derdi başka!
Futbol devasa bir sektör. Herkes payının peşinde.
Ya bizde? Kulüp idareciliğini mafya tarzı eylem ve söylemler olarak kullanan, yetersizliklerine ve başarısızlıklarına günah keçisi arayan, kendini sorgulamayı bilmeyenler mi deva olacak futbolumuzun dertlerine? Yoksa hırslarını tatmin etmek için her türlü adaletsizliği mubah görenler mi?
Örnekler çok sıcak. Kimi sahaya inip hakeme saldırır, “Silahım olsaydı vururdum” der, öteki futbolun içinde “FETÖ” örgütlenmesi olduğunu iddia eder kanıtlamaktan aciz kalır, bir başkası “hakemin kellesini aldık” diye aleme gözdağı verir, daha ileri gidenler federasyonu ve MHK’yi tehdit eder.
Bu tablodan cesaret alan sözde paydaşlar yangına benzin döker, medyadaki bildik kurnazlar da hepsinin peşine takılıp, reyting peşinde koşar.
Ve bunların tümü, önemli mevki - makamlardan itibar görür!
Hiç kusura bakmayın. İşte budur Türk futbolunun profili. Budur karakteri ve gerçekleri. Ruhu, kişiliği, budur işte.
Dibe vurduk mu? Sakın aldanmayın, bunlar iyi günlerimiz!..
Türkiye Futbol Federasyonu, Cumhuriyet ile yaşıttır. Seneye 100. yıl pastası kesilecek.
Bir zamanlar şık hanımefendilerin, takım elbiseli erkeklerin takım göz etmeksizin birlikte maç seyrettiği güzellikten, konuk ekip taraftarının tribüne alınmadığı günlere geldik.
Hepimiz suçluyuz ve bedelini ödüyoruz!..

Haberin Devamı

Aydınus’u da bitirdiniz ya!

Haberin Devamı

Hafta içinde meslek büyüğüm Attila Gökçe yazdı. Süper Lig kadrosunun en deneyimli hakemlerinden Fırat Aydınus’a haftalardır görev verilmediğini dikkat çekti.
Gerekçesi malum; son yönettiği Altay-Ç. Rizespor maçında VAR tavsiyesine rağmen konuk takım lehine olduğu iddia edilen penaltıyı vermemesi.
Önce altını çizelim; VAR izlemeye çağırsa bile son karar hakemindir. Aydınus, o müdahalenin ceza gerektirmediğine kanaat getirdi.
Sonra ne oldu? O günden beri “cezaya” girdi.
Sahi; geçen sezonun en kritik maçlarını tereyağından kıl çeker gibi kurtaran, talimat değişikliği yapılarak bir yıl daha hakemlik yapması sağlanan aynı Aydınus değil mi idi?
Merak ediyorum; bu yaptırım kararını MHK mi, yoksa bir kulüp başkanı mı aldı? Umarım ikincisi değildir.
Ama şundan eminim; Fırat Hoca, haksızlıklara daha fazla dayanamaz. Dik duruşunu bozmaz. Kişiliğinden taviz vermez.
Bugünün başkan ve yöneticileri unutulur da, o yıllarca camianın içinde kalmaya ve hizmet etmeye devam eder.

Haberin Devamı

Savaşa “HAYIR”

“Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey...”
Bugünlerde en çok gereksinim duyduğumuz şey, barış ve huzur.
Ne yazık ki giderek uzaklaşıyoruz özlemlerimizden. Burnumuzun dibinde ateş var. Yüreğimiz kavruluyor. İnsanlar, yaşlılar, çocuklar ölüyor.
‘Emperyalist’in solcusu, sağcısı olmaz. Niyetleri ve hedefleri birdir. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinde de aynı amaçla binlerce masum hayat son buluyor.
Bosna’da, Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de, Sudan’da, Hocalı’da, Afganistan’da, Libya’da, Yemen’de katledilen milyonlarca canın kanı eline bulaşanlar, şimdi insan hakları ve demokrasi savunuculuğu yapıyor. Aslında sattıkları ve satacakları ölüm makinelerinin hesabı bu. Irkçılığın daniskası, âlâsı bu.
Gözünü sevdiğimin medeniyeti, Rus liderinden intikam alacağım diye; sporcu, sanatçı, edebiyatçı, akademisyen, öğrenci ve sivil Rus vatandaşına bireysel yaptırım uygulamaya çalışıyor.
Gidin hesabınızı Ukrayna’yı cehenneme çevirenlerden sorun. Asıl faşist sizsiniz!

Bir aptal yeter!

"Barış için çok sayıda akıllı insan gerekir. Ancak savaş için bir aptal yeter..." - Yuval Noah Harari