SkorerBakan ne yapsın!

Bakan ne yapsın!

19.01.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Bakan ne yapsın

İşte o değişen ve gelişen kalabalığın büyük kısmı medyada.Sosyalistler liberal oldu mesela.Liberaller Avrupa birlikçi... Avrupa Birlikçiler ulusalcı. Dinciler halkçı.Bireysel vakalar tek tek incelendiğinde bu liste uzar gider. Devamlı değişip, devamlı gelişiyorlar. Fikirlerinin arkasında duranlar ise "aptal".***Evet aptal... Çünkü onlar itibar görmüyorlar.Spor medyasında bu değişim ve gelişim çok daha kolay. Çünkü derin fikirlere, sağlam prensiplere, düz omurgaya ihtiyaç yok sporda.İnsanlarımız da balık hafıza...Salla gitsin. Bakın medyaya; dün Futbol Federasyonu'na karşı TBMM'ni, Başbakanı, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı'nı, Maliye'yi, Vali'yi, Emniyeti göreve çağıran ve bunu defalarca tekrarlayan insanlar bugün futbola siyaset girmesin diye Ulusoy'un arkasında olmak gerektiğini yazabiliyorlar.Aslanlar gibi muhalefet yapıyorlar.Aslanları motive eden açlık-tokluk duyguları... Onlarınki popülarite açlığı.***Yahu ben hatırlıyorum Bakan Şahin'i kaç kere göreve çağırdıklarını. Hatta "ne olacak o zaman özerklik" diye yazdığımı. Adamlar değişmiş ve gelişmiş...Bir numaralı muhalifler şimdi futbolun özerkliği adına... Kendi çizdikleri yolda kalanları ise suçluyorlar.Maksat eksantrik olmaksa, seçenekler sınırlı tabi. İş geliyor geliyor, "ak" ile "kara"ya dayanıyor. Dün ak dediğine bugün kara demekten başka çare kalmıyor farklı olmak için.Onların yazdıkları siyasetin futbola elini kolunu sokmasını kolaylaştırmış; ne gam.Madem ki siyasetin futbola elini kolunu daldırdığı ortaya çıkmış; bu sefer futbolun özerkliğini korur ustam.***Ben sayın Bakan'ın yerinde olsam...Tövbe tövbe...Allah'tan, ne bakan olabilirim ne "büyük" yazar. Söylediklerinin arkasında durmayan, hatta tam tersini söyleyen insanlar "değiştim ve geliştim" şeklinde bir açıklama uydurdular ya... Irak manzaralarına az kaldı Halil ve Hamit Altıntop kardeşlerin "Türkiye'ye gelmeme gerekçeleri" nasıl bu kadar yankısız kaldı hayret doğrusu. Açık açık söylediler: "Korktuğumuz, taraftar davranışları ve tribünler".Bildiğiniz gibi Türk'tür bu ikiz kardeşler... Türkiye'de futbol oynamaktan korkuyorlar."Nerede söz verdiğin yıldızlar" diye suçladığımız kulüplerimizi bulup getirdikleri için tebrik etmemiz lazım yani. Aslında Halil ve Hamit'e kızmak değil, şapkayı önümüze koymak gerekmez mi?Neredeyiz, nereye gidiyoruz?..Bu yoldan nasıl döneriz?Devre arasında hepsini unuttuk sanki. Büyük statlarımızın çevresindeki Irak manzaralarına az kaldı.Kaşkol ve berelerin "hedef" teşkil ettiği günler kapımızda.Bayrak asan pencerelerin taşlanması, belediye otobüslerinin parçalanması sayılı günler sonra.Peki biz de yaptık bu arada?Siz hiç güvenliğe ilişkin bir çalışma, bir önlem, bir yaptırım duydunuz mu "yeni" diye niteleyebileceğimiz?Hayır...Bir aydır konumuz Antalya. Ağustos böceği bile devre arasında bu kadar keman çalmazdı. İzmirli avukat Mehmet Ali Tunçay, şampiyon olamazsa Fenerbahçe'ye dava açacakmış!Neden?Fenerbahçe yönetiminin taraftarlara verilmiş sözü varmış. Kaynakları da yeterliymiş. Helva yapılamazsa sormak taraftarların hakkıymış."100. yılda dünya takımı olacağız, Avrupa'da kupa alacağız, Dünya çapında transferler yapacağız" demiş Fenerbahçe yönetimi. Taraftar da güvenmiş; kombine, forma, kart, piyango almış."Tüketici" kandırılamazmış.Mantık fena değil.Futbolda ticaret kanunu ne kadar işe yarar orası meçhul. Sayın Tunçay avukat. Onun baskı yöntemi böyle... Bildiği şekilde.Açar davayı, kazanır kaybeder.Peki diğerleri? Yola şampiyonluk vaadiyle çıkan diğer takımlar?Sonuçta mahkemelik olma ihtimali yüzde yetmişbeş çünkü.Hem, taraftar dediğiniz kalabalık içinde siyasetçisi var, belediyecisi var, askeri, polisi, doktoru, mühendisi, baytarı var... Tabi bir de gangsteri, hapçısı, psikopatı...Herkes becerilerine göre baskı yapmaya kalkışsa yanmışız yani. eguven@milliyet.com.tr Fenerbahçe'ye dava!