Trabzonspor ilk yarı durdu, ikinci yarı esti, gürledi!
İlk yarı Gaziantepsporlu oyuncular Trabzonsporlu oyunculara futbol dersi verdi desek abartmış olmayız. Kırmızı-siyahlı takımın attığı iki golden birine şapka çıkarılır, bir topları da direkte patladı.
Dragus’un ayağından çıkan o füze gol olsaydı; sen gel de ayıkla pirincin taşını! Lig 3’üncülüğünün sıkıntıya girmesinin yana sıra, morali o denli bozulacaktı Trabzonsporluların…
Öyle ya birader Beşiktaş kaybederken sen de kaybetmek zorunda mısın? Üstelik Başakşehir dış kulvardan sessiz sedasız gelirken…
Biraz daha açık konuşmak, samimi olmak gerekirse, tanımayanlar, bilmeyenler ilk devreyi izlemiş olsaydı, küme düşme adayı takımın Gaziantepspor değil de Trabzonspor olduğunu düşünmeden, söylemeden edemezdi. Anlayacağınız sahadaki oyuncuların giydiği forma bordo-mavi olmasaydı, Trabzonspor demek için kırk yemin etmek gerekirdi. O derece kötü bir Trabzonspor vardı sahada.
Soyunma odasında Abdullah hocanın ilk yarı gamsız, vurdumduymaz futbolu sergileyen bazı oyuncularına ne dediğini bilemeyiz lakin ikinci yarı sahaya sürülen Trezeguet ile Umut Güneş’in katkılarını göz ardı edemeyiz; çehresi değişti bordo-mavili takımın…
Umut Güneş, orta sahaya hareketlilik getirdi, derleyip toparladı.
Trezeguet bir kanadı, Vişça diğer kanadı otoban gibi kullanmaya başlayınca bambaşka Trabzonspor izlemeye başladık. O ilk yarıdaki takım gitmiş, başka bir takım gelmişti; koşan, mücadele eden, dikine paslar yapan, sahanın her tarafını kullanan ve de goller atan…
İki arada bir derede genç Arif’in de hakkını teslim edelim, iyi oynadı
Onuachu için bir parantez açmak gerekirse; kanatlar çalıştığında uçuyor, uçuruyor Trabzonspor’un santraforu… Onsuz geçen haftalara nasıl yanmasın Trabzonsporlular. Dün akşam da havadan ve karadan çalıştı Nijeryalı… Attıklarının yanında araya bir gol pası da sıkıştırdı hani.
Tabi ki bordo-mavililerin asist abidesi Edin Vişça, Trabzonspor’un olmazsa olmazı. Her maçta benzer tarife… Transfer edildiğinde ne gerek vardı diyenlerin kulakları bir kez daha çınlasın!
İlk yarıdaki oyunları için bordo-mavili oyuncuları ne kadar eleştirmişsek, ikinci yarıdaki oyunlarının hakkını teslim edelim; 2-0 geriye düşmelerine rağmen oyundan kopmadılar, öyle bir geri dönüş yaptılar ki biz fırtına olup estiler diyelim, siz önce gürlediler sonra gol olup yağdılar diyebilirsiniz!