'Zarrab davasında hedef Türk ekonomisi'

Gazetecilerle bir araya gelen Tanrıkulu, “Durup dururken bir şahıs Amerika’ya gidiyor orada tutuklanıyor. Arkasından bir kamu bankasının yönetici gidiyor, o da tutuklanıyor. Zamanlamaya bakın. Bu dava Türkiye’ye karşı bir ekonomik tetikçiliğin kullanılacağı bir dava haline doğru götürülüyor. MHP olarak bu şahsın Türkiye’ye iade edilmesi, burada yargılanması konusundaki görüşümüz değişmedi” diye konuştu.

‘Uyarı olabilir’

Kamu bankalarını hedef alan açıklamaların anımsatılması üzerine Tanrıkulu, “Yansımaları bankacılık olarak olur. Türk bankaları birtakım uluslararası kuruluşlar tarafından da denetleniyor. Zaten bazı rasyolar noktasında bu dava olsun olmasın Türk bankaları çeşitli şekillerde uyarılar almışlardır. Bunun üzerine bu davadan gelen bir sıkıntı olabilir mi? Olabilir. Bankalar da bunun önüne geçmekle mükelleftir. Bankacılık çok emin bir müessese olması lazım” dedi. Tanrıkulu, ceza kesilmesi durumda ödemenin zorunlu olup olmayacağı sorusu üzerine de “Gerekli uluslararası mecralara taşırsa, çok ileriki aşamayı konuşuyoruz şu anda, ödemek zorunda tabii” dedi. Tanrıkulu, Türk bankalarına ceza kesilmesi ihtimali için de “Ceza olacağını zannetmiyorum ama uyarı olabilir” dedi.

Yerli oto eleştirisi

Hükümetin ekonomi politikalarına tepki gösteren Tanrıkulu, Merkez Bankası’nın bağımsız olmadığını savundu. “Kurda da fiyasko var” diyen Tanrıkulu, “Sanayi 4.0” yerine dolarda “4.0”ın görüleceğini iddia etti. Ekonomi yönetiminde senkronize eksikliği olduğunu anlatan Tanrıkulu, “Büyüme rakamlarını kortizonlu büyüme olarak görüyoruz” dedi.

Tanrıkulu, yerli oto projesine “çakma model” eleştirisi getirerek, “Kuzey kutbunda buz satmanın anlamı var mı” diye konuştu.

Türkiye’nin Avrupa’ya otomobil satma hedefini gerçekçi bulmadığını söyleyen Tanrıkulu, “Daha cep telefonu kılıfı yapamıyoruz” dedi.