02.12.2019 - 10:46 | Son Güncellenme:
AA
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, verilen yeni nesil kimlik kartı sayısında 49 milyon 270 bine ulaşıldığını, yıl bittiğinde bu sayının 50 milyon eşiğinde olacağını bildirdi.
Soylu, Antalya'nın Manavgat ilçesindeki bir otelde gerçekleştirilen İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürleri Hizmet İçi Eğitim Semineri'nin açılışında yaptığı konuşmada, ehliyet, pasaport ve kimlik kartlarının değişimleri ve tek çatı altında verilmesi konusunda önemli bir çalışma yürüttüklerini söyledi.
"Üçü bir arada" projesini hızlı bir şekilde gerçekleştirdiklerini belirten Soylu, "Hem ehliyeti, hem kimliği hem de pasaportu aynı çatı altında verilmesini sağlayacak önemli projeye imza attık. Eğer sizin tecrübeniz olmasaydı, lastiği patlatırdık. Hepinize özverili çalışmalarınızdan dolayı teşekkür ediyorum." diye konuştu.
Nüfus vatandaşlık işlerinin İçişleri Bakanlığının ve devlet geleneğinin en asli görevlerinden birisi olduğuna işaret eden Soylu, insan ve araziye ilişkin kayıt tutma geleneğinin 6-7 yüz yıl kadar geriye gittiğini vurguladı.
Biyometrik verilerle pasaport, ehliyet ve kimlik kartını bir arada verme gibi büyük değişimlere kısa zamanda uyum sağlandığını ve bunun altındaki gücün yüzyıllara dayanan köklü tecrübeye dayandığını aktaran Soylu, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden ülke genelinde 1 milyon 328 noktadan günde 250 bin vatandaşın hizmet aldığını söyledi.
Ehliyet ve pasaport işlemlerinin de devriyle büyük bir iş yükü oluştuğunu ve bunun gerektirdiği yatırımlar gerçekleştirildiğini anlatan Soylu, yeni nüfus müdürlüğü anlayışı geliştirildiğini bildirdi.
Özellikle personel takviyesi ve yeni randevu verme sistemi ile randevu verme süresinin bir güne, işlem sürelerinin ise 8 dakikaya düştüğüne dikkati çeken Soylu, şöyle devam etti:
"2017'den sonra yıllık işlem hacmi yaklaşık 50 milyona yükseldi. 'Üçü bir yerde' projesiyle pasaport, sürücü belgesi ve kimlik kartı için tek başvuru ve bir kez verilen parmak izi, fotoğraf ve imza ile işlem gerçekleştirilir hale geldi. Türkiye genelinde 801 pasaport, 808 sürücü belgesi başvuru noktası hizmet veriyor ve müracaattan 1 3 günde belgelerin sahiplerine teslimi sağlanıyor. Ehliyet ve pasaportların devri tarihinden bugüne kadar toplam 3 milyon 400 bin yeni nesil pasaport, 7 milyon 300 bin sürücü belgesi verildi, verilen yeni nesil kimlik kartı sayısı da 49 milyon 270 bine ulaştı. Yani yıl bittiğinde inşallah 50 milyonu devirmiş olacağız ya da 50 milyon eşiğinde olacağız."
"44 İL VE 11 MİLYON YAPININ MAKS SİSTEMİNE ENTEGRE EDİLMESİ HEDEFLENİYOR"
Son günlerde nüfus müdürlüklerine gittiğini ve büyük keyif aldığını dile getiren Soylu, vatandaşlardan az şikayet, çok fazla da memnuniyet sözleriyle karşılaştığını bildirdi.
Bu standardın düşürülmemesi ve daha da yükseltilmesi gerektiğinin altını çizen Soylu, bu tabloyu oluşturan çalışma arkadaşlarına ise teşekkür etti.
Türkiye'nin dönüşümüne sadece nicelik olarak bakılmaması gerektiğini vurgulayan Soylu, bu alanda çok önemli projeler ürettiklerini ve bunları hayata geçirdiklerini dile getirdi.
Kısa adı MAKS olan Mekansal Adres Kayıt Sistemi'nin önemli projelerden biri olduğunu anlatan İçişleri Bakanı Soylu, şunları söyledi:
"Bu proje, Türkiye'nin dijital alandaki mega projelerinden biri. Bir yapı ve o yapıdaki nüfusa ait bilgilerin tek bir veri tabanında birleştirmesi suretiyle pek çok alanda bürokrasinin azaltılmasına doğru bilgiye hızlı şekilde ulaşılabilmesine imkan veren bir sistem. Bu sistemle hem yapı ruhsatı başvuruları elektronik ortama aktarılabilecek, hem yerel yönetimlerin dijital dönüşümüne katkı verilecek, hem de suç ve suçluların takibinde önemli bir avantaj elde edilecek. Ayrıca ulaşım, sağlık, eğitim gibi ulusal hizmetlerin sunumuyla ilgili mekansal analizlerin sağlıklı şekilde yapılması sağlanabilecek. Aslında bu da önemli bir devrimdir. 2019 sonu itibarıyla 44 il ve 11 milyon yapının MAKS sistemine entegre edilmesi hedefleniyor. Bu hedefin önemli bir bölümü de aşıldı."
"TÜM NÜFUS DEFTERLERİ VE BELGELERİNİN DİJİTAL ORTAMA AKTARILMASI PROJESİNİ BAŞLATTIK"
Bir diğer önemli projenin de dijital arşiv projesi olduğunu aktaran Soylu, sadece bilginin yeterli olmadığını, bu bilgiye ulaşımın da pratik, hızlı ve doğru sonuç veren bir yapıyla ulaşılması gerektiğini belirtti.
Bütün sistemler dijitalleşirken yıllardır biriken kayıtların defterlerde kalmış olmasının bürokratik yük oluşturduğuna işaret eden Soylu, "Tüm nüfus defterleri ve belgelerinin dijital ortama aktarılması projesini başlattık. Halihazırda 251 milyon belge sisteme aktarıldı, küçümsenecek bir rakam değil. Sadece 2019'da yaklaşık 60 milyon belge aktarıldı ve inşallah proje 2020 yılında da tamamlanmış olacak." dedi.
Depolama, arşive erişim hizmetleri ve yıllık ortalama 75 bin belgenin basım masrafına kadar önemli bir tasarruf söz konusu olacağını dile getiren Soylu, istenilen belgeye sağlıklı ve hızlı bir şekilde ulaşılacağına işaret etti.
Projenin Türkiye'de kendi alanında ilk ve tek olma özelliğine sahip olduğunu bildiren Soylu, hizmetlerin kesintisiz yürütülmesi, nüfus verilerinin doğal afet ve olağanüstü durumlara karşı korunmasını sağlamak amacıyla Ankara ve Konya'da iki veri merkezinin eş zamanlı hizmet vermesinin sağlandığını anlattı.
Ayrıca Nüfus Vatandaşlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünce e-Devlet üzerinden sunulan 20 hizmet sayesinde vatandaşların nüfus müdürlüklerine gitmeden ölüm ve doğum işlemleri gibi pek çok işlemi halledebildiğini kaydeden Süleyman Soylu, bunun daha da yaygınlaştırılması, başlık sayısının artırılması yönünde de çalışmalar yapıldığını aktardı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 15 Temmuz hain darbe girişiminin, 2002'de başlayan planlı kalkınma ve değişim dönemine vesayet yapısının verdiği son tepki, sonrasında yaşanan gelişmelerin ise eski ve köhne anlayışın tüm izlerinin temizlenme hareketi olduğunu belirtti.
Soylu, Antalya'nın Manavgat ilçesindeki bir otelde gerçekleştirilen İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürleri Hizmet İçi Eğitim Semineri'nin açılışında, Türkiye'nin 21. yüzyılın başından bu yana büyük bir değişim içinde olduğunu söyledi.
Bu sürecin ilk yarısının altyapı ve istikrar odaklı olduğuna dikkati çeken Soylu, ikinci yarısının ise güvenlik ve küresel problemleri yönetmeye, yaşam standartlarını gelişmiş ülkelerle eşitleme odaklı olduğunu dile getirdi.
FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında devlette yapılan temizliğe de değinen Soylu, şu ifadeleri kullandı:
"15 Temmuz'dan sonra kamudaki temizlenme hareketinin yanı sıra hem güvenlik alanında köklü bir strateji değişikliğine gittik hem de Cumhurbaşkanlığı Hükumet Modeli ile birlikte sivil yönetim alanlarında da bir değişim ve dönüşüm başlattık. Bu adımlar ve gelişmeler, 15 Temmuz'un bizde oluşturduğu travmanın sonucu değildir. Bilakis 15 Temmuz, 2002'de başlayan bu planlı kalkınma ve değişim dönemine vesayet yapısının verdiği son tepkidir. 15 Temmuz sonrasında yaşanan gelişmeler, o eski ve köhne anlayışın tüm izlerinin temizlenme hareketidir."
Kolluk birimlerinin ilgilendiği hemen her güvenlik başlığında bugün olumlu ve anlamlı trendlere sahip olduklarını belirten Soylu, bunu temin etmek için hem yapısal değişiklikler ortaya koyduklarını hem de modern yönetim ilkelerinin tüm araçlarını kullandıklarını vurguladı.
Politika belgelerinden yüksek teknoloji üretme ve kullanmaya, birimlerin entegrasyonundan, sistemi iç mekanizmalarla izleme ve denetlemeye kadar pek çok adım attıklarını aktaran Soylu, bunu sadece kolluk birimlerinde gerçekleştirmediklerini, sivil alanlarda da göç, afet yönetimi, nüfus hizmetleri gibi alanlarda da aynı şekilde modern bir yaklaşım ortaya koyduklarını bildirdi.
Geçmişi iyi analiz, problemleri doğru tahlil ettiklerini anlatan Soylu, köklü devlet geleneğinden yararlandıklarını ve modern dünyayı takip ederek sorunlara hep bilikte doğru çözümler ürettiklerini söyledi.
Dönüşümü nicelik açısından değil, nitelik açısından değerlendirdiklerini belirten Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İçişleri Bakanlığı bünyesinde terörle mücadelede operasyon sayımızı artırırken operasyon stratejimizi de nasıl değiştirdiğimizi okumalıyız. Her türlü kaçakçılığa karşı mücadele ederken yüksek teknolojili, termal kameralı, güvenlik yolları olan entegre sınır güvenlik sistemleri yaptığımızı da bilmeliyiz. Trafik kazalarında ölüm oranlarını yüzde 28,5 azaltırken elimizde bir strateji belgesi ve eylem planı olduğunu bilmeliyiz."
"HER ŞEY SİYASET DEĞİL"
Küresel göç problemine değinen Süleyman Soylu, bugün kamuoyunda bir takım çevrelerin göçe karşı olumsuz bir algıyı tahrik ettiğini, "hepsi gitsin" hesabı yaptığını söyledi.
Meseleyi bir ülke politikası üzerinde makro ölçekte değerlendirmenin yeterli olmadığını dile getiren Soylu, şu değerlendirmede bulundu:
"Mikro ölçekte yeni durumları, yerel talepleri de takip etmek ve birlikte değerlendirmek gerekiyor. Her şey siyaset değil, her şey iktidar muhalefet çekişmesi değil. Dünyada bir insan hareketliliği var, bunu tetikleyen bir güvenlik sorunu ve gelir eşitsizliği var. Haliyle küresel insan hareketliliğinin getirdiği vatandaşlık problemleri var. Düşünün ki bir Afganistanlı eğer kaçak gelirse emniyet birimlerimizin, yasal göçmen olarak gelirse göç idaresinin, çalışma izni almak isterse Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, vatandaşlık başvurusu yapmak isterse sizlerin muhatabıdır."
Soylu, ülke olarak göçü engelleme değil, yönetme politikasını benimsediklerini vurguladı.
Program çıkında bir gazetecinin, "Adil Öksüz'ün nerede olduğunu bildiğinize dair bir açıklamanız olmuştu. Buna ilişkin başka bir gelişme var mı?" sorusu üzerine İçişleri Bakanı Soylu, "Antalya'ya gelen turist sayısı 15 milyonu aştı, bundan daha güzel haber var mıdır?" dedi.