23.06.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Bahçeli, dün yaptığı yazılı açıklamada terörle mücadeleye değinirken, “Bazı baroların güdümlü kaos yürüyüşü, terörist Demirtaş hakkında Anayasa Mahkemesi’nce verilen hak ihlali kararı, sokakların karanlığında ikbal arayışları, CHP-HDP-İP’in tehlike saçan gayri meşru politikaları, dış kaynaklı tehditlere müsait ortam açmaktadır” ifadelerini kullandı.
‘Alçaklığın deşifresi’
Şu anda Suriye’nin yüzde 26’lık kısmının terör örgütlerinin istilasında olduğunu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
“Irak’ı pençesine alan etnik ve mezhebi çatışmalar hem Türkiye’yi hem de bölge barışını adeta mayınlamaktadır. Sınırlarımızın hemen dibinde ABD-Fransa müşahitliğinde yapılan gizli ve sinsi görüşmeler, temaslar ve diyaloglar sonucunda, PKK ile Barzani unsurları arasında emel ve hedef birlikteliği sağlandığı anlaşılmaktadır. Açık kaynaklar bu durumu teyit etmektedir. 16 Haziran’da aynı damardan beslenen hain oluşumlar, zalimlerin gözetiminde mutabakata varmışlardır. Geçtiğimiz günlerde, Suriye’nin Kamışlı şehrinde ABD’li teşrifatçıların katılımıyla, dahası terörist Mazlum Kobani’nin de yer aldığı basın toplantısı, alçaklığın ve rezaletin vahim bir deşifresidir... Sınırlarımızın paralel ve mücavir bölgelerinde yıkım müteahhitliğine heveslenmek, bölücü müzakerelere meyletmek sakat ve skandal bir tertiptir.. İkinci Kandil olarak tanımlanan Haftanin’e Türk kahramanlığının mührü vurulmuştur. Görüldüğü kadarıyla süreç iyice kızışacak, bölge oldukça ısınacaktır. Türkiye, uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru savunma haklarını tavizsiz kullanmaktadır. Kamışlı’da tekrar ortaya çıkan terör komplosunu Ankara yıkacaktır.”
‘Tuzaklanmış patlayıcı gibi’
Bahçeli, Fransa’nın Libya politikasını da eleştirirken de şu ifadeleri kullandı: Fransa’nın son günlerde şımarması, şuur kaybına uğraması, Libya’dan Suriye’ye kadar her taşın altından tuzaklanmış patlayıcı gibi çıkması dikkatle takibi yapılması gereken bir tahriktir. Bu ülkenin Akdeniz’de NATO misyonu çerçevesinde görev yapan bir fırkateyninin Türk savaş gemileri tarafından taciz edildiğini iddia ve isnat etmesi, Libya ve Suriye’deki karanlık ilişkilerini maskeleme arayışından başka bir anlama gelmeyecektir... Fransa, Libya’da kaybettiği mevzilerin sonuçlarıyla kıvranmakta, kontrolü kaybetmektedir. Bunlar oluyorken, Mısır Cumhurbaşkanı’nın ‘Libya’daki Sirte ve Cufra kırmızı çizgimizdir’ beyanatı siyasi çözüm arayışlarını riske atmaktadır. Temennimiz, Sisi’nin akılcı, sorumlu ve sağduyulu siyaset takibiyle birlikte, provokasyonlara ve dış telkinlere kapalı durmasıdır. Böyle olduğu takdirde bölgesel huzur ve barış çabaları ivme kazanacaktır.”