27.05.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANADOLU AJANSI
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun suçlamalarının aksine “tek dil” ya da “tek din” olsun demediğini, bunu yerine “tek millet ve tek devlet” vurgusu yaptığını ifade etti. Erdoğan dünkü Niğde ve Aksaray’da seçim mitinglerinde verdiği ilginç mesajlar şu noktalarda toplandı:
DÜŞMANA KURŞUN ATAMIYORDUK: Malezya’ya, Suudi Arabistan’a, Birleşik Arap Emirlikleri’ne, Ürdün’e,Pakistan’a, Güney Kore’ye, Hollanda’ya kendi ürettiğimiz ürünleri satıyoruz... Dün, askeri Ulukışla’dan 52 gün yürüyerek Erzurum’a bitkin halde varan, düşmana atacak kurşun bulamayan bir Türkiye vardı, bugün dünyaya teknoloji ihraç eden bir Türkiye var.
ÖLÜMDEN DÖNDÜK HEMŞİRE BİLE VERMEDİLER: Yıllar önce Tokat’a giderken trafik kazası geçirdim Gerede’de ve bizi önce Gerede’ye götürdüler. Bize bakacak doktor yok. Yanımıza bir hemşire bile veremediler o zaman... 5 arkadaşız, hepimiz kan revan içindeyiz, büyük bir kaza, ölümden döndük. Çok ilginçtir Gerede’den en sağlam olan arkadaşımızın eline serumları tutuşturdular bizi de üst üste paketlediler. Oradan Bolu’ya. Bolu’ya götürdüklerinde, ilk hastane sordu, hayal mayal duyuyoruz, ‘sigorta mı emekli sandığı mı?’ Meğer bizi devlet hastanesine götürmüşler. SSK’lı deyince ‘alamayız’ dediler oradan SSK Hastanesine götürdüler. Şimdi böyle bir ayrım var mı? Hastanelerin hepsini biz birleştirdik. Bu Bay Kemal ve partisi, bu birleşmeye de karşı çıktı. Ama biz hepsini birleştirdik.
500 GÜN YA DA 4 AY: (CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, vatandaşa “bana bir 500 gün verin, bütün vaatlerimi yerine getireceğim” dediğini öne sürdükten sonra) Tanıdık geldi mi bu söz size? Hatırlıyor musunuz? Hatırlıyorsunuz... Şimdi bu da ezber yapıyor, dersini maşallah iyi öğreniyor... Dün çıktı, 500 günü 4 aya indirdi... ‘Verdiğimiz sözleri yerine getirmezsem, ilk 4 ay içinde siyaseti de genel başkanlığı da bırakacağım” diyor. 500 gün indi 4 aya, yani 120 güne... Maşallah, boynuz kulağı geçti. Talebe, hocasını aştı... Seçime daha 17 gün var. Ben inanıyorum ki bu süreyi CHP Genel Başkanı 30 dakikaya kadar indirebilir. Dilin kemiği yok.
KILIÇDAROĞLU’NUN HAKKÂRİ MİTİNGİ: Oraya BDP’lileri topladılar ve alanda bir tane Türk Bayrağı yok. Çünkü,anlaşma öyle. Eğer Türk Bayrağı olsa BDP’lileri oraya getiremez. Çünkü, BDP’lilerin ve bağlantılı olduklarının, bizim bayrağımıza karşı ciddi bir alerjisi var. Belediyelerinde bile neyi tartışıyorlar? Türk Bayrağı olsun mu olmasın mı? Yani ellerinden gelse koymayacaklar. Biz ise yola çıkarken ne demiştik, ‘tek millet’ demiştik. Türküyle, Kürtüyle, Lazıyla, Çerkeziyle,Gürcüsüyle, Romanıyla, Abhazasıysa tek milletiz. Ve biz yaratılanı yaratandan ötürü severiz, bizim farkımız bu. Arkadan ne dedik, ‘tek bayrak’. Bizim bayrağımızın rengi niye kırmızı? Şehidimizin kanı. Hilal, bağımsızlığımızın sembolü, yıldız şehidimizin ifadesi. Onunu için tek bayrak. Biz ne demişiz; ‘bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.’ onun için de ne demişiz; ‘780 kilometrekareyle tek vatan’ demişiz.
TEK DEVLET DEDİK TEK MİLLET DEDİK
Bitmedi, ‘tek devlet’ demişiz. Çıkmış dün o BDP’nin başkanı, eş başkanı, neyse, onlarda başkan çok. Artık takip edemiyoruz. Diyor ki benim için, ‘tek din’ dedi diyor. Benim için diyor ki ‘tek dilli.’ Ben ne ‘tek dil’ dedim, ne tek din’ dedim. Hiçbir yerde benim böyle bir ifadem yok. Çünkü onlar yalan makinesi. Yok. Bir defa tam aksine Afyon’dan yola çıkarken şunu da söyledik: Biz etnik milliyetçiliğe karşıyız. Yani onların yaptığı gibi bizde Türk milliyetçiliği yok, bizde Türk milliyetçiliği de yok. Bizde ne var? Tek millet. 74 milyonu biz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı çatısı altında kucaklıyoruz. Bizim farkımız bu.
HAHAMBAŞINI ZİYARET EDEN BENİM
Biz de bölgesel milliyetçilik de yok. Batı ayrı, Doğu ayrı, Kuzey ayrı,Güney ayrı. Hayır. 780 bin kilometrekare ile tek vatan, ayrı olamaz. Biz, dinsel milletçiliğe de karşıyız. Bu ülkenin yüzde 99 Müslüman ama Müslüman olmayanlar da bizim güvencemiz altında. Bu ülkede gidip Musevi Hahambaşını ilk ziyaret eden Başbakan benim, hepsini hakkını savunan benim. Bizde mezhep ayrımcılığı da yok. Biz ne diyoruz; ‘inancına güvenen inanç hürriyetinden korkmaz. Düşüncesine güvenen düşünce hürriyetinden korkmaz.’ Bizde böyle bir dert yok.